2 - "Beni tamamiyle kabullenmelisin, tamamen."

6.2K 608 934
                                    

cigarettes after sex, apocalypse

"your lips, my lips, apocalypse
go and sneak us through the rivers
flood is rising up on your knees, oh please
come out and haunt me, i know you want me"

-

Eve gelir gelmez kendimi banyoya atıp soğuk ve uzun bir duş almıştım. Duş almanın bana iyi geleceğini, en azından kafamı toparlayacağımı düşünürken beklediklerimin hiçbiri gerçekleşmemişti. Kasıklarım hala felaket derecede yanarken soğuk duşun hiçbir işe yaramadığını anlamıştım.

Daha sonrasında ise Felix'in evine gitmiştim, tam da sözleştiğimiz gibi.

"Hasiktir, Jeongin sen ciddi olamazsın." dedi olanları hemen az önce anlattığım Felix şaşkınlıkla. Çok küfür eden birisi değildi ama anlattığım şeyler ona küfür ettirmeyi başarmıştı. "Ciddiyim maalesef." diye mırıldanıp üzerinde bağdaş kurup oturduğumuz Felix'in yatağı üzerinde ayaklarımı çözdüm ve kendimi geriye atarak sırtımın soğuk yorganla buluşmasını sağladım.

"Maalesef mi?" dedi şaşkınlıkla ve kendini benim gibi geriye atarak uzandığı yerden bana doğru döndü. Sol kolunu kırarak elini başına yasladığında gözlerimi ona çevirmiş, göz göze gelmemizi sağlamıştım. "Onu arzuladığını sanıyordum. Pişman mısın?" dediğinde hemen solumda duran yastığı alıp yüzüme bastırdım.

"Değilim! Lanet olsun ki değilim pişman falan!" diye bağırdım.

Lanet adamın sikeyim ki bir sevgilisi vardı ve ben onun kucağına çıkarak onunla delicesine harika bir şekilde öpüşmüştüm. Diliyle dilimi becermişti ve tanrım... Onun bir sevgilisi vardı, hem de sevgilisi benim başka bir öğretmenimdi. Tamamen çıkmazdaydım.

Bundan sonra benden kaçacak olması muhtemeldi. Ama sevgilisi olduğu halde bana ne sikim karşılık vermişti o halde? Neden ellerini kalçama yerleştirmişti? Neden beni öpmüştü? Bütün bunları neden yapmıştı, bilmiyordum ve kafayı yemek üzereydim.

"Bayan Eunha'yla olacakları aklımın ucundan geçmezdi. Yanlış duymuş falan olmayasın?" diyerek sorguladığında kafamı umutsuzca iki yana sallayıp kafamdaki yastığı karnım üzerine koymuştum.

"Yanlış duymadım eminim, ikisi sevgililer." dedim kendimden emin bir şekilde ve bıkkınlıkla iç geçirdim. Yanlış duymuş olmayı o kadar çok isterdim ki...

"Bak... Yarın akşam Changbin'in evindeki partiye gidelim, tamam mı?" demesiyle göz devirdim ve yattığım yerden ona doğru döndüm. Hala aynı pozisyonda olduğu için anında gözlerimiz buluşmuştu. Changbin ve Felix bir bakıma flört gibilerdi ve Felix kesinlikle bunu bahane kullanarak o partiye tek gitmek istemediği için beni de peşinden sürükleyecekti. Ki bu düşüncelerimin yanlış olmadığını birkaç saniye sonra söylediği cümle ile bana kanıtlamayı başarmıştı.

"Hem kafa dağıtman için iyi olur bence." demesiyle beraber gülümsemiştim.

"Tek gitmek istemediğin için bunu bahane etsen de sağol. Hiç partilik havamda değilim." dedim ve bedenimi yattığım yerden kaldırarak oturur pozisyona geçtim. "Hadi ama! Eski Jeongin nerede? Belki orada birileriyle yiyişirsen aklın başına gelir, hm? Changbin'in kendisi gibi yakışıklı arkadaşları vardı." demesinin ardından oturur pozisyona geçtiğim anda karnımdan kucağıma düşen yastığı alıp sağımdaki Felix'in kafasına atmıştım.

Kafasına yediği yastıkla beraber sırtı yatakla buluştuğunda kıkırdıyordu. "Melek olduğunu düşünüyordum da, fark ettim ki Changbin sana hiç iyi gelmemiş. Yiyişmek diyor bir de bana!" diye bağırdığımda benim gibi oturur hale gelmişti. "Bak Jeongin, açıkçası Monsieur Hwang hakkında herkesin aksine pek iyi bilgilere sahip değilim. Bu yüzden ondan uzak durman bana kalırsa daha iyi ve güvenli olur senin için." dediğinde kaşlarımı çattım.

hotter than hell 'hyuninWhere stories live. Discover now