LVII.

12.6K 1.1K 680
                                    

Çevremdeki bütün seslere  böyle kulak kapayıp bölüm yazmaya adadım kendimi bu süreçte telefon elimde diye annemden 1848283283 kere azar yedim ama olsun 🥱🥱

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Çevremdeki bütün seslere  böyle kulak kapayıp bölüm yazmaya adadım kendimi bu süreçte telefon elimde diye annemden 1848283283 kere azar yedim ama olsun 🥱🥱

İyi okumalar 💙🦋

***
Büyük bir gürültü ile irkilerek gözlerimi araladım. Endişe ile doğrulduğum yerde gözlerimi gezdirdim. Salonda uyuyakalmıştım ve devrilme sesi yüzünden uyanmıştım. Kalbim ağzımda atarken koşar adımlarla Bars'ın odasına çıktım. Kapalı kapıyı hızlı bir şekilde açtığımda gördüğüm manzara  endişeden kalbimin ağrımasına neden olmuştu.

Başını iki elinin arasına almış, derin derin nefesler alıyordu. Kısık sesle 'Anne' diye sayıklıyordu. Ona doğru yaklaşırken yerdeki cam parçalarını farkettim. Duvardaki su izine bakarak sürahiyi duvara atmış olduğunu anlayabiliyordum. Parçalara dikkat ederek yanına yaklaştım. Dizlerimin üzerinde yatağa çıktım.

"Bars? Sorun ne? İyi misin? "

Sesimi duymuyor gibiydi. Kulaklarını tutan ellerine ellerimi bastırdığımda orada olduğumu yeni farketmiş gibi irkildi. Artık sayıklamıyordu ama nefesleri hâlâ hızlıydı.

"Ne oldu bilmiyorum ama geçecek. Sadece bedenini rahat bırak olur mu? "

"Çek elini. Çık dışarı. "

"Kulağına bastırma elini. "

"DOKUNMA! MİDEM BULANIYOR DUR! "

Bağırması ile elimi ateşe değmiş gibi  çektim. Onu bu hâle getirenlerden nefret ediyordum. Geberip gitmiş olmaları bile nefretimi soğutmuyordu. Onlara çocuk yaşta yaşattıkları acıyı çekmeden ölmemelerdi.

"Tamam dokunmuyorum. Dokunmuyorum ama gitmeyeceğim. Kulağına zarar veriyorsun. Daha iyileşmedin lütfen bedenini kasma. Kendin için."

Sarılabilseydim keşke sana. Acın hafiflerdi belki. Ben endişe ile dikilirken  karşısında o beni şaşırtıp bastırmayı kesti. Sırtını başlığa verip başını arkaya yasladı. Kapalı gözlerinden düşen bir kaç damla yaşı silmek isteyen elimi  yumruk yaptım. Boğazıma takılan ağlama isteğini geri gönderip karşısına oturdum. Bağlaç yaptığım ayaklarımı bilerek dizlerine temas ettirdim ki en azından yanında biri olduğunu anlasın diye. Rahatsız olup olmadığını kontrol etmek için bir süre tepkisini bekledim. Hiç bir şey demeyince duruşumu bozmadan konuşmaya başladım. Biliyordum ki panik atak getiren gecelerin en büyük düşmanı yalnızlıktı.

"Kabus gördün değil mi? "

"... "

"Çok can acıtıyor değil mi? "

"Lütfen sus. "

Gözünden bir damla daha aktığında dolan gözlerimi kırpıştırdım.

"Biliyor musun? Ailemi ilk kaybettiğim zaman  kendimi çok suçlamıştım. Vicdan azıbından ölecek gibi hissediyordum. Aynı senin gibi kabuslarım peşimi bırakmıyordu. "

Yaşıyoruz İnadına | GAYWhere stories live. Discover now