Başlangıç · Homolar Kralı

18.7K 1.4K 2.1K
                                    

Nefret ediyordum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Nefret ediyordum.

Ertesi gün vermem gereken sınavların olduğu bir gece, umutsuzca önümdeki kağıtlara bakıyor, kulak zarımı delmeye uğraşan müziği göz ardı etmeye çalışıyordum ama nafileydi. Duvarları aşıp geliyor, okuduğumdan bir şeyler anlamama engel oluyordu. İçimden durmadan tekrar ediyordum. Nefret ediyorum, nefret, nefret... Nefret.

Kim Taehyung'dan nefret ediyordum.

En az ondan hoşlandığım kadar.

Bu yüzden daha fazla masamda oturamadım. Hiddetle yerimden kalktım, kararlı ve sinirli adımlarım odamın kapısına yönelirken kaşlarımın çatıldığını hissediyordum. Yeri döve döve ilerlerken aklıma gelen şeyle yönümü değiştirip boy aynamın karşısına geçtim.

Alnıma iki yandan dökülerek ortasının açıkta kalmasını sağlayan mor saçlar, günlerdir yoğun bir tempoyla çalışıyor olmanın sebep olduğu mor göz altları ve büyük beden mor bir kapüşonlu. Ellerimi saçlarıma attım ve birkaç tutamı düzelttim. Sinirliydim, gerçekten sinirliydim ama ona olan hoşlantım çoğu zaman bu sinirin önüne geçiyor, kendimden beklemediğim hareketler yapmama neden oluyordu. Vücut spreyime uzanmak ve kapısına alacaklı gibi dayanmadan önce güzel koktuğumdan emin olmak gibi. Bana kurabiyeleri annesi gibi yaptığımı söylediğinden beri her kurabiye yapışımda bir tepsi de ona götürmem gibi. Eve getirdiği insanlarla attığı yüksek kahkahaları duymama, onun gerçekten de arsız, çapkın ve herkese karşı böyle flörtöz olduğunu bilmeme rağmen ertesi gün asansörde bana göz kırptığında hâlâ utanıp başımı yere eğmem gibi.

Kendimi özel sanıyordum ama değildi. O buydu. Sizi kollarında tutana kadar güzel şeyler fısıldar, kanınıza girer ve gözlerinizin Seul'den daha parlak olduğunu düşünürken başkalarıyla olmaya devam edebilirdi.

Her neyse.

Ve yemin ederim, ben bu değildim. Ona rastlayana kadar böyle biri değildim.

Çünkü lanet olsun ki en başta homo değildim. Tamam, Taehyung buna alışık olabilirdi. Böyle olmaya alışık olabilirdi çünkü cinsel kimliğini başarıyla keşfetmişti ve bununla oldukça barışıktı. Üstelik lütfen, adamın saçları bile düz olmaktan oldukça uzaktı. Noodle'a benzeyen kıvır kıvır saçları başının etrafında küçük, karamel renk bir bulut taşıyormuş gibi gösterirdi onu hep. Hareket ettikçe, zıpladıkça ve apartmanın merdivenlerini hızlı adımlarla çıktıkça kıvırcıkları da ağır çekimde gibi hareket eder, parmaklarımı onlara geçirmek istememe sebep olurdu.

Çünkü cidden, Kim Taehyung ateşli olduğu kadar sevimli bir herifti de. İşe geç kaldığında ve onunla merdivenlerde karşılaştığımızda gözlerini nasıl da açamadığına, zaten karışık olan saçlarının adeta kuş yuvasına döndüğüne ve aceleyle yapılmış bir sandvicin yanaklarını doldurduğuna şahit olurdum. Yine de kanmamlıydınız. İşe geç kalmasının sebebi de önceki gece deli gibi partilemesinin sebebi olduğundan, çok yüksek ihtimalle yine birileriyle yattığından tüm bu sevimliliklerine kanmamalıydınız. Zaten, bu yüzünü göstermeyi de pek sevmezdi. Bir büroda çalışmasına rağmen takım giymeyi inatla reddeder, işyeri için fazla renkli (ve bazen de parıltılı) gömleklerini üzerine geçirir, uzun channel küpelerini her zaman kulaklarında tutar ve başınızı döndürürdü. Güzelliğiyle, karizmasıyla; gülüşü ve sözcükleri tonlayış şekliyle Kim Taehyung asla sıradan bir kapı komşusu değildi. En azından, benim için öyle olmamıştı.

𝟬𝟭𝟬𝟵𝟵𝟳, 𝙩𝙖𝙚𝙠𝙤𝙤𝙠 ✓Where stories live. Discover now