14. Bölüm Maskeler Düştüğünde

306 42 10
                                    

İyi birisi miydim? Hayır.

Hiçbir zaman iyi denilebilecek kadar masum olmamıştım. Bencildim, bencil olduğum kadar başkalarının canını sıkmayı da severdim. Göze batmak bir ihtiyaç, mutsuz etmekse bir hobiydi benim için. Neden diye sormayın. Nedenini bilecek kadar akıllı olsaydım kötü olmazdım zaten.

Dışarıdan babasının şımarık ve ergen kızıydım. Aptal ve istediği olmayınca canı sıkılan bir imaj çiziyordum. Aslında şımarık olduğumu es geçmeyecektim. Şımarıktım.

İstediğim şey olmalıydı. Olmama gibi bir ihtimal olamazdı.

Ancak tek bir şey yanlışsa o da aptal olduğum önyargısıydı. Aptal olmayacak kadar zeki, ergen olmayacak kadar dik duruşlu ve yalnızlığıyla bile muhteşem gözükebilecek kadar asil bir güzelliktim.

Biraz da kibirli...

Biraz da ortalık karıştırmaya bayılan...

"Ay kızlar ben size bir şey diyeceğim, ben şu an bir partideyim!" Büyük bir heyecanla şakıdım. Bir yandan da saniyeler öncesinde sırtımı yasladığım duvardan uzaklaşmakla meşguldüm. Bakışlarım Alpaslan, Kaan ve Asrın'daydı. Onlara doğru yürüyor, aynı zamanda Merve ve Esila ile telefonda grup konuşması gerçekleştiriyordum. Sonuçta onlar benim kız arkadaşlarımdı ve ben şu an onlara nerede olduğumdan bahsetmeliydim değil mi?

"Ne partisi Lara?" Esila'nın sorgulayıcı sesini duyduğumda çoktan erkeklerin yanına varmıştım. Alpaslan'ın yanında oturan Kaan'ı küçümseyen bir tavırla yana itekledikten sonra kendimi koltuğa bıraktım. "Bildiğimiz parti işte Esila. Sadece biraz daha varoş bizim yerlere göre o kadar."

Asrın, Esila'nın adını duymasıyla birlikte oturduğu koltukta hızla dikleşti ve bana kaşlarını çatarak baktı. Dudağımın bir kenarı yavaşça yukarı kıvrılırken bir bacağımı diğerinin üzerine bıraktım ve eteğimin bir karış yukarı çekilmesini dert etmedim. Sağ elim telefonu kulağıma yaslı bir halde tutarken sol elim ise koltuğun arka kısmında ilerleyerek Alpaslan'ın ensesini buldu. Ufak dokunuşlarla ensesindeki saçlara dokunurken onun da gerildiğini hissedebiliyordum. Ancak bunu dışa vurmayacak kadar soğuk ve profesyonel gözüküyordu. Asrın'ın ise öyle olmadığı kesin. Çünkü şu an karşımda, Esila'ya onun burada olduğunu söylememden çekinen bir tavırla duruyordu. Eh, sanırım sadece Esila'yı kandırabiliyordu. Ona evde hasta yattığından bahsetmişti öyle değil mi?

"Lara cidden neredesin sen? Bizim dışımızda kiminle takılıyorsun o varoş dediğin yerde?"

Dudaklarımı büktüm ve tek kaşımı kaldırdım. "Alpaslan'la takılıyorum Merve. Hatta beni arkadaşlarıyla tanıştırdı."

Asrın'ın dikkatli bakışlarına artık Kaan da eşlik ederken yanağımın içini dişledim. Bu sırada Esila şüpheli bir ses tonuyla konuştu. "Alpaslan ile birliktesin ve seni arkadaşlarıyla tanıştırdı? Hayır, sadece bizimle kafa buluyorsun bunun başka bir açıklaması olamaz." Dudaklarımı büktüm. "Neden öyle dedin şimdi? Sen de Asrın ile birlikte değil misin? Bu durum seni biraz bu arkadaş grubunun sempatizanı yapar sanıyordum. Meğersem yanılmışım. İçten içe birlikte olduğun çocuğun çevresinden rahatsız olduğunu bilmiyordum. Ne yazık, Asrın denen şu çocuk için biraz üzüldüm. Zavallıca bir durum."

Asrın'a sinsi bir şekilde bakarken amacıma çoktan ulaşmıştım. Elleri yumruk halini almıştı ve kendini zor tutuyordu. Ellerini oturduğu koltuğa bastırmıştı yanlardan. Ancak halen burayı terk etmiyordu. Çünkü telefon konuşması henüz bitmemişti.

"Lara saçmalama tamam mı? Asrın zavallı falan değil. Üstelik onun çevresine de bir noktada saygı duyuyorum. Ben şu an senin Alpaslan ve çevresine yakın olmanı sorguluyorum. Çünkü siz ikiniz... Olmaz tamam mı? Son olanları duydum ve pek de iç açıcı değildi."

11 SERİSİ: ATEŞ (+18)Where stories live. Discover now