3 - "Benim cehennemime girersen, bir daha çıkamazsın."

6.1K 562 757
                                    

ariana grande, one last time

"so one last time
i need to be the one who takes you home
one more time
i promise after that, i'll let you go"

-

bölüme başlamadan önce bilmeniz gereken şeyler;

bdsm nedir?
BDSM, rızaya bağlı olarak fiziksel güç ve baskı kullanılarak duygusal uyarımın sağlandığı ve fantezi olarak baskın rolün oynandığı bir cinsel tercih ve yaşam tarzıdır. Aslında kısaca bir kişinin baskın olduğu ve diğerinin baskın kişiye teslimiyetini verdiği ilişki olarak tanımlanabilir. Yani bir çeşit köle efendi ilişkisidir.

...

Hayatımız, önümüze çıkan seçenekler ve o seçeneklerden birini seçmemizle şekillenir. Herkes kendi seçtiği seçenekleri, ve onların getirdikleriyle yaşar aslında. Farkında olmadan hayatımızın her yerinde ufak tefek de olsa seçimler yaparız.

En basitinden sabah ne giyeceğimizi, kahvaltıda ne yiyeceğimizi veya saat kaçta dışarıya çıkacağımızı ya da o gün dışarıya çıkıp çıkmayacağımızı hep kendimiz, önümüze çıkan seçeneklerle beraber seçeriz.

Pişmanlık duygusu ise seçtiğimiz seçeneklerin getirisiyle oluşur yine. Seçtiğimiz seçenekten pişman olmamız ve "keşke bunu yapmasaydım" dememiz ile birlikte.

Ve ben dün, belki de hayatım boyunca çok pişman olacağım bir seçim yaparak o odaya gitmiştim. Sonucunun ne olacağını bilemeden gitmiştim o odaya. Sırf ileride, "keşke gitseydim" diyerek hayıflanmamak için. Hani derler ya, yaptıklarınız için değil yapamadıklarınız için pişman olmayı seçin diye. İşte ben tam olarak bunu seçmiştim.

Pazar sabahı ev arkadaşıma bugün geç geleceğimi söyleyerek evden çıkmış, hemen koşa koşa Felix'in evine gitmiştim. Evlerimiz birbirine çok yakın olduğu için neredeyse her gün birbirimizin evindeydik ve bu bizim için oldukça büyük bir artıydı.

Aslında Felix'e dün partide yaşananları anlatmamak için kafamda kendi kendime büyük bir iç savaş vermiştim. Ama o benim en yakın arkadaşımdı ve ondan ben bir şey saklasam bile anında gözlerime baktığında ondan sakladıklarımı anlayabilirdi.

Ve benden duyması, kendisinin anlamasından daha iyidi. Ondan herhangi bir şey saklamakta çok kötüydüm ve o benim sakladığım şeyleri anlamakta çok iyiydi.

Alacaklı gibi kapıyı çaldığımda "Geliyorum, patlama!" diye bağırmış ve birkaç saniye içinde kapı açılmıştı. "Abin evde mi?" dedim heyecan içindeyken ve hemen ayakkabılarımı çıkartıp içeriye girdim.

Dün geceden beri kendime tam anlamıyla bir türlü gelememiştim. Bana resmen "Sana konum atacağım, yarın evime gelirsin." demişti ve ben bu anı ne zamandır düşlediğimi hatırlamıyordum bile. Evinde yapacaklarımızı ise tahmin etmek çok zor değildi.

Aramızdaki, onun tabiriyle bu "saçma" ilişkinin saçma olduğu kadar yasak ve riskli olduğunu biliyordum. Bayan Choi Eunha veya herhangi bir öğrenci ya da öğretmen aramızdaki olanları anladığında bu ikimizin de sonu olurdu. Ben muhtemelen öğretmenimle seviştiğim için okuldan atılırdım ve okul hayatım tamamen biterdi. Hwang ise benimle aynı şekilde okuldan atılır ve onun da iş hayatı komple suyu boylardı. Bu yüzden ikimizin de iyiliği için kimsenin bilmemesi ve anlamaması çok önemliydi.

Tabii aklımda dönüp dolaşan ve kafamı kurcalayan birkaç soru vardı, elbette Hwang Hyunjin hakkındaydı. Kendisi tamamen bir karmaşadan ibaretti, beş bin parçalı yapboz gibiydi ve benim asıl resmi görebilmem için parçaları birleştirmem şarttı. Ama parçaları birleştirmek için beş bin parçasına da sahip olmam gerekirken bende daha tahminimce yüz tane falan vardı.

hotter than hell 'hyuninUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum