18-Magic

6.9K 678 186
                                    

18-Büyü

Güney İttifakı
Şehir

"Bu ders daha ne kadar sürecek?" diye sordu omega bıkkın bir sesle.

"Başlayalı yarım saat oldu Omega Jeon. Bu kadar çabuk mu sıkıldınız?" Omuz silkti Taehyung.

"Büyücü tarihinin beni ilgilendiren tarafını göremiyorum. Benim ateşle oynamam gerekmiyor mu?"

"Ateşi yönetmeyi öğrenmen gerekiyor tabiki. Ancak ondan önce teorik derslerde ilerlememiz gerekiyor. Sizi direkt büyüyle tanıştıramam. Bünyeniz kaldırmayabilir." Önündeki sararmış sayfalara sıkkın bir ifadeyle göz gezdirdi.

"Bünyemle ne alakası var ki büyünün?"

"Omega Jeon," dedi büyücü sakin bir sesle. "Yaptığınız her büyü bedeninizden bir parça alır. Bu sebeple sağlam bir bünyeye sahip olmayan ve büyüye alışık olmayan kişilerin direkt büyü yapması onların bedenine zarar verir. Örnek vermem gerekirse kara büyü yaptıktan sonra kustunuz. Elementinizi keşfettikten hemen sonra ise bayıldınız. Çünkü büyüye alışık olmayan vücudunuz buna tepki gösterdi. Sizi tehlikeye atamam. Bu yüzden yavaş yavaş ilerleyeceğiz. Önce teorik dersler."

Alt dudağını dişleri arasında ezmeye başladı Taehyung. Büyücü haklıydı. Kara büyü yaptıktan sonra, ki bilinç dışı yapmıştı, deltanın üzerine ve çalışma odasının zeminine kusmuş sonra da halsiz düşmüştü. Büyücü gelmeden önce zorlukla duş almış, toparlamıştı kendini.

Elementini keşfettikten sonra, ki dört elemente aynı anda hükmedebildiğinden normal bir büyücünün dört katı acı çekmişti, delta onu ayağa kaldırdığında bayılmıştı. Bunlardan dolayı Jeongguk Taehyung'un büyüyle uğraşmasını istemiyordu.

Çünkü her bir büyü bedenden bir parça alıyordu.

"Doğasına karşı gelemez. İçinde kenara atılan bir büyücü var ve sonunda fark edilmeyi isteyecek. Eğer şimdi o büyücüye istediğini vermezse büyücü ondan intikam alacak Delta Jeon. Bundan daha büyük acılarla uğraşmak zorunda kalacak ve hayatı tehlikeye girecek. Büyü onun tamamlayıcı bir parçası. Taehyung'u eksik bırakamayız." demişti büyücü Jeongguk'un isyanlarına karşılık.

Sonuç olarak yavaş adımlarla ilerlemeye karar vermişlerdi. Taehyung'un bedenine bir anda yüklenmeyeceklerdi. Sabah Jeongguk ile birlikte askeri kampa gidip eğitim alacak, öğleden güneşin batış saatine kadar dinlenecek, güneş'in batmaya başladığı saatlerden akşam yemeğine kadar da büyü eğitimleri alacaktı.

Bu planlamayla eğitimlerdeki ikinci haftasının sonuna gelmişti bile. Büyü eğitimlerinin başladığı saatlerdeydi. Her gün ilk birkaç saat teorik ders alıyor, son yarım saatte birkaç ufak büyü deniyordu.

"Büyünün ne olduğu ile ilgili şeylerden sıkıldım. Daha ilgi çekici bir konu anlatabilir misin?" Büyünün ne olduğu hakkında paragraflarla dolu olan solgun sayfalara neredeyse tiksinerek bakıyordu. Bir haftadır aynı şeyi anlatıyordu büyücü.

"Küçük bir sınav yapalım o zaman. Geçerseniz bu konuyu atlarız. Olur mu?" Kafasını salladı Taehyung. Omeganın önündeki kitabı çekip aldı büyücü.

"İlk soru," dedi ciltli kitabın kapağını kapatırken. "Büyü nedir?"

"Bir maddeyi başka bir maddeye çevirmek için kullanılan enerji." diyerek ezberlediği tanımı söyledi Taehyung.

"Büyünün yapabildiği şeyler nelerdir?"

"Var olan maddeleri birbirine dönüştürebilir. Bu sayede maddeleri dönüştürerek iyileştirebilir, koruma sağlayabilir, iksirler hazırlayabilir, zarar verebilir, lanetleyebiliriz." Kafasını hafifçe sallayarak onayladı onu büyücü.

Omega of the SouthTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang