8.Bölüm- "Golubica"

612 136 41
                                    

Multimedya: of Verona " Dark in My Imagination"
Multimedya:Şeytanına koşan Tavşan "Yakut"

İkinci perde geldi.
Bölümlerin arası çok mu uzun? Beni bir bilgilendirirseniz çok güzel olur.

Bu arada iki gündür bölüm atmak için uğraşıyorum ama galiba Watty'nin bana garezi var yayımlayamıyorum. Bu sabah tekrar denedim bir açık buldum ve hemen attım.

Bir de şunu ekleyeyim bu Kar Maskesi ikilemesi tahminimden daha uzun oldu o yüzden 3.partı da olacak.

İyi okumalar...

*****

Saçları ellerinden kurtulduğundan beri içine kapılıp gittiği gözleri düşünüyordu Vlado. Sol tarafında Leila sağ elinde az önce yaktığı ama bir türlü bitiremediği purosu birkaç dakika dikildi ayakta.

"Gerçekten sandığımdan daha kolay olacak." diye geçirdi aklından masumane bir şaşkınlıkla.

Hayatında umursadığı tek can olan kızına çevirdi gözlerini.

"Yeni oyuncağımızı beğendin mi Golubica?"

(golubica; Kumru)

Başını tavana kaldırıp soğukkanlılıkla derin bir nefes aldı.

"Ben baya beğendim."

Nadir huzurlu anlarından biri tekrar kapının açılmasıyla son buldu. Ve 'eli kanlı Vlado maskesini' bir çırpıda gözlerine giydiriverdi. Gerçi kapıdakikeri görünce ifadesini değiştirmekte zorlanmamıştı. Sinirden anlında şişen damarları kaşımak için sağ elinin serçe parmağını kaldırdı.

Kapı eşiğinde hala bekleyen, korkudan ter içinde kalmış Selçuk ve arkasında buz gibi bakışlarıyla bekleyen Ivan'a kaydı gözleri.

Saniye sonra yan tarafında Marko belirip, Leila'yı sakince Vlado'nun kucağından aldı.

"İçeri geçin."

Önde Selçuk arkada Ivan, Vlado'nun hemen önünde bulunan deri koltuğun yanına geldiler.

Son olarak elindeki purodan derin bir nefes aldıktan sonra Ivan'a uzattı ve "Bunu söndürür müsün lütfen? Yenisini yakacağım." dedi.

Sadık hizmetkar Ivan anında eline alıp baş parmağı ve işaret parmağı arasında söndürdü yanmakta olan puroyu. Ağzından tek bir feryat duyulmazken Vlado yeni bir puro çıkarmış masanın üstünde duran mumla yakmıştı. İlk dumanı içine çekmek için dudaklarının arasına sıkıştırmış ve eliyle odadaki adamlardan birine işaret ederek sandalye getirtmişti.

Gelen sandalyeye oturduktan sonra çektiği dumanı telaşsız bir şekilde dışarı bıraktı ve Selçuk'a hitaben "Otur, lütfen." diye seslendi.

Korkudan bedeni kaskatı kesilmiş Selçuk o an ne ona söyleneni anlamıştı dolayısıyla ne de harekete geçebilmişti.

Önünde tir tir titreyen adama bakarak gözlerini devirip sıkkın bir nefes verdi İvan. Sonrasında omuzlarında tutup uzun, deri kanepeye oturttu.

Karşısındaki sandalyede oturan Vlado, ruhsuz fakat bir o kadar da rahat yüz ifadesiyle az önce üçüncü dumanı çektiği purosuna bakarak konuşmaya başladı.

KÖR KRAL [Vladimir]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin