10.Bölüm Asıl Hikayenin Başlangıcı

312 52 12
                                    

Çocukluk çok geride kalmış gibi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Çocukluk çok geride kalmış gibi...

Zaman su gibi akıp geçmiş ve sanki ardımıza dönüp bir kez olsun bakmak ve bazı anların kıymetini düşünmek aklımızın ucundan geçmemiş gibi. Zihnimizi usulca yoklayan o tuhaf his... Ufak bir yoksunluk, bir parça mutsuzluk ve o zamanı geriye alamayacağını anladığında hissettiğin o boşluk...

Ne zamandır kendime sordum neleri kaçırdığımı ve ne zamandan beri farkına varamadığım o boşluğun tam orta yerindeyim?

Ne zamandır karanlıktayım? Ne kadar zaman geçmiş sormalıyım kendime, neden böyleyim? Ben neden belirsiz bir araftayım ve dünümün bataklığına batmışken geleceğe dair en ufak bir ışık bile göremiyorum?

Neden kendi içimde bu kadar problemim var ve ben neden dışarıya sadece bir duvardan ibaretim? Oldum olası benimle olmayan ruh sağlığım mı iyice elden gitti yoksa hikayemin sonuna mı yaklaştım?

Neden böyleyim ben? Neden? Olayları dramatize eden ben miyim yoksa gerçekten çuvalladım mı?

"Lara sen iyi misin?"

Kuzenim Araf'ın sesini hemen yanı başımda duyduğumda kafamı yasladığım direksiyondan çektim ve yukarı kaldırdım soluma doğru. Bir elini açık kapıya yaslamış ve bana doğru eğilmiş bir halde bakıyordu. Yüz ifadesi keskin ve sorgulayıcı bir boyut kazanmıştı. Bu beni içten içe bayarken gözlerimi devirdim ve bir elimle geri basmasını ima ederken yavaşça arabadan çıkıp kapıyı örttüm. Ardından sırtımı arabama yaslarken derin bir nefes aldım. Araf ise bu sefer de ellerini beline yerleştirmiş bir halde beni izliyordu. Çatık olan kaşlarını mümkünmüş gibi biraz daha çattı.

"Sen ne sikim saçmaladığını sanıyorsun?"

Biraz öncekine kıyasla ses tonu biraz daha kızgın çıkarken ona dik dik baktım kollarımı göğsümde birleştirip. Boğazımda hafif bir kuruluk hissederken yutkundum ve kaşlarımı çattım. "Şu fevri halini üzerimden çek yoksa seninle konuşmak gibi bir çabaya girmem."

Derin bir nefes aldı ve cebinden sigarasını çıkartıp dudaklarının arasına yerleştirdi. O sigarasını yakmakla meşgulken içerisinde bulunduğum bahçeyi inceledim kaçamak bakışlarla.

Bahadır'ın evindeydik. Yirmi dakika kadar önce gelmiştik. Kaçışımızın ardından kısa süre sonra Araf'ın ayarladığı koruma arabaları etrafımızda bariyer amaçlı bir konvoy oluşturmuş ve buraya sağ salim gelmemizi sağlamıştı. Bahadır, babasının çoktan eve getirttiği aile doktorları tarafından evde muayeneye alınmıştı.

Ben burada durmayı tercih etmiştim. İçeride bir işimin olduğunu sanmıyordum. Kaldı ki yapacağımı yapmıştım. Bahadır'ı kurtarışım ona değer verdiğimin göstergesiydi ve Alpaslan'a karşı yapılan bir hataydı. Belki de ihanet.

Bu ihanet ardında birçok tehlikeyi barındırıyordu ve göze almıştım. Ne için? Bunu belki de zaman gösterecekti.

"Bahadır'ı tek başına kurtarma çaban da neyin nesi? Bize öğrendiklerini anlatman yeterince kıymetliyken başına buyruk davranışlarının sonunun bela olacağını kestiremiyor musun?"

11 SERİSİ: ATEŞ (+18)Where stories live. Discover now