𝟬𝟭𝟬𝟵𝟵𝟳, 𝙩𝙖𝙚𝙠𝙤𝙤𝙠 ✓

Başlangıç · Homolar Kralı

Dediğim gibi, Taehyung etrafta Homoların Kralı gibi dolaşsa da ben kendi cinsimden hoşlanabileceğimi onunla tanıştığımda fark etmiştim. Sağ kolumu boydan boya kaplayan dövmelerim, kulaklarımdan eksik etmediğim piercinglerim ve kaşımdaki metal toplarla biraz sert bir görüntüm olduğunun farkındaydım. Yine de bu o kadar da sert bir kişiliğim olduğunu göstermiyordu. Yani, tamam. Bir Pub'a girdiğimde (bu tabirden ne kadar nefret etsem de) düşüremediğim kadın olmazdı. Uzun ilişki insanı değildim pek, götüremiyordum. Bu yüzden ilişkilerim çok daha yüzeysel, karşılıklı çıkarlar uğruna ilerlerdi ve ben gerek görünüşüm, gerek tavırlarımla bugüne kadar oldukça düz bir insandım, tamam mı? Gerektiğinde naziktim, yavaş sevişmekten de hoşlanırdım ve her ne kadar randevulaşmaktan hazzetmesem da yatak arkadaşı olduğum insanlarla romantik zaman geçirmek de güzel hissettirirdi. Ve birlikte olduğum çoğu kadın tüm bu baskınlığıma karşın sevimli bir tarafımın da olduğunu söylerdi. Biliyordum. Çıkık ön dişlerim, saçımı kısa kestiğimde ortaya çıkan tombul yanaklarım ve konuşurken s'leri peltek çıkarıyor olmam tüm auramın çok daha çilek kokulu bir şeye dönüşmesine sebep oluyordu. Yine de daha önce bir erkekten etkilenmemiştim. Bir erkeği becermek ya da bir erkeğin altına girmek gibi düşüncelerim olmamıştı ve ah, düzdüm tamam mı? Makarna da suya girene kadar düzdü falan demeyin, Taehyung'un noodle saçlarının aksine ben oldukça düzdüm.

Ve her şey evimde kalmayı adet edinmiş olan kız kardeşimin Kim-Homolar-Kralı-Sikik-Taehyung'dan hoşlanmasıyla başlamıştı.

Delirmiştim. Yemin ederim delirmiştim. Asansörde bakışıyor olmalarına, birbirlerinin numaralarını almalarına ve mutfakta bir facia olan kardeşimin benim yaptığım kurabiyeleri Taehyung'a götürüp 'ona kendi elleriyle hazırladığını' söylemesine delirmiştim.

Başlarda bunun basit bir kız kardeşini koruma içgüdüsünden ibaret olduğunu düşünüyordum. Çünkü lütfen, ondan halihazırda nefret ediyordum. Saygısız piçin tekiydi. Bir öğrenci apartmanında oturuyorduk ama kimse onun gibi gece üçte şarkı söyleyerek merdivenleri tırmanmıyor, tüm Seul'u 2+1 dairesine topladığı partiler vermiyor ve yasak olmasına rağmen apartman boşluğunda sigara içmiyordu. Saygısızdı, gürültülü ve inatçıydı. Üstelik müzik zevki de bok gibiydi. Her bir playlistinden ayrı, tüm mahalleye o playlisti büyük hoparlörüyle dinletmesinden ayrı nefret ediyordum.

Aynı anda kapıdan çıktığımızda bana üç numaralı bakışını atıyordu. (Ve evet, bakışlarını ve gülüşlerini listeliyordum çünkü piç herif tıpkı sikik bir aktör gibi çeşitli mimik ve yüz ifadelerine sahipti.) Bu bakış daha çok homoyum-ve-senden-daha-havalıyım der gibiydi. Ona karşılık vermiyordum genelde çünkü bir bakışma yarışmasına girdiğimizde bu sefer yüzünde o arsız sırıtış beliriyor, ufaktan terlememe neden oluyordu.

Hepsini farklı şeylere yormuştum. Asansörde geçirdiğimiz sessiz dakikalarda sıcak basmasını havalandırmanın bozuk olmasına, numaramı istediğinde öksürük krizine girmemi vişneli kolanın boğazıma kaçmasına ya da tesisatı bozulduğunda ve bende duş alması gerektiğinde evi saran güzel kokuyu kendi duş jelime bağlamıştım.

Oysa havalandırma hiçbir zaman bozuk değildi, Taehyung aniden numaramı istediğinde kolam çoktan bitmişti ve Taehyung o gün kendi duş jelini kullanmıştı. Açıktı işte; aldığım eşsiz ve erkeksi koku onundu, asansör aynasından göz göze geldiğimizde bariz şekilde utanıyordum ve ben her fırsatta ondan nefret ettiğimi söylerken onun flörtöz bir şekilde numaramı istemesi midemde bir fil ordusunun tepindiğini hissetmeme neden olmuştu.

Tüm bu süreç içinde kız kardeşim, Jeon Nayeon, artık daha sık bende kalıyor ve Taehyung'la deli gibi flörtleşiyordu. Bana ise uzaktan onları izlemek kalıyordu. Taehyung'un biseksüel olduğunu ve gerçekten de kardeşime ilgi duyduğunu sanmıştım. Bu beni baya üzüyordu ve Nayeon'a Taehyung'u kötüleyip dursam da aralarını açamamıştım. Neyse ki Taehyung eşcinsel olduğunu açıkladı ve ilişkileri başlamadan son buldu. Nayeon şaşırsa da pek tabii bunu atlattı çünkü bilirsiniz, sadece minik bir hoşlantıydı.