Bölüm 28

22.3K 1.2K 423
                                    

Doğu, mutlaka katılmak zorunda olduğu bir toplantı dışında bütün toplantıları iptal etmişti. Hızlı adımlarla ofisine gelip başıyla Zöhre'yi selamladı. Odasının kapısına geldiğinde kapıyı Zöhre'yi görebileceği şekilde açık bıraktı. Aceleyle masasına oturup oturduğu sandalyeyi tam Zöhre'yi görecek şekilde sağa kaydırdı. Masasının dolabını açıp malzemeleri çıkardı. Önce Zöhre'ye bakıp sonrasında bakışlarını çizdiği resme indirdi. Haftalardır bu resmi bitirmeye çalışıyordu. Kusursuz olmalıydı. Bakışları tekrar Zöhre'ye kaydı. Kızın görüntüsünü hafızasına kazımak istercesine ona baktı. Gözlerini bir türlü istediği gibi resmedemiyordu. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın, istediği o ifadeyi yaratmayı başaramıyordu. Zöhre'nin aniden gelip kapıyı tıklatmasıyla resmi hemen kaldırdı. Zaten dışarıdan gelen birinin göremeyeceği şekilde tutuyordu ama yine de risk almak istemedi.

''Doğu Bey istediğiniz dosyaları hazırladım başka bir şey var mıydı?'' Dedi Zöhre.

Bu kız neden bu kadar iyi bir çalışandı sanki. Mesai bitimine sadece bir saat kalmıştı. Doğu onu mesaiye bırakmak için bir sürü iş yüklemişti ama kız her seferinde verdiği görevi kusursuz bir biçimde tamamlayıp kısa sürede ona teslim ediyordu.

''Zöhre sanırım bu gün mesaiye kalmamız gerekecek.'' Dedi Doğu. ''Yarına yetişmesi gereken çok iş var. Nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum. Senin yardımına ihtiyacım olacak. Mesaiye kalmanın bir sakıncası var mı?''

''Yok tabi ki Doğu Bey, neden olsun ki?'' Dedi kız. ''Siz ne yapmam gerektiğini söyleyin yeter.''

''Tamam Zöhre sen masana dön. Ben birazdan gelip sana yardım etmeni istediğim işleri göstereceğim.''

''Peki Doğu Bey.'' Diyen kız masasına döndü.

Doğu Zöhre'ye yükleyebileceği işleri bir süre düşündü. Sonra düzenlenmesi gereken yazışmaları ona mail attı. Ardından çevrilmesi hiç gerekli olmayan, yabancı dildeki evrakları, ona çevirmesi için vermek üzere çıkardı. Doğu'nun Zöhre'ye gönderdiği yüzlerce mail ve çevrilmesi gereken onlarca evrak ile Zöhre uzun bir süre meşgul olacaktı. Zöhre'nin yanına gidip ne yapmasını istediğini açıkladıktan sonra masasına döndü.

Tekrar kalemi eline alıp çizmeye çalıştı. Zöhre'nin gözleri... Doğu'nun içini oyarcasına derin bakan gözleri. O gözler başkasının gözüne değecek korkusuyla uyuyamadığı gecelerin sayısını bilmiyordu Doğu. Güldüğünde içini titreten, ağladığında göğsünü delip geçen, tek bir bakışıyla onu uçurumun kıyısına gitmeye ikna edebilecek gözleri.

Bu gün bu resim bitmek zorundaydı. O gözleri resmetmek zorundaydı. Kapıdan Zöhre'ye kaçamak bakışlar atarak saatlerce çalıştı.Uzun bir zaman sonra Zöhre, Doğu'nun odasına geldiğinde saat gecenin on biri olmuştu. Onun geldiğini gören Doğu resmi çoktan kaldırmıştı.

''Doğu Bey benim işim bitti.'' Dedi Zöhre.

''Tamam Zöhre hazırlan çıkalım. Seni eve ben bırakırım. Birazdan yanına geliyorum.''

Doğu'nun sözü üzerine kız odadan çıktı.Aslında biraz daha oyalanması gerekiyordu ama Zöhre'yi daha fazla yormak istememişti. Mecburen yolu uzatacak, en fazla trafik olan yolu tercih edecekti. Normal yoldan gitmemesine mazeret olarak, çalışma olduğunu söylemeyi düşünüyordu. Yaptığı resmi özenle sarıp zarar görmeyecek şekilde evrak çantasına koydu.

İkisi birlikte açık ofisi geçip asansörlerin olduğu yere gittiler. Ofiste onlardan başka kimse kalmamıştı. Kimse meşgul etmediği için asansör kısa sürede geldi. Doğu geçmesi için Zöhre'ye yol verip onun arkasından asansöre bindi.

FÜTADE | DİLSUHTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin