Merhaba! Ece'niz geldii!
En son bir araya gelmemizin üzerinden neredeyse aylar geçti. Hatta neredeyse değil gerçekten de aylar geçti. Aralık'ta yılbaşı haftası seri bölümler yayınladım ve ardından affınıza sığınarak bir süre buradaki aktifliğimi sona erdirdim.
Bu sene hayatımın gidişatı ile ilgili önemli bir sene ve YKS sınavına kafa yormam biraz kaçınılmaz oldu. Bu süreç içerisinde kitaplara devam etmem hem kendi aleyhime hem de hikayelerin kalitesi açısından sağlıksız olacağı için yazarlık hobimi bir kenara ittirmek durumunda kaldım.
Ama neyseki halen hayattayım ve yine neyseki mental sağlığım elden gitmedi!
Sizlere biraz dertleşmek için son dönemde yaşadıklarımdan ve hissettiklerimden bahsetmek istiyorum.
Yks süreci gerçekten de içinde birçok pişmanlığı ve yıpranmayı barındıran sancılı bir süreç. Üstüne üstlük birçok duygu geçişini de tattığınız aylar geçiriyorsunuz.
Geçen sene mayıs ayında okulumun dershane sistemindeki kurslarına başladığımda her şey çok tozpembeydi. Bir eşit ağırlıkçı olarak ilk bine girmek gibi hayallerim vardı. Tabi henüz cicim aylarında olduğum için işlerin ciddiyetine tam anlamıyla hakim olamamıştım. Bu nedenle mayıs ayından eylüle kadar ki yaz tatili sürecinde beklenen çalışma temposuna kendimi dahil edemedim. Nedense aşırı derecede fazla bir sürem varmış gibi hissediyordum ve bu da bana büyük bir rahatlık hissi aşılıyordu.
Sanırım düşmemem gereken en büyük hatalardan birisi de bu oldu: Zamanın su gibi akıp geçeceği gerçeğiyle yüzleşememek...
Eylül, Ekim, Kasım derken bir baktım yarıyıl tatili geldi geçti. Bir baktım Mart bitmiş, bir baktım Mayıs kapıya dayanmış hatta yarılanmış...
Şu an yaklaşık olarak 25 gün var sınava ve büyük pişmanlıklar içerisindeyim. En başından beri hedefim Hukuk bölümüydü ve hiç yoktan ilk on bine girmek zorundaydım kazanmak için. Ama işler istediğim gibi gitmedi. Fazla hayal denizinde yüzdüm ya da belki de çok konuşmaktansa sadece oturup ders çalışmalıydım bilemiyorum...
Şu an alternatif olarak Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünü belirledim. İstediğim üniversite iki yüz elli bin gibi bir sıralamadan öğrenci almış. Bu kolaylıkla başarabileceğim bir sıralama. Sanırım hayat beni planladığım çizginin biraz daha dışına sürükleyecek gibi duruyor.
Hayat sen planlar kurarken yaşadıklarındır demiyorlar işte boşuna... Varmış bir bildikleri...
Velhasıl, bi anda kendimi başka bir bölümün planını kurarken buldum arkadaşlar. Maalesef mezuna kalmak gibi bi duruma sokmayacağım kendimi. Çünkü bir sene geç başladım okula ve lisenin başında da bir sene hazırlık okudum. Gerçekten üçüncü senemi de heba edemem.
Özel hayatımda durumlar böyleyken asıl merak ettiğiniz konuya yani kitaplarımıza dönelim. Özellikle de 11 Serisi'nin 2. kitabı olan Kül'e...
Yazmayı bırakmayacağım arkadaşlar. En geç 20 Haziran gibi buralarda olurum. Lara ve Alpaslan'ı çook özledim.
Yazmayı çok özledim.
Yorumlarınızı özledimm...
Yakında görüşürüz, kendinize iyi bakıın!!!
YOU ARE READING
11 SERİSİ: ATEŞ (+18)
RomanceÇocukluk yıllarında ağır travmalar yaşayan 19 yaşındaki Lara Ferzan'ın yolu uzun zaman sonra tekrar İstanbul'a düştüğünde kendisinin bir yansıması olan Alpaslan Kıraç ile kaderi kesişir. Kader ağlarını ilmek ilmek örerken bir gün ipin dolanan tarafı...
