"Zümra kapıyı aç. Bak okuldayız yeri ve zamanı değil." İçerden sadece konuşma sesi gelirken Yıldız 

"Hocayı bulmaya gidiyorum. Onlar açtırır kapıyı-" deyip bir adım attı ki kolundan yakalayıp duvara yapıştırdım. 

"Bu olayı kimse duymayacak. Kapıyı ben açacağım. Şayet ki burda olanlar birine giderse ve ben bunu duyarsam..." Cebimde ki İsveç Çakısını çıkardım. "Bunu ilk tattırdığım kişi sen olursun." 

Yalın'ın Ağzından:

Ulaş'la sınıftan çıkmış koridorda yürüyorduk. Sınıftan her zaman ki gibi son çıkan biz olmuştuk. Koridor bu yüzden boşalmıştı. Ulaş'a dün maçta izlediğim olayı anlatırken kısa süreliğine bakışlarım kızlar tuvaletinin olduğu koridora kaydı. Ve gördüğüm şeyle susup doğru görüp görmediğime emin olmaya çalıştım. Ulaş neden sustuğumu merak edip bakışlarını bana çevirdi. Mısra kızlar tuvaletinin kapısının önündeydi ve önünde Yıldız duruyordu. Elinde ise... İsveç Çakısı tutuyordu. 

"Ne oluyor lan orda?" deyip kızların yanına ilerledim. Hocalar da çıkmış gibi görünüyordu. Görünürde kimse yoktu. Kızların yanına gelince Mısra'nın elinde ki çakıyı aldım hemen. 

"Mısra okuldayız ne yapıyorsun ya sen?" Yıldız hemen benim arkama saklanırken 

"Yalın çakıyı ver." dedi ve elime uzandı. Elimi havaya kaldırırken 

"Vermeyeceğim tabii ki Mısra. Annemler ne-" Konuşmamı yarıda kesen şey içerden gelen çığlık sesiydi. 

"Zümra?" Ulaş hemen tuvaletin kapısına yapıştı ve açmaya çalıştı. İçerden hala çığlık sesleri gelmeye devam ediyordu. Mısra küfür ederken elimden çakıyı aldı ve Ulaş'ı sert bir şekilde geri çekildi. Ve o kadar sert baktı ki bir şeyler öğrendiğini anladım. Mısra hemen kapıyı açmaya girişti. Ve çok kısa sürede açmayı başardı. Anında içeri girdi. Arkasından da Ulaş, Yıldız ve ben girdik. Zümra, Tuana'yı köşeye sıkıştırmıştı. Tuana'nın ise yüzünde sağlam bir kırmızılık vardı. 

"Ne yaptığınız artık beni ilgilendirmez yanlış anlama. Ama ben seni daha önce uyarmıştım. Bu ize baktıkça uyarıları dikkate alman gerektiğini hatırlarsın. Malum, yanık izi geçmez." deyip Tuana'nın önünden çekildi. O an Tuana'nın kolunda ki yanık izini gördük. Zümra hiçbirimize bakmazken yerinde durdu ve 

"Yok bana yetmedi bu." deyip hızlı adımlarla Tuana'ya ilerleyip aniden yumruk attı. Tuana'nın ağlaması şiddetlenirken kendini yere bıraktı. Zümra yerde ki çantasını alıp bize doğru döndü. Bakışları Ulaş'a kayarken 

"Yardımına ihtiyacı var aşkısı. " dedi. Ardından ise Mısra'ya gidelim, manasında bakış attı. Ve tuvaletten çıktı. Mısra, Yıldız'a bakıp 

"Dediğimi unutma, arkadaşın gibi olmak istemezsin." deyip göz kırptı. Ardından ise bana ters bir bakış atarak tuvaletten çıktı. Ulaş yerine çivilenmişti resmen. Hiç hareket etmiyordu. Yıldız hemen Tuana'nın yanına eğildi. Ben ise Ulaş'ın yanına geçtim. 

"Ne bok yedin bilmiyorum ama, hiç iyi yapmamışsın. Artık nasıl halledersin bilemem." deyip Yıldız'a döndüm. 

"Mısra neden sıkıştırdı seni?" 

"Kapıyı açması için hoca bulacaktım. Bana bu olayı duyan kimse olursa bunu sana tattırırım dedi." 

"Sende dinle onu kimse duymasın bu olayı. Aileleriniz duyarsa onlar açısından iyi olmaz. Artık nasıl yalan bulursanız bulun. Bu dediklerimi de uyarı olarak mı algılarsınız tehdit olarak mı bilemem size kalmış. Tuana algılarını kapatmış galiba anlayamaz şu an. Zümra sağlam vurdu malum beyin fonksiyonları out oldu onun. Sen anlatırsın. Ulaş geliyor musun?" 

Tehlike Çetesi 3 Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt