40: İZİN VERME

43.5K 2.6K 440
                                    

Çok beklediniz biliyorum :( kısa oldu ama idare edin lütfen. En kısa zamanda yeni bölümü atmaya çalışacağım.

 En kısa zamanda yeni bölümü atmaya çalışacağım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

BÖLÜM: 40- İZİN VERME

Hayatımın en kötü ayını geçiriyor diyebilirdim, hiç bu kadar üzüldüğümü ve ağladığımı hatırlamıyordum. Oysa ben hiçbir şeyi umursamayan birisiydim, bana ne oluyordu?

Aklımda canlanan saçma sapan görüntüler mi dersiniz çocuk gibi beni peşinde koşturan komşu mu dersiniz hepsi hayatımda vardı. Aksiyonu ne kadar sevsem de şu sıralar sakin bir hayat yaşamak istiyordum. Düşünmediğim ve kafayı yemediğim bir hayat, sadece bunu istiyordum. Çok mu şey istiyordum?

Derin bir nefes aldım ve aklımdan Acar'ın o yaşlı gözlerini atmaya çalıştım ama nafileydi. Gözümü her kapattığımda onu görüyordum ve artık uyumak istiyordum. Bir hafta geçmişti o çatıdaki olayın üzerinden, perşembe ve cuma okula gitmemiş; hafta sonuna girmiştik. Şu anki en güzel şey olabilirdi hafta sonu.

Kulağımda çalan şarkı bitince gözlerimi açtım ve bir anda Acar'ı yüzü kayboldu. Ne ara gözlerimi kapattığımı da bilmiyordum.

Yorganımın üzerinde duran telefonumu elime aldım ve müziği değiştirdim. Kenarına basıp telefonu kapatacakken bir bildirim gelmişti. Aras'tandı bu bildirim. Meraklı gözlerle telefonu kendime yaklaştırıp bana attığı mesajı okudum.

Aras: Kusura bakma akşam akşam rahatsız ediyorum seni.

"Ne kusuru Aras? bir şey mi oldu?"

Aras: Acar, sabahtan beri yok nerede olduğunu biliyor musun?

"Hayır bilmiyorum, nereye gidebileceğini biliyor musunuz?"

Aras: her yere baktık ama yok. Bir şeye canı sıkkın olmalı. Ne olduğunu biliyor musun?

"Hayır bilmiyorum."

Yazdığım bu şeyin altında ezildiğimi hissettim. Yalan söylemekten nefret etsem de gerçeği ona diyemedim. Bu gücü kendimden bulamadım. Kalbim sıkıştı.

Aras: hiçbir zaman bu kadar uzun evden ayrılmamıştı.

"Benim yapabileceğim bir şey var mı?"

Aras: tekrar kusura bakma.

"Sorun yok, gelince bana yaz."

Aras: olur.

Ellerim titriyordu, nefes alış-verişlerim sıklaştı. Kalbim hızlı atarken şimdi daha da hızlı atıyordu. Başımın ağrısı bir anda tutmuştu, sıkıca gözlerimi kapattığımda bir anda belli başlar zihnimde canlandı.

"Deniz çok güzel Acar!"

"Islanacaksın kızım! buraya gel!"

Beynimi biraz daha zorlamaya başladığımda burnumdan bir şeyin aktığını hissettim ama umursamadım.

"Neden bana kötü davranıyorsun Acar!"

"Çünkü sana deli gibi aşık oldum salak!"

Gözlerimden bir bir yaşlar akarken daha dayanamayacağımı anladım ve sıkıca kapattığım gözlerimi açtım. Bu gördüklerim ben de şok etkisi yaratırken biraz düşünmeye çalıştım. Neresiydi orası? Hangi denizdi gittiğimiz?

Düşünmeyi bıraktım ve ne ara bıraktığımı bilmediğim telefonumu elime aldım. WhatsApp'a girip dengesiz yazısını buldum. Derin bir nefes alarak düşünmeden içimden ne geldiyse yazmaya başladım.

"Neredesin Acar?"

"Seninle konuşmam gerekiyor."

"Çift tik oldu, umarım panelden okumuyorsundur."

Dengesiz: ne var anasını satayım

Dengesiz: bi bırakın da kafa toplayayım

"Neredesin?"

Dengesiz: dağda

"Neredesin diye sordum."

Dengesiz: *sesli mesaj gönderdi

"Duru, bırak artık beni düşünmeyi. Sal yakamı, iki senedir idare ediyordum zaten."

Dinlediğim bu şeyden sonra gözlerim doldu, tekrar sesi dinleyeceğim vakit sesi silmişti. Aklımda tekrar sesi canlanınca arkadan gelen dalga sesini hatırladım. Hangi sahildeydi bu?

"Hangi sahildesin?"

Dengesiz: sahilde olduğumu nereden anladın

"Sorma, yap."

Dengesiz: Gelme, gelirsen gitmene izin vermem.

"İzin verme."

Dengesiz: *konum paylaşıldı

Dengesiz: *konum paylaşıldı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
KOMŞU SORUNSALI ❦ 𝑡𝑒𝑥𝑡𝑖𝑛𝑔Where stories live. Discover now