09: öpücük

817 58 26
                                    

draco'nun dudakları nazikçe harry'ninkileri buldu. harry'nin gözleri sonuna kadar açılıverdi önce. ardından kapandı yavaşça. birkaç damla süzüldü aşağıya. bir an rüya olduğunu düşündü. öyle olsa bile önemli değildi aslında. bu rüyadan uyanmasa yeterdi ona. kalbi deli gibi çarpıyordu. nefes alamıyor gibi hissediyordu. göğüs kafesi patlıyordu sanki. kelebekler. her yerini kelebekler sarmıştı. çok fazlaydılar. büyüleyiciydiler. aynı karşısındaki oğlan gibi.

dudakları yumuşacıktı. sıcak ve rahatlatıcıydı. cennetteymiş gibi hissettiriyordu kuzguna. her şeyi unuttu. aklından silindi her şey ve sadece draco kaldı. zihninde, kalbinde ve yanında. dudaklarında kaldı.

onunla kaldı. onu güvende hissettirdi. değdiği her şeyi güzelleştirdi. her zamanki gibi. harry'e ona neden aşık olduğunu tekrar ve tekrar hatırlattı.

duygusuz, anlayışsız, kaba? Sizce öyle biri bu denli güzel hissettirebilir miydi? kusursuz, tamamlanmış, rahatlamış ve özgür.

harry karışmıştı. hiç hissetmediği kadar güzel hissediyordu.

aslında sadece birkaç saniye birleşikti dudakları. ama tamamlanmışlık, büyülenmişlik, kusursuzluk hissi gitmedi. harry'i terk etmedi.

"seni seviyorum potter."

işte bu, harry'nin asıl öldüğü andı. kalbi hızlı değildi, atmıyordu. ya da belki öyle hızlıydı ki hissedemiyordu. nefesi kesilmişti. ya da belki öyle derindi ki farkında değildi.

"sana aşığım malfoy."

overbearing and hero, drarryWhere stories live. Discover now