2.0

16.3K 1.4K 64
                                    

Taehyung'un ağzından

El sallayarak fanımı uğurlayıp sıradaki fanın albümünü önüme çekip söylediği ismi yazmıştım. Gülümseyerek soruları cevaplayıp uzattığı hediyeyi almış, teşekkürlerimi ona iletmiştim. Yeni gelen fanın uzattığı albümü almış, ismini sorup söylediği tanıdık isimle imzamı atmıştım.

"Jeon Jungkook değil mi?"

"Evet. Şey Taehyung bilmem gereken bir şey ki fark ettiğini de düşünüyorum. Ben Kim Seokjin. Jungkook'un arkadaşı, tanıyorsun zaten. Normalde Jungkook bu fan buluşmasına gelecekti ama kendini ve seni riske atmak istemedi. Bu yüzden bu kağıda sana sormak istediği soruları yazmış. Bir de bu paketi gönderdi"

"Jungkook'un kendisinin gelmesini isterdim. Yazdığı soruları cevaplayacağım ve paket için teşekkür ettiğimi söyle. Ayrıca şunu da iletir misin; lütfen kendini kısıtlamasın ya da dünyadan yok etmesin. Bu durum beni çok üzüyor"

"Elbette iletirim"

"Tanıştığıma memnun oldum Seokjin"

"Bende Taehyung. Anlayışın için teşekkür ederim"

"Ne demek, ne yaptım ki?"

Seokjin gülümseyip yerini yeni fana bırakırken aklım sadece tek bir isimdeydi, Jungkook. Bu iş sandığımdan daha da ciddileşmişti ve düzeltmek için elimden bir şey gelmiyordu. Ona iyi gelmeye çalışıyordum ve bunu yaptığımı düşünüyordum ama olayın diğer tarafında o yalnızdı ve endişeliydi.

Fan buluşmasının bitiminde düşünceli halimi yüzüme yansıtmaya engel olamıyordum. Ne yapmalıydım? Aramalı mıydım? Arasam ne diyecektim? Onun endişesini yok edecek miydim? Bu konuda benimde çok endişem vardı. Bir şeyler yapmalıydım ama ne?

Maskemi ve şapkamı takıp fan buluşması yaptığımız mekandan ayrılırken otobüs durağında tanıdık bir bedeni görmüştüm. Yapmak istediğim şeyi biliyordum ama hiçkimseye bir rahatsızlık vermek istemezdim. Bu yüzden yapacaksam uygun şekilde yapmalıydım.

Ne mi yapacaktım? Jungkook'un yanına gidecektim. Hem benim yüzümden beni görememiş olmasını telafi edecek hemde telefondan ve yalanlardan uzak bir bir konuşma yapacaktım. Belki o da konuşurdu. Her ne olursa olsun ikimizinde bunları halletmesi gerekiyordu. İkimizde endişeli ve stresliydik ama birbirimizi avuturken kendimize aynı avutmayı gösterebildiğimiz söylenemezdi.

"Seokjin?"

Seokjin'e doğru seslenip el sallamış, Seokjin beni gördüğü anda yanıma gelip soru sorarcasına bakmıştı.

"Jungkook'un yanına gidiyorsun değil mi?"

"Evet. Neden sormuştun?"

"Senden bir şey isteyeceğim ama önce rahatsızlık vermeyeceğimi bilmem lazım. Jungkook'un geleceğinden haberi var mı? Bende seninle gelsem fazlalık olmam değil mi? Çünkü hiçbir şey olmamış gibi devam etmek çok zor onunla konuşmak istiyorum"

"Bunu ona sorabilirim ve eminimki bir şey demeyecektir. Haklısın, o da senin gibi numara yapmaya çalışıyor ama başarabilmiş gibi görünmüyor. Onunla konuşman daha iyi olacak"

Seokjin, Jungkook'a gelmek istediğimi söyleyen bir mesaj atmış, anında Jungkook'tan olumlu bir mesaj almamızın üzerine Seokjin'i arabama davet etmiş, söylediği adrese doğru sürmeye başlamıştım. Kalbim çok hızlı atıyordu, ne diyeceğimi belirlemem lazımdı. Heyecanlıydım, korkuyordum, ellerim terliyordu ve düzgün düşünmekte zorluk çekiyordum ama sakin olmam gerekiyordu. Yol boyunca kafamı dağıtmak adına Seokjin'le sohbet etmiştim. Kafa dengi birisiydi. Ona Namjoon hakkında soru sormak istemiştim ama sormaman gerektiğini hissetmiştim. Namjoon Hyung Seokjin hakkında çok az konuşurdu ama konuştuğu şeyler genellikle aralarının iyi olduğunu anlatırdı. Bu yüzden elimden geldiğince Namjoon dışındaki konularla konuşmaya çalışmıştım.

