Ses yüzünden şüphelenmiştim, ses dar ve pis bir sokaktan geliyordu. Oraya doğru ilerledim hiçbir şey göremiyordum gözlerimi ovuşturdum..
Evet haklıydım, bu bir tuzaktı kafama darbe almıştım. Uyandığımda bi odada yatağın üstündeydim, nedense bana granny adlı bi ara aşırı popüler olan bir oyunu hatırlatmıştı.
Odanın duvarları bile aynıydı çürüklerle kaplıydı. Odada ağır bir rutubet kokusu vardı.
Yürürken dengemi kaybedip vazoyu devirdim, ama oyunun tam tersine kimse gelmedi.
O sırada odayı güzel bir koku kapladı, renkler geri geldi, ben yine evdeydim. Sapnap hala kapıyı yumrukluyordu. saat değişmemişti, hala 23:56 idi kapıyı açtım Sapnap sırıl sıklam olmuş bir şekilde yüzüme bakıyordu.
"Yüzüğün yere düşmüş"
"Ne?"
"Clay yüzüğün yerde kör müsün???"
"A evet sağol"
Yüzük takmayı severdim ama daha önce böyle bir yüzüğümün olduğunu sanmıyorum. yüzüğü yere eğilip aldım ve yine renkler kayıp yok oldu bu bir şaka mıydı?!?! Ne şimdi bu yüzük beni farklı bir dünya'ya mı ışınlıyo?!?! Bilim kurgu filmlerinden fırlamış gibi duruyordu.
Yüzüğü bıraktım, ve renkler geri geldi. Garipti demekki bu yüzüğe doğrudan temas yapılamıyordu. Mutfaktan buz dolabı poşeti alıp içine koydum, aslında dış görünüşü güzeldi.
Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.
(Ağzında kırmızı bir taş ile hayal edin )
Bu yüzüğe daha dikkat etmeliydim, bazen insanlar nerden aldığımı sorarlardı bunun için dikkatli olmalıydım.
"Clay sen iyi misin o yüzük neden poşetin içinde?"
"Ş-şey eee bu değerli bir koleksiyon parçası, o yüzden"
"Sen de o yüzden hiç koruması olmayan uyduruk bir buz dolabı poşetine koydun dimi?? Clay...7 yıldır arkadaşız, lütfen iyi bir yalan uydur"
"Gerçekten eski zamanlarda büyücülerin kullandığına inanılan bir yüzük, bu ağzındaki küre ise büyüyü temsil ediyor"
"Bu kadar detaylı bir yalan senden çıkmaz, bu yüzden tamam doğru var sayalım"
"Agh bi de inansan bana"
"Hadi uzun zamandır beklediğimiz film bu gece televizyonda"
