~15~

26.4K 579 312
                                    

Başımda ötüp duran bip sesiyle uyandım. Başım dayanılmaz biçimde ağrıyordu. Gözlerimi kırpıştırıp nerde olduğumu anlamak için biraz kalktım. Heryerimdeki kemikler kırılmış gibi bir ağrı hissettiğimde durdum.

Karşımda babamı ve Tayloru görünce bütün ağrılarımı unuttum. Öylece donakaldım ve dolmuş gözlerle onlara bakıyordum. Babam "Adelin!!" diye kalktı ve yanıma gelip sarıldı.

O an hissettiğim rahatlama ve özlemle hıçkırarak ağlamaya başladım. Titreyen sesimle "Baba.." diyebildim. Babam kalkıp gözlerimi sildi ve "Tamam bitanem ağlama bak burdayım. Bitti herşey bak yanındayız ağlama!" dedi.

Biraz ağlayıp konuştuktan sonra rahatlamıştım. Kendimi güvende hissediyordum. Sonra babamın telefonu çaldı. Telefonu alıp bana baktı. Gülümseyip onaylar gibi kafamı salladım. "Hemen döneceğim prensesim" dedi ve çıktı.

Sonra Taylor yanıma geldi. Sıkıca sarıldım ve güven hissini ikiye katladım. Yorgun ve minnettar gözlerle ona bakarken o da yanağımı okşadı ve "Kurtaracağım demiştim" diyip gülümsedi. Ben de karşılığında gülümsedim.

Biraz sohbetin ardından Taylora döndüm ve "T-taylor?" dedim. Kafasını sallayıp bana baktı. Derin bir nefes aldım ve "Ben buraya nasıl geldim? Yani nasıl kurtardınız?" dedim. Yüzüne bakıp "Bu konuyu hiç konuşmayabiliriz. Artık kurtuldun. Geçmişi düşünme." dedi. Ben de "Anlat lütfen merak ediyorum" dedim.

Tek eliyle gözlerini ovuşturdu. "Pekii" diyip derin bir nefes aldı ve anlatmaya başladı:

"Eve dönüyordum. Sürpriz olsun diye aramamıştım. Eve gelip seni göremeyince arkadaşlarına sordum. Haberleri olmadığını söyleyince merak ettim ve her yerde aradım. Baban yeni iyileşmişken senin ortadan kaybolman onu korkutur diye bişey söylemedim. Ama biri benden önce davranıp söylemiş olacaktı ki baban beni arayıp seni sordu. Sonra bi iş döndüğünü anlayıp babanın yanına gittim ve Anton ve adamlarının seni kaçırdığını söylediler. Adamlarının arasında Lucasın da olduğunu bana gönderdiği fotoğrafla anlamıştım. F-fotoğrafta.. Fotoğrafta ellerin bağlı yatıyordun. O şerefsiz de yanındaydı. O an kendime zarar verecek kadar sinirlenmiştim. 2 saat içinde ne kadar adam var yok hepsini toplayıp mekanlarını basmaya gittik. Bizden önce davranmışlardı. Koca şehirde bakmadığımız delik kalmamıştı. Babanla en son bakacağımız yer bir dağ eviydi. Antonla ortak olduğumuz zamanlarda toplantılar için oraya giderdik ve zaman kaybetmeden yola çıkmıştık. Ama o piçler yine bir oyun düzenlemişti. Çok yaklaşmıştık. Seni alıp gidecektik. Ama işe Gabe denilen orospu çocuğu girmişti."

Bu beni o evden kaçırmaya gelen adam olmalıydı.

"Çok büyük bi oyun yapmışlardı. Amaçları zaman kaybetmemiz ve aklımızı daha çok karıştırmaktı. Ve öyle de olmuştu. Daha fazla elimiz kolumuz bağlı bekleyemiyorduk. Baban delirmek üzereydi. Kendim sakin olamıyorken onu sakinleştirmek daha zordu. Olabilecek her ihtimal için her yere yüzlerce adam gönderdik. Günlerce aradık. Baban bir dakika bile uyumadan haber bekliyordu. En sonunda senin beni aramanla iyi olduğunu anladık. Aradığında söylediğin yer.. heryer kum ve palmiye ağacı demiştin. O zaman bişeyler açıklığa kavuşmuştu. Biz.. Biz Lucasla küçüklükten beri tanışıyoruz. O da babanın çok sevdiği bir adamıydı. Sonra ben bu işlerle uğraşmak istemiyorum diyerek yanımızdan ayrıldı ve öğretmenlik yapmak istediğini söyledi. Şansa bak ki siktiğimin ülkesinde senin okulunda görev yapıyordu. Daha sonra Antonla iş yaptığını öğrenince tamamen ilişkiyi kestik. Hatta piçe sus payı bile vermiştik. Her neyse işte 16 yaşında ergen lise yıllarında kız attığımız bir evleri vardı. Sen kumlar ve ada diyince aklıma aniden orası geldi. 1 saniye bile gecikmeden hemen oraya geldik. Kapıda binden fazla koruma görünce senin orda olduğunu anlamıştım. Büyük bir çatışmayla önüme gelen herkesi öldürdüm. O an düşündüğüm tek şey sendin. Anton şerefsizi göt korkusuyla kaçmış olacaktı ki hiçbir yerde yoktu. Eve girip yer yeri hızlı hızlı aradım. Alt kattan gelen bağrışma sesleriyle direkt indim. İçeri dalmak yerine o şerefsizin çıkmasını bekledim. Bağrışmalar kesilip kapı aralandı. Karşısında beni görünce it gibi korkan gözlerle bana bakıyordu. "Bingo" diyip dizine ve omzuna ateş ettim. Yaptıklarının cezasını kat kat ödeyecek diye öldürmedim şerefsizi. O yığılıp kalınca içeri daldım ve seni gördüm. Vücudun buz kesilmişti ve baygındın. Hemen kucağıma alıp çıkardım ve şimdi burdayız."

Adel(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin