ℂ𝕙𝕒𝕡𝕥𝕖𝕣 -6

856 58 80
                                    

Diana'dan

"Stiles yatağın altına gir hemen"

"Ne?"

"Ceketini bana ver ve yatağın altına gir ölmek istemiyorsan"

Stiles ceketini bana verip hızlıca yatağın altına girdi. O yatağın altına girer girmez babam kapıyı açtı.

"Kızım niye gelmiyorsun yemek yaparken canım çıktı zaten."

"Duymamışım baba kusura bakma hemen geliyorum."

"Tama- odanda neden stiles'ın kokusu var?"

"CEKET! Şey ceketi ben de kalmış da."

"Ceketinin sen de ne işi var?"

"Şey hadi ama baba yemekler soğuyacak!"

Babam söylenerek odadan çıktığında nefesimi verdim. Stiles sürünerek yatağın altından çıktı.

"Ee şimdi napıcaz?"

"Geldiğin gibi çık"

Stiles söylene söylene camdan atladı. İnleme sesini duysamda camı kapatıp aşağı indim. Malia masaya oturmuş beni bekliyordu. 

"Bir yanık kokusu mu var?"

Malia havayı kokladıktan sonra babam hızlıca mutfağa gitti.

"Hay sikeyim eti fırında unutmuşum."

Malia ve ben gülerken babam yaptığı salata ve pilavı masaya getirdi. Tabağıma aldığım pilavı ağzıma götürür götürmez midem kalkmıştı. Babam bu işi bilmiyordu. Ağzımda pirinçleri yutamazken Malia'ya döndüm. Ağzındaki lokmaları yutmaya çalışırken bana döndü.

"Kızlar o kadar mı kötü?" Babamın sorusuyla ikimizde hızlıca başımızı sallayıp lavaboya koştuk.

• • •

Gözüme vuran ışıkla gözümü açtım. Yan döndüğümde elime bir şey değmişti. Bu stiles'ın ceketiydi. Evden çıkarken vermeyi unutmuş olmalıydım. Yatağıma kokusunun sindiğini fark ettim. Ayağa kalktım ve ceketini katlayıp dolabıma koydum. Artık benim ceketimdi.

"Dırırırırırı UYAN GERİZEKALI dırırırırı"

Çalan alarmımı kapattım ve söylenerek kıyafetlerini giydim. Aşağı indiğimde kurulan masayı görünce yüzümü ekşittim.

"Hiç yüzünü ekşitme ben değil Malia kurdu masayı"

Derin bir nefes verip masaya oturdum. Çayımı diklerken -evet portakal suyu değil çay- babamın dedikleriyle çayı püskürtmüştüm.

"Bir kurttan odanda bir erkeğin olduğunu gizleyemezsin."

"Ne erkeği canım. Haşa. Odamda erkek sinek bile yok."

"Dün odanda stiles'ın olduğunu biliyorum."

Malia gözleri açarak bize baktı.

"Bizim Stiles mı? Hani şu sürüdeki sayılı insandan olan"

"He canım o"

İtiraf etmemle babam sırıtarak bana baktı.

"Lütfen o insan bozuntusundan hoşlandığını söyleme."

"Tamam söylemem."

"Bir dakika ne stiles'tan hoşlanıyor musun?"

"Tabiki de hayır!"

"Neyse bayanlar hadi okula"

Evden çıkıp okula doğru yürümeye başladık. Babanız zenginde olsa o okula yürüyorsunuz. Yani en azından biz öyle yapıyoruz. Okula girer girmez arkamdan Stiles geldi ve kolunu omzuma attı.

"Naber kanki?"

Kolunu omzumdan ittim.

"İyi sen?"

Kolunu tekrar omzuma attı.

"İyi ben de"

Okula girdiğimizde Theo'yu görünce şok olmuştum. Benim olduğum tarafa baktığında onun da şok olduğu belliydi. Koşup hızlıca sarıldım.

"Senin ne işin var burda??"

Theo gülümseyerek benden ayrıldı.

"Asıl senin burda ne işin var? En son Londra'da yaşıyordun."

"Uzun hikaye."

Stiles yanımıza geldi ve sahte gülümsemeyle Theo'ya baktı. Theo kolunu omzuma atıp beni yanına çekti.

"Oh stiles bu theo o da benim gibi, kurt adam" (benim hikayemde öyle)

"Memnun oldum" Theo'da ona sahte gülümseyle baktı.

"Şimdi arkadaşımın üzerinden patilerini çekersen sevinirim."

"Ups enişte biraz sinirli"

"Biz sadece arkadaşız"

"Arkadaş?" Theo emin olmamışcasına bana baktı.

"Emin misin?" Başımı olumlu anlamda salladım. Stiles beni kolumdan tutup çekti.

"İzin verirsen arkadaşımı geri alıyorum"

• • •

Theo da geldiiiğ 🌝🤝

Mr. StilinskiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin