23. Bölüm "DARAĞACINA BAĞLANAN GAYE"

En başından başla
                                    

Trafiği ardımda bırakıp benim için ayrılan büyük çalışma alanına girdiğimde nefesimin kesildiğini hissediyordum. Kalbim kırıktı. Kalbim bende değildi, bende olduğu zamanlar bile kırık döküktü. Hiç iyi olmamıştı. Benim Kalbim hep acıya batıktı. Acıdan başka hiçbir şey bilmiyordu. Acı, acı, acı...

Başka bir şey yoktu hayatımda. Gülüşlerimde, kahkahalarımda, gözyaşlarımda, sevinçlerimde... Acı hep oradaydı. Kalbimin kapısının önünde yuva kurmuş, o kapıdan sızmak için fırsat kolluyor, içeri girebilmeyi başarıyordu. Beni her defasında yıkıyordu. Ben hiç ayağa kalkamıyordum. Hep dizlerimin üzerindeydim. Dizlerimde o kadar çok yara vardı ki saymak çürürttükleri ömrümü kısaltırdı.

Benim dizlerimde yaralar vardı. Bazısının izi ruhuma gölge, bazısının varlığı omzuma yük... Bazısının acısı derinde, bazısı aklıma düşen zehirli sarmaşık... Dizlerimde yaralar vardı benim. Yaralar ve yara izleri... Hepsini kesen bıçak farklı. Acısı farklı. Dokundukaları, yaraladıkları ten aynı. Baktıkları kalp, yitip gitmesine sebep oldukları ruh aynı.

Kırgınlık değil artık bu. Kırgınlık olmaktan çıktı. Bu artık benim bitişim. Başka bir açıklaması yok. İnsan bir yere kadar susar. Bir yere kadar sabreder ve dişini sıkar. Bit yere kadar boyun eğilir eziyetlere, bir yere kadar göz yutulur ihanetlere ama söz, benim gerçeklerimden çıkıp onların yalanlarına düştüğünde ve benim yalanlara karışmam olduğunda ne sabır kalırdı ne sessizlik.

Söz, sizin doğrularınızdan çıkıp yalanlara evrildiğinde ne kırılacak bir kalp kalıyordu ne de benliğini yitirmiş bir ruh.

İnsan artık katlanmak istemiyordu. Duvarlar örüyor, saklanıyor, kaçma istiyordu. Delirmemek için uğraşıyordu! Delirmek... Delirmek aslında aklın tamamen yitip gitmesi ya da insanlara aykırı hareketler yapmak değildi. Delirmek aklın başkası tarafından alıkonulmasıydı. Birine körü körüne inanamak, göz göre göre seni incitmelerine izin vermek, kalbini yaralamaları için onlara kalbini uzatmak... Bunların hepsi delilikti. Delirmek aptallıktı.

Delilik, körlüktü.

Körlük sebebiydi, aptallıktı. Susmak, sessiz kalmak, durmak, kulak kapamak, görmezden gelmek, delirmek, aptallıktı. En büyük aptallık, pişmanlıktı. Pişmandım ben. Bir şeyleri başaramadığım için. Bir şeyleri sonuna kadar götüremediğim için. Boyun eğdiğim için, ses çıkarmadığım, beni kurmaları izin verdiğim için piömandım. En çok yalnız kaldığım gecede bileklerime dayadığım camı, tenime sürmekten korktuğum için pişmanım.

Ölmekten vazgeçtiğim için pişmanım. Elimdeki şansı kullanmadığım, kimsesizken gitmediğim için pişmanım. Aptalım. Bunu kabul ediyorum. Ölüm kapımda dururken onu geri çevirdim. Pişmanım...

Ölmek istemediğim için pişmanım.
Ölmeye cesaret edemediğim için pişmanım.

11 yıl önce

Yazar'dan

Gaye...

Gayelerden oluşur dünya. Yaşama gayesi. Hayatta kalma gayesi. Karnını doyurmak gayesi. Ev bulma, yaşayacak alan arama gayesi.

Gayelerden var olur insan. Gayeyi insan var eder. Devam etmek, yol almak için gayeye ihtiyaç duyar. Gaye olmazsa, haye insanın içindeki ihtiyaçtan dolayı ortaya çıkmazsa insan yaşayamaz, tökezler ve sonunda pes eder. Ölür.

On iki yaşındaki kız pes etmişti. Annesiyle babası boşanalı aylar oluyordu. Annesinin yokluğuna, babasının sinirine alışmıştı ama babasının vücuduna bıraktığı izlerw alışamıyordu. Gayesi yoktu küçük kızın. Babası dövmesin diye uğraşırdı ilk zamanlar ama artık uğraşmıyordu. Ne kadar uğraşırsan uğraşsın babasının onu dövmeyi bırakmayacağını görmüştü. Babasının onu sevmediğini hissetmişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 25, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÜNIŞIĞI SERİSİ - 1 PERESTİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin