~Sezon Finali~

9.6K 235 301
                                    

Gözlerimi odadaki büyük televizyona çevirip düşünmeye çalıştım. Spikerin anlattığı silahlı çatışma haberini dinlerken televizyonun köşesindeki tarih dikkatimi çekti.

"20 Eylül Cuma mı??"

Gözlerimi tarihe dikmiş biçimde donup kaldım. Taylor da bişey beklermiş gibi bir bana bir baktığım yere bakıyordu. "Noldu Adel? Bişey mi hatırladın??" dedi. Ne hatırlamam gerekiyordu? Bu niye bu kadar önemliydi bilmiyordum ama tek hatırladığım 20 Eylül gününü çoktan geçmiş olduğumuzdu.

"T-taylor?"
"Efendim?"
"Zamanda geri gidemeyeceğimize göre,
b-ben.." derin bir nefes alıp şoka uğramış biçimde Taylor'a döndüm. "Ben 1 senedir hastanede miyim?" dedim. Bu doğru olamazdı. Tarih falan yanlıştır diye düşünüp kendimi rahatlatmaya çalıştım.

"Bak sakın korkma tamam mı ben her şeyi halledicem hep yanında olucam. Sadece sana bişeyler açıklayabilmem için hatırlaman lazım. Acele etme tamam mı? Sakince düşün sadece" diyerek saçlarımı okşadı Taylor. Hareketiyle de uzun saçlarımı yeni farkettim. Ne ara bu kadar uzamıştı ki saçlarım?

"Taylor? Saçlarımın bu kadar kısa sürede bu kadar fazla uzaması çok garip. Ben.. Ben hiç bişey anlayamıyorum" diyip bir elimle ağrıyan başımı ovaladım. Taylor gözlerini benden ayırmadan "Adel sen senelerdir uzun saç kullanıyorsun" dedi. "Senelerdir mi!!"

Kapının tıklatılıp açılma sesiyle içeri elinde büyük bir şırıngayla hemşire girdi. İkimiz de susup ona dönünce Taylor'a gülümsedi ve ardından bana doğru yaklaştı (Taylor elden gidiye). İlaç olduğunu düşündüğüm şırıngayı kolumdaki serum iğnesinin üstüne yerleştirerek sıktı. Soğuk ilacın akışını damarlarımda hissettim.

Küçücük bir çığlık atıp kolumu tuttum. Taylor hemen kalkıp "Hey, tamam sakin ol bitti" diyerek bana sarıldı. Ben de dudağımı büzerek "Çok acıdı" dedim. Bozulmuş gibi bize bakan hemşireye döndüğümde daha fazla beklemeden kapıya ilerleyip çıktı. Arkasından bakarken hafifçe zafer gülümsememi yapıp oturduğum yerde dikleştim. (Aşkim beynin bilmem kaç sene geriye gitmiş dert ettiğin şeye bak)

—————

Birkaç gün daha hastanede kaldıktan sonra sonunda taburcu olmuştum. Taylor da benimle beraber hastanede kaldığı ve günlerdir tek kişilik koltukta uyumak zorunda kaldığı için berbat haldeydi. Ona dönüp "Taylor. Çok yorgun görünüyorsun. Sen eve git biraz dinlen ben babamla dönerim eve" dedim.

Endişeli gözlerle hiç bişey demeden öylece bana baktı. Yüzünün önüne elimi sallayıp "Hey, Tay?" dedim. Kendine gelmiş gibi gözlerini kırpıştırıp "Ş-şey yok ben iyiyim. Atla hadi" diyip arabayı açtı. "Taylor ciddiyim. İyi görünmüyorsun" diyerek elimi cebime attım ve telefonumun olmadığı aklıma geldi. Taylor kaşlarını kaldırıp "Adel iyiyim dedim. Hem babanın işi vardır alamaz. Hadi bin" dedi.

Daha fazla ısrar etmeden bindim ve yola çıktık. Yol boyu derin nefesler dışında sessizlik bozulmadı. Arada dönüp Taylor'a bakıyordum. O değişmiş gibiydi. Eskiden, yani ne kadar eskiden hatırlamıyorum. Bana dün gibi geliyor. Ama işin kötü yanı dünü bile hatırlayamıyorum.

Şarkı dinleyerek, hatta söyleyip dans ederek yolculuk yapardık. Moralimiz bozuk olsa da bir yolunu bulup eğlenirdik. Şimdi ise konuşmuyordu bile. Onu böyle değiştirebilecek kadar uzun bir süre mi kalmıştım siktiğimin hastanesinde?(hastanenin suçu ne amk)

Daha fazla dayanamayıp sessizliği bozdum. "Tay". Cevap vermeden öylece duruyordu. Biraz daha bekleyip "Taylor?" dedim. Sesimi biraz daha yükselttiğim için duymuştu sonunda. "Hım, efendim?" diye irkilerek cevap verdi. "Taylor iyi misin?" dediğimde bana dönüp gülümsedi ve "Evet iyiyim. Dalmışım sadece" dedi. İç çekip biraz bekledim.

Adel(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin