yükselen duygular, fark edişler

679 72 46
                                    

ufak bir uyarı, bu bölüm az da olsa yetişkin içerik içermektedir. keyifli okumalar dilerim.

sabah saatleri de olsa, hava henüz aydınlanmadığından gün tam olarak aymış sayılmazdı. kral odasının içindeki banyoda bulunan jeongguk için ise gün kesinlikle aymamıştı. sıcak su ile dolan büyük küvetinin yanında sadece iç çamaşırıyla otururken parmaklarını nemli saçlarının arasına geçirmiş, kocaman açtığı iri gözleri ve durmadan salladığı dizi ile stresli olduğu her hâlinden belliydi.

önündeki şişlik yüzünden uykusundan nefes nefese ve terli bir şekilde uyanmış, daha gördüğü rüyanın etkisinden çıkamamışken kalçası kendi bacak arasına yaslı hâlde hiçbir şeyden habersiz uyuyan hizmetçisini fark ettiğinde utançtan ölecek gibi olmuştu. jimin'i uyandırmamaya büyük gayret göstererek yataktan kalkıp koşa koşa banyoya girmişti. prensi yıkama görevi kendisinde olan hizmetçinin bir anda banyoya girmesinden korktuğu için de kapıyı kilitlemiş, önüne banyoda bulduğu her şeyi dizmişti, üzerine oturduğu ufak tabure hariç.

dizini sallamayı bıraktığında bacağının arasındaki şişlik artık kendisine acı vermeye başlamıştı. yüzünde keskin bir ifade varken oturduğu tabureden kalkıp iç çamaşırından kısa sürede kurtularak küvete ilerlemişti. şu an jimin yanında olsaydı prens için suya çeşitli esanslar ve sabunlar karıştırır efendisi rahatlasın diye birkaç mum ve tütsü yakardı. ancak bacak arasındaki şişlikle başı dertte olan jungkook için bunlar düşüneceği son şey bile değildi. küvete girdiği anda hassas tenine değen su ile kaşlarını çatıp sesli bir küfür edecekken hemen yan tarafta uyuyan hizmetçisini uyandırmamak adına tutmuştu kendisini.

jeongguk ılık su dolu küvete gireli on beş dakika kadar oluyordu ancak alt bedeninde en ufak bir yumuşama bile olmamıştı, aksine daha da sertti ve bu gerçekten canını yakıyordu. yolculuğa çıkalı haftalar oluyordu, daha öncesinde de kendisine dokunmaya fırsatı olmamıştı. her gece yoğun geçen günü sayesinde yorgun hâlde uyuyakalıyordu. uzun zamandır bir kadınla da beraber olmamıştı. bunları düşünerek kafasındaki düşünceleri susturmak istedi, jeongguk. bu duruma düşmesinin tek nedeni bu saydığı nedenlerden biri olmalıydı. erkek kölesine cinsel çekim duyan bir prens nerede görülmüştü? tam bir saçmalıktı, tabii ki jimin ile alakası bile yoktu jeongguk için. o rüya ise... o rüya farklı bir boyuttu, kapattığı gözlerini sıkıp aklında tekrar canlanan rüyayı unutmaya çalıştı. oturduğu küvette arkaya doğru yaslanıp derin bir nefes verdi, rahatlaması gerekiyordu. rahatlamalıydı. kendisini bu denli zora sokacak rüyanın baş kahramanı olan hizmetçisi ile aynı odada bulunuyorken rahat hissetmek pek mümkün gibi görünmemişti.

derin ve sıkıntılı bir nefes verdi ortama genç prens, kendisini zorlayan şişlikten en kısa sürede kurtulacaktı. kolları küvetin yanlarına tutunmuşken birini ılık suyun içine daldırmış, kendisini kavramıştı. dokunduğu anda bile zonklayan aleti ile yüzünü buruşturmuş, yüzündeki o sıkıntılı ifadeyle kendini çekmeye başlamıştı. yeterince zor bir durumdayken ve gelmeye yakınken bedeni sanki kendisine oyun oynuyormuş gibiydi, bir türlü rahatlayamıyordu. ıslak kahve tutamlarının yapıştığı alnından damarları belli oluyorken parmaklarının arasındaki aleti kendi bedeninden ayrı çalışıyor, prensin emirlerine uymuyor gibiydi. sıkıntılı nefeslerinin arasında gözlerini kapatmıştı, jeongguk. gözlerini kapattığı an hafızası tazelenmiş, bir saat önce nefes nefese uyandığı rüya tekrar aklında canlanmıştı.

hizmetçisinin tatlı kokusu, narin minik bedeni, altın sarısı kıvırcık saçları ve kendi dudaklarının arasındaki dolgun pembelikleri... prens hizmetçiyi uzun zamandır susuz kalmış ve sonunda tatlı su kaynağı bulmuş gibi kana kana öpmüştü. ince belini uyumadan hemen önce yaptığı gibi sıkı kollarıyla kavramış, bedenini kendisine yaslamıştı. hizmetçisini öpmek bu kadar harika hissettirmemeliydi, bir yanlışlık vardı burada. ancak genç prens hiçbir yanlışı veya doğruyu umursamadan öpmeye devam etmişti pembe dudakları. jimin'in pembelikleri jeongguk'unkilerinin arasında ezilirken her şeyden daha gerçek bir andı bu. prens hizmetçisinin bel boşluğunu okşamış, onun kendine ait olduğunu gösterircesine sıkı sıkı kavramıştı. prens tüm bunları yaparken hizmetçinin yüzüne tatlı bir ifade hakimdi. jeongguk aptal gibi görüneceğini bilmese gözlerini açıp onun bu güzelliğini izlemek isterdi. dakikalar sonra bu büyülü anı bozan da jimindi. prensten birkaç milim uzaklaşmış, sıcak nefeslerini efendisinin yüzüne üflemişti. hizmetçinin aralıklı ve öpülmekten şişen dudaklarına bakıp kalmıştı jeongguk. prensin ağzından bir fısıltı gibi çıkmıştı hizmetçinin ismi.

Abyssos • JikookWhere stories live. Discover now