ikinci bölüm

455 42 42
                                    

minho, en yakın arkadaşının geldiği haberini alınca kendi işlerini hyunjin'e yıkıp felix'in oturduğu masaya oturuyor. ancak öyle bir yüz ifadesiyle yapıyor ki bunu, felix gelmekle hata ettiğini düşünmeye başlıyor.

"rahatsız mı ettim?" diye soruyor. minho gerçekliğe dönmüş gibi silkeleniyor önce. sonra karşı çıkıyor arkadaşına. "neyin var o zaman?" diye devam ediyor felix.

yutkunuyor minho. "boşanıyoruz galiba." diyor. felix yüz ifadesini stabil tutmaya çalışırken minho da onun tepkisinden korktuğu için bakışlarını masada tutuyor.

"neden?" diye soruyor sarışın olan. minho hâlâ gözlerini masadan kaldıramazken boğazının düğümlendiğini hissediyor. cevap veremiyor. belki de verecek cevabı olmadığından. bundan cesaret alan felix ise devam etmek istiyor içinden atmak için.

"sen seungmin'i bırakamazsın." içten içe itiraz etsin kendisine istiyor. sonra böyle düşündüğü için kızacak kendine.

"o beni bırakabilecekse ne anlamı var ki?" diye soruyor kısık sesle minho. felix kızıyor kendine de minho'nun güvenini sarsan seungmin'e de.

"kim istiyor boşanmak?" minho kendini işaret edince, "konuştun mu seungmin'le?" diye tekrar bir soru soruyor.  kendi hislerini bir kenara bırakıp arkadaşına yardımcı olmaya çalışmalı.

"üç kere aradım aralıklarla. üçünde de meşgule attı ama ne geri döndü ne de mesaj attı. en son dün akşam bara erken gideceğiyle ilgili mesaj atmıştı." içine oturan o berbat his belki yok olur diye derin bir nefes alıyor. "çok fazla düşünüyorum. eskiden olsa endişelenirdim böyle olduğu için ama şimdi sadece içim içimi yiyor beni artık önemsemiyor diye. yanlış olduklarını biliyorum ama onları durduramıyorum. canımı çok yakıyorlar felix. eskisi gibi hissetmeme engel oluyorlar bu yüzden kaçmak istiyorum, en çok da kendimden."

minho gözyaşlarının ondan izinsiz dökülmesiyle eliyle gizliyor yüzünü. "kötü bir arkadaşım." diye ekliyor. "sana bunlardan bahsetmemeliyim."

"kötü olan benim." mırıldanıyor felix minho'ya uzanıp. kafasını göğsüne yaslıyor arkadaşının. "sana kızmıyorum. bana her şeyi anlatabilirsin."

"senin de canını yakıyorum." ellerini felix'in beline doluyor.

"minho?" tanıdık ses ikilinin kulağına dolduğunda minho anlık olarak batırdığını hissediyor ve felix'ten ayrılıp eliyle yüzünü temizliyor. felix derin bir nefes alırken seungmin kendini frenlemeyi deniyor. "ağladın mı?"

felix araya girmek istemese de minho'yu az çok tanıdığından içinde kalmasın istiyor. "telefonlarını açmadığın için onu endişelendirmişsin."

kaşları havaya kalkarken, "mesaj atmamış mıydım?" diye soruyor seungmin. sinirleri daha fazla bozulan minho kendini toparlayabilmek adına birkaç saniyeliğine masaya gömüyor kafasını. daha da dağılıyor.

"kararın kesin mi?" diye soruyor arkadaşı. birkaç saniye durup kaldırıyor kafasını ve aşağı yukarı sallıyor. "yardımcı olmamı ister misin?"

bunu istese de iki yana sallıyor başını minho. "zor olsa da benden duymalı sanırım." felix onaylayıp hiçbir şey demeden kafeden ayrılırken seungmin de minho'nun karşısına oturuyor. kötü bir şeyler olacağını hisseden kalbi kaçmasını isterken beyni de kalıp yüzleşmesi gerektiğini söylüyor.

"sorun ne?" diye soruyor kaçmasının minho'yu daha çok kızdıracağını tahmin ettiğinden. minho biraz zaman istiyor seungmin'den. sonra da toplayabildiği tüm cesaretiyle, "boşanmak istiyorum." diyor. gerisi büyük bir yıkım.

ー divorced ♡ 2minWhere stories live. Discover now