Eve ulaştığımızda birçok evin arasında pastel renklerine sahip iki katlı bir ev karşılamıştı beni. Seokjin eşliğinde kapıya doğru ilerlemiş, kapıyı uykudan yeni uyanmış gibi gözükerek açan Jungkook ile yüzümdeki gülümseye engel olamamıştım. Seo Jin Hyung etrafı kontrol etmiş benden onay aldığında arabaya geçmişti.

"Merhaba Jungkook. Umarım misafir kabul edersin"

"Elbette Taehyung. İyiki geldin"

"Buyur albümün Jungkook. Ben gideyim, görüşürüz Jungkook ve Taehyung"

"Teşekkür ederim Seokjin Hyung"

"Seo Jin Hyung, Seokjin'i evine bırakır mısın lütfen?"

"Hayır, hiç gerek yok Taehyung. Boşuna sana iş çıkarmayayım"

"Hayır çıkarmazsın. Lütfen, ısrar ediyorum"

Seokjin başta kabul etmesede sonradan kabul etmiş, Jungkook'un buyurması ile içeriye girmiştim. Sade ve hoş bir evdi.

"Üzgünüm evi temizleyecek vaktim yoktu"

"Sorun değil, habersiz gelen bendim"

"Hayır. Yani geleceğini tahmin etmiyordum ama meşgulde değildim"

Jungkook'un peşinden gidip odasına doğru ilerlemiştim. Girdiğim anda kendimi adeta benim için hazırlandığım bir mağazadaymış gibi hissetmiştim. Bütün albümlerim, ürünlerim, posterlerim ve fotoğraflarım odanın bir kenarına hakimken odanın diğer kenarı fotoğraflar, kitaplar ve portreler kaplıyordu. Zevki gerçekten iyiydi.

"Odan güzelmiş"

"Teşekkür ederim. Son haline getirmem 2 yılımı aldı ama değdi"

"Neden geldiğimi merak ediyorsundur değil mi?"

"Şu an evimde olman gerçeğine hâlâ alışamadığım için düşünmedim"

"Birçok şey için özür dilemek adına geldim. Fan buluşmasına bile gelemiyorsun benim yüzümden ve bu beni berbat hissettiriyor. Kendini suçlama diyorsun ama suçlanması gereken kişi ben değilsem kim? Senin iyi olduğunu düşünüyordum ama değilmişsin. Çok üzgünüm Jungkook. Gerçekten her şeyi berbat etmişim gibi hissediyorum ve nasıl düzeltmem gerektiğini bilmiyorum. Ayaklarına kapanıp saatlerce özür dilemek istiyorum ama bu hiçbir şeyi düzeltmeyecek. Tehlikeli hayatıma seni alıp özellikle seni insanlara gösterip hayatını tehlikeye attım ve hâlâ benimle konuştuğun için çok şanslıyım. Gerçekten üzgünüm, hayatım boyunca bu üzüntüyü yaşayacağım"

"Fan buluşmasına gelmemek kendi tercihimdi. Senin yüzünden değil. Belki senin iyi hissetmen için böyle dediğimi düşünebilirsin ama ciddiyim. Sadece senin rahatsız hissetmene neden olacak birisi olmak istemiyorum. Başını ağrıtacak, fazlalık olarak göreceğin birisi olmak istemiyorum. Bir arkadaşın olmak istiyorum, bir sırdaşın, yanında olacak birisi. Normal bir insanım, ünlü değilim, şöhret nedir bilmiyorum, senin dışında dinlediğim kişiler çok az, tek hayatım okul ve ev. Yani senin için nasıl bir arkadaş olurum bilmiyorum ama senin için olabileceğim en iyi arkadaş olmak istiyorum. Ünlü olman, saçma fanlar ya da bambaşka şeyler umrumda değil. Tesadüfen karşılaştığımız insanlar hayatımızı daha da güzelleştirirler ve sen benim hayatımı güzelleştirmişken ben senin bir belan olmak istemiyorum. Çok konuştum sanırım, düşündüğümde daha mantıklı geliyordu-"

Kollarımı Jungkook'a sarıp içtenlikle sarılmış, konuşmasına karşın tepkimi böyle vermiştim. Bunları bana söyleyebildiğini için kendimi gereksiz mutlu hissediyordum. Sürekli aynı konuyu tekrar tekrar yeniliyorduk ve artık tamamen kapatmıştık. Bu ikimize de iyi gelecekti. Biz tesadüflerin en iyisi olacaktık.

𝐰𝐞𝐯𝐞𝐫𝐬𝐞 ↬ 𝐭𝐚𝐞𝐤𝐨𝐨𝐤 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin