Forks

164 2 0
                                    

Alice ve Emmett yanıma geldi. Görünüşe göre Carlisle o ikisini bana yardımcı olmaları için göndermişti. Jasper ve Rosalie'yle aram pek iyi sayılmazdı. Edward ise yeni vampire bakıcılık yapmak için çok cooldu. Emmett coşkulu bir şekilde:
"Yemek vakti!" dedi. Vampirler yemeği nasıl yer? Bıçağa ihtiyacım olacak mı? Sanmıyorum. Ben bunları düşünürken Alice gitmemiz gerektiğini söyledi ve camdan atladı, arkasından Emmett atladı. Ben de aynılarını yaptım. Ormanın içine doğru koşmaya başladık. Çok hızlı koşmama rağmen hiçbir şeye takılmıyordum. Kalp atışları duymaya başlamıştım, sanırım yakında bir hayvan vardı. Kokusunu alabiliyordum. Yönümü kokunun geldiği yere doğru değiştirdim. Bu sefer Alice ve Emmett beni takip ediyordu. Koyu renk kürküyle iki ayağının üstünde olan bir ayı gördüm.
"İlk avın ayı olacak gibi." dedi Alice. Lafının bitmesiyle hayvanın üstüne atılmam bir oldu. Ayı çok güçlüydü ama ben onunla kıyaslanamaz derecede daha güçlüydüm. Bunu hissedebiliyordum. Göğsüme pençe attı. Acı hissetmemiştim ama tişörtümü parçalamıştı. Bunun üzerine sinirlenerek boğazına dişlerimi geçirdim. Alice ile Emmett kendilerine av bulmak için gitmişlerdi. Her yerim kan olmuştu zaten parçalanan tişörtümü çıkardım ve yerde yatan ayının kanını son kez içtim. Yeteri kadar içmiştim ama tatmin olamıyordum, sanki başka bir şeye ihtiyacım varmış gibi. Belki de insan kanı.. Bir insanı öldürmenin düşüncesi bile korkutucuydu. Önceden okul takımının en iyi amerikan futbolu oyuncusuydum, okulun popüleri, şimdi ise tek amacı kan içmek olan bir vampirdim. Bu sırada Alice ile Emmett gelmişlerdi, önceden siyah olan gözleri ikisininde kehribar rengi olmuştu. Bu renk değişimine şaşırarak:
"Gözleriniz.." dedim. Açıklama görevini Alice üstlenerek:
"Kana susayınca gözlerimiz siyah olur, aç değilsek kehribar rengi olur. Artık eve dönmemiz gerekiyor." Lafı biter bitmez koşmaya başladı. Emmett ile peşinden gidiyorduk. 1 dakika içinde eve ulaşmıştık. Evin içindeki eşyalar duruyordu. Nasıl bir taşınma stilleri vardı? Bunu onlara sormayacaktım. Vampir olduğumdan beri, küçük çocuk gibi her şeyi soruyordum. Geri kalan ayrıntıları zamanla anlayacağımı umarak Emmett'ı takip ettim. Alt kattaki garaja indik. Rosalie ve Esme arabalara valiz yerleştiriyordu. Burası adeta bir araba galerisiydi. Kırmızı BMW M3, Siyah Mercedes E250 ve koyu renk bir Volvo vardı. Bu kadar zengin olduklarını bilmiyordum. Alice'in geleceği görmesi sayesinde bahis oyunlarından milyonlar kazanmış olmalılar sanırım. Esme bize bakarak:
"Tam zamanında geldiniz." dedi. Esme'nin iyi biri olduğunu ilk görüşte anlamıştım. Çok sevecen gözüküyordu. Bizden daha geç yaşta vampir olmuştu. O da Carlisle gibi 30'lu yaşlarında gösteriyordu. Yanına gidip:
"Yardım edebileceğim bir şey var mı?" diye sordum. Avlandıktan sonra daha iyi hissediyordum. İlk baştaki agresifliğimi üstümden attığımı gören Esme tebessüm etti:
"Her şeyi hallettik Tyler. Teşekkür ederim." Üstümdeki tişörtün parçalandığını tamamen unutmuştum. Emmett gülerek:
"Tyler sayesinde, Alice'in düşürdüğü Cullen'ların seksilik ortalaması bir hayli yükseldi." dedi. Alice elindeki bezi Emmett'a fırlattı ve:
"Aman ne komik." dedi gözlerini devirerek. Esme koluma girerek:
"Siz avdayken senin için bir iki parça kıyafet aldım. Forks'a gidince kendi zevkine göre seçersin canım." dedi. Giyimim çok abartılı değildi. Genellikle spor giyiniyordum. Esme'nin aldığı kıyafetler çok pahalı markalardı. Cullen olmak cooldu. Eski hayatımı özlemem gerekiyordu ama sanki her geçen gün aklımdan siliniyordu anılar. Bunun nasıl olduğunu bir ara sormalıydım. Carlisle yanımıza geldi ve yola çıkacağımızı söyledi ve Esme ile siyah Mercedes'e biniyorken bana seslendi:
"Hadi Tyler bizim arabayla gel. Onlar yavaş kullanır." dedi gülerek. Emmett kolunu omzuma attı ve Carlisle'a bakarak:
"Tyler bizimle geliyor Mr. Cullen. Klasik müzik dinlemek istemez sanırım." dedi. Cidden klasik müzik dinlemek istemezdim. Emmett'ı sevmiştim. Onunla iyi anlaşacağız gibi. Kırmızı M3'e bindik. Arabayı Rosalie sürüyordu. Alice ile Jasper, Edward'ın Volvo'suyla gidiyordu. Anladığım kadarıyla Carlisle ile Esme anne-baba görevini üstlenmişti. Alice ile Jasper, Rosalie ile Emmett sevgili, Edward ise yalnızdı. Yaşam enerjisi bitmiş biriyle kim çıkmak ister ki? Acaba benim Forks'tan bir sevgilim olacak mı? Ah, tabiki de hayır. Aslında.. Ne olduğumu bilmezse sevgilim olabilir.
Yola çıktık, üç araba arka arkaya gidiyorduk. Hepsi çok hızlı gidiyordu. Anladığım kadarıyla Cullen'lar çok hızlı sürüyor. Bizim arabada genellikle hareketli müzikler çalıyordu. Edward'ın arabasında muhtemelen rock çalıyordur, kedi falan kesiyorlardır. Birkaç saat sonra Forks'a gelmiştik. Nüfusu çok azdı. Kasabanın içinden geçtikten sonra ormana giden bir yola saptık. 5 dakika sonra lüks bir eve geldik. Her yeri camdı. Etrafında hiç ev yoktu. Vampir olmak asosyal olmayı da gerektiriyordu sanırım. Arabadan indik. Emmett, Rosalie'ye sırıtarak:
"En güzel manzaralı odayı kapacağım aşkım gerçi seninle odadayken manzarayla pek ilgilenmiyoruz." dedi, hızlı bir şekilde içeri girdi. Jasper başını iki yana sallayarak:
"Her seferinde aynı şeyi yapıyor." dedi ve yanıma geldi:
"İyi bir başlangıç yapmamış olabiliriz ama biz bir aileyiz. Sana yeni kimlik, yeni pasaport ve yeni ehliyet ayarladım. 17 yaşındasın, adın Tyler Cullen, Esme ile Carlisle bizim gibi seni de evlatlık edindiler, dolayısıyla biz de senin üvey kardeşleriniz." dedi. Benim için çok şey yapmıştı. Ona saldırdığım için pişmanlık duyuyordum:
"Jasper, sana saldırdığım için özür dilerim. Kendimi kontrol edemedim, kimlikler için de teşekkür ederim." dedim Jasper omzuma vurdu:
"Hadi kıyafetleri çıkaralım sert çocuk." dedi bu sırada bagaja doğru yönelen Alice'in önünü kesti.
"Bayanlar böyle işleri yapmaz hayatım." dedi. Alice gülerek:
"Bu kural vampir bayanlar için geçerli değildir sanırım." dedi. Jasper onu öptü ve:
"Güzel vampirler için hala geçerli." dedi. Bunun üzerine Edward:
"O zaman Rosalie'nin tüm eşyaları taşıması gerekecek." dedi gülerek. Woav, Edward espri mi yapmıştı? Bu sırada Carlisle ile eşyaları taşımaya başlamıştık. Bana istediğim odayı seçebilieceğimi söyledi. Evde hiçbir mobilya yoktu. Sadece bizim getirdiğimiz giysi dolu bavullar vardı. Bavulları içeriye taşıdıktan sonra Alice laptop'unu çıkardı ve büyük bir mobilya şirketinin sitesini açtı. Bu markanın, ürünleri 6 saat içinde evlere getirdiğini söyledi. Fiyatlarına bakmadan hepimiz bir şeyler seçtik. Ben yataklara bakıyorken, Rosalie vampirlerin uyumadığını söyledi. Bu sırada Emmett lafa atlayarak:
"Ama biz yatak alacağız, yatak sadece uyumak için değildir." dedi ve Rosalie'ye bakarak pis pis sırıttı. Emmett'in değişik bir espri anlayışı vardı. Bu arada, tüm gün uyanık mı olacaktım? Bu istemediğim kadar fazla zamanım olacağını gösteriyordu. Bu sırada odam için bir kitaplık, giysi dolabı, çalışma masası ve rahat olduğu belli olan bir koltuk aldım. Duvarların rengini, lambaların şeklini kabataslak seçtim. Alice duvara asmak için bir resim seçmemi istedi, ben de kapkaranlık bir sokakta yürüyen adamın olduğu resmi seçtim. Seçimimden hoşnut olmamış gibiydi ama saygı duydu. Vampir olduğumdan beri depresif hissediyordum, kapkaranlık bir gece gibi.

GECENơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