0.3

389 52 110
                                    

Sabah okul için çalan alarmımla uyandım, iki gündür rüyamda parktan gelirken sadece yeşil gözlerini gördüğüm kişiyi görüyordum. Bana 'neden?' dedikten sonra yok oluyordu.

Anlamsız rüyalardan biriydi işte.

Saat sekize gelirken hazırdım ve kapımı açıp koridora adımladım. Benimle aynı anda Liam'da odasından çıktı. Birbirimize bakıp günaydınlaştıktan sonra hızlıca merdivenlerden indik.

Mutfağa girip ayakta bir şeyler atıştırdıktan sonra Karen'ın bizi okula bırakma teklifini reddettik , Liam "aslında artık bana bir araba alsanız iyi olur ha? Louis'yle okula daha kolay gidebiliriz" deyip annesine attığı tatlı gülümsemeden sonra dışarı çıktık. 20-25 dakikalık bir yolculuğun ardından okula vardık.

Okulun bahçesine girdikten sonra ileriden bize doğru sarı kafalı bir çocuğun koştuğunu görünce ilk başta garipsedim sonra Liam'a doğru uçtu evet basbayağı uçtu ve sarıldı. Liam'la olan sıkı sarılmasından onun Niall olduğunu anlamıştım.

'payno seni kaç gündür görmüyorum çok özledim dostum' dedikten sonra bana yöneldi. Bana da sıkı bir şekilde sarıldı dışardan gören yıllardır arkadaşız sanardı ama bu beni rahatsız etmedi tam tersi rahatlattı.

Bendende ayrıldıktan sonra 'sen Louis olmalısın. Liam senden bahsetti, tanıştığıma memnun oldum baya da yakışıklıymışsın' dedi 'bende memnun oldum sağol sarışın sendende çok bahsettiler' dedikten sonra yürümeye başladık.

'ee Niall Paris nasıldı bensiz 1 aya deydi mi bari?' dedi Liam kolunu Niall'ın omzuna attıktan sonra ' eh aslında güzel şehirde bana göre değil aşk meşk bilirsin, e bide annemle babamın her fırsatta seviştiklerini görmek çok iğrençti' dedi yüzünü oyuncu bir şekilde buruşturarak bizde bunun üzerine Liam'la kahkahalara boğulduk.

Sınıflara doğru ilerlerken neyse ki üçümüzün de dersi ortaktı ilk dersten yalnız kalmayacaktım. Onlar nereye gideceklerini bildiğinden onları takip ettim. O ikisi sınıftakilerin dedikodusunu yaparken ben sessizce dinliyordum arada bide Niall'ın yaptığı şakalara gülüyordum. 'ee dostum sen neden buraya taşındın biraz kendinden bahset' dedi Niall bana dönerken ilgiyle, onlara söylemekten zarar gelmeyecegi için anlatmaya başladım.

''annemin yeni sevgilisine daha fazla katlanamadığım için aslında. İki aydır bir şekilde anlaşıyorduk ama geçen hafta çok büyük bir kavga koptu bende ona yumruğu geçirdim. Bunun üzerine annem çok sinirlendi özür dilememi falan söyledi bende kabul etmeyince çünkü haklıydım ona sataşmam için beni tahrik ediyordu ve bu çok belliydi 'ya özür dilersin yada bu evden gidersin' dedi, bana 16 yıllık oğluna dedi bunu o pislik 2 aylık sevgilisi için, beni evden kovmakla tehdit etti ve bu artık son noktaydı işte. Bende kardeşime babamı aramasını onlara gidip giremeyeceğimi sormasını istedim söyledim. Başka gideceğim bir yer yoktu sonuçta sonraki günde onun yüzüne bakmadan evi terk ettim. eski evime geldim işte 6 yıldır görmediğim babamın yanına. Bu benim için baya zor oldu ama alışmaya çalışıyorum Liam'da çok yardım ediyor sağolsun'' dedim son cümlemle Liam'a dönerek.

Suratındaki destekleyici gülümsemesiyle bana döndü ''her zaman yanındayım Louis hem yaptığım şey çok normal lütfen abartma sen benim kardeşimsin sonuçta' dedi bende ona gülümsedim.

''her şeyde bir hayır vardır dostum bak buraya gelmesen bizimle tanışamazdın hatta en kötüsü benim gibi komik, sarışın, tatlı, sarışın, çekici, sarışın bir arkadaşı nerde bulabilirdin'' dedi Niall.

'papucumun çakma sarışını utanmıyor musun milleti kandırmaya?' dedi geriye yaslanırken Liam dalga geçerek ''eğer. bir daha. bana. çakma. sarışın. dersen. kel kalırsın ona göre!' diye bağırdı Niall gayet ciddi bir şekilde bunun üzerine biz kahkaha atarken içeriye öğretmen girdi. Önüme döndüm ve ders başladı.
Bir kaç sıkıcı dersin (hocaların yaz boyunca ne yaptıklarını anlattıkları için sıkıcı olan) ardından öğle arası gelmişti yemekhanede yemeklerimizi yerken iyice kaynaştık.
Gerçekten burası çok iyiydi ya da bunu söylemek için çok mu erken?

ONLY THE BRAVE//LSWhere stories live. Discover now