7 - "Seninle vakit geçirmeyi sevdim."

5.5K 497 656
                                    

the weeknd, wasted times

"catchin' feelings
these girls only want you when you're winnin'
but you've been with me from the beginnin'
and I know right now that
we're not talkin'"

-

Hayır ona aşık falan olmamıştım.

Ya da yalnızca kendimi kandırıyordum. Her zaman yaptığım gibi...

Bana, bugün sabah ilk iş odasına gelmemi söylediğinde duraksadım ve ona okulda ikinci kez ağız işi yapmayacağıma kanaat getirdim. Bu çok tehlikeliydi. Evet, tehlike heyecan verirdi ve dün bu yakalanma hissiyatı bana oldukça heyecan verip beni tahrik etmişti. Ama tehlikeli olması bir yandan da oldukça korkunçtu. Şu beynimde dolaşan "acaba yakalanacak mıyız" hissi, ya da "acaba biri görür mü" düşünceleri beni yiyip bitiriyordu. Bu yüzden bugün odasına gidecek, bir daha okulda bu denli yakınlaşamayacağımızı söyleyip dersime girecektim. Zaten bugün cumaydı ve yarınla beraber iki gün onu görmeyecektim.

Aşık olmak tabiri, benim Monsieur Hwang için hissettiğim şeyler adına doğru bir tabir sayılmazdı. Onu merak ediyordum, onun hakkındaki her şeyi, düşündüklerini, hissettiklerini, yaşamak istediklerini, yaşadıklarını, geçmişini, geleceğini her şeyini merak ediyordum. Bu belki yalnızca basit bir hoşlanmaydı ama o kadardı. Yalnızca buydu ve ötesinin olması mümkün değildi bile. Onun sevgilisi vardı, ki sevgilisi olmasa bile bu çok yanlıştı.

Öğretmenime bu şekilde şeyler hissetmem yanlıştı. Her ne kadar onu cinsel olarak arzuluyor olmamın, hoşlanıyor olmamdan daha yanlış olsa da onun için hoşlanmanın ötesi olamazdı bende.

Ve olmamalıydı da.

Odasına girdiğimde masasından kalkmış ve bana doğru yaklaşmıştı. Arkamdan kapıyı kapattığımda önümde bitip beni kapıyla arasına almış, yanıma uzattığı eliyle kapıyı tek seferde kilitlemişti. Bunu yaparken gözlerini bir kere bile benden ayırmamıştı. Ve o bana böyle bakarken ben ona, "Artık okulda bu denli yaklaşamayız Monsieur." demezdim, diyemezdim. Bu neredeyse imkansızdı.

"Merak etme, seni buraya cezalandırmak için çağırmadım. Onun için daha hoş planlarım olduğu için hakkımı sonraya saklıyorum." dedi ve göz kırptı. Ben ona kendimi parmaklayıp onun adıyla inlerken videomu atmıştım, değil mi... Hepsi Felix'in planıydı, gerçekten! Ben o kadar cesur ve manyak değildim, tek sorumlu Felix'ti ama ceza alacak olan bendim! Neyseki Monsieur Hwang'ın cezaları benim aşık olduğum türden cezalardı.

"Cezalandırmak için çağırmadıysanız.. Neden çağırdınız sabah sabah Monsieur Hwang?" dedim ve yutkundum. Bana bakarken, daha önce hiç hissetmediğim duyguları hissediyordum gözlerinde. Ama hep aynı bakmıyordu.

Her bakışında farklı anlamlar gizliydi. O çok karmaşık biriydi, ama ben puzzleın birkaç parçasını çoktan bulmuş gibiydim.

Siyah, ensesine dökülen uzun saçlarından bir tutamını; tek eli hala kilidin üzerindeyken boşta olan eliyle kulağının arkasına atmıştı. "Sana bir şeyden bahsetmeyi unuttuğumu fark ettim." dediğinde kaşlarım merakla çatılmıştı. Ne konuda olduğunu ve neyi unuttuğunu merak ettiğim sırada dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Neyden bahsetmeyi unuttunuz?"

"Her seksimiz için senin istediğin bir şeyi yapacağız. Bu aslında bir bakıma hediye gibi. Bdsm'de efendiler kölelerine her sekslerinden sonra hediye verirler. Ödül gibi düşün. Sen beni memnun ettiğin için ben de seni memnun edeceğim. İstediğin bir hediye varsa alabilirim, parası önemli değil. Ama bu hakkını, beraber yemek yemek gibi şeylerde de kullanabilirsin. Şu anlık iki hakkın var." dediğinde yüzümde bir gülümseme oluşmuştu. "Ama yaptığım şey için beni cezalandırmanız gerekmiyor muydu? Neden ödüllendiriyorsunuz?" dedim merakla.

hotter than hell 'hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin