25 - ρℓαηℓι ιşℓєя

267 28 33
                                    

Günlerdir chanbaek, nomin... fici okumaktan bölüm yazamıyorum bdjendjej
İyi okumalar💘

Buraya gelmemizin üstünden bir yıl geçmişti bugün. Tam bir yıl. Hayatımın en iyi zamanlarını geçirmiştim burada. Gerçekten yeni ve güzel bir hayata sahip olmuştum, hayal ettiğimden bile daha iyiydi her şey sanki rüya gibi. Babamdan bir haber bile yoktu, bizimle uğraşmayı bırakmıştı. Annemse arada arıyor ve bana para gönderiyordu. Gerek yoktu aslında çünkü ikimiz de okullarımızdan sonra yarı zamanlı işte çalışıyorduk. Hoş bir kafede garson olarak çalışıyorduk. İşler bazen yoğun oluyordu ve böyle günlerde yorgunluğumuzu atmak için geceleri birbirimize sarılarak uyurduk, en güzel yanı da buydu. Normalde de öyle uyurduk pek fark yoktu ama yorgun olduğumuzda daha iyi geliyordu sanki.

~~🍥~~

Bugün hafta sonuydu, ikimiz de evdeydik. Uzun zamandır istediğim ve ikimizin de ihtiyacı olan bir gezi yapma planım vardı. Edinburgh'un güzel ve gizemli sokaklarında dolaşmak istiyordum Mingi'yle.

Saate baktım, 11:47. Mingi hala uyanmamıştı, dün işte yorulmuş olmalıydı. Patron ona karşı gereksiz fazla davranıyordu, niye böyle yaptığını bir türlü anlayamamıştım açıkçası. O güzelce işini yaparken patron bir şeyleri devirip ona temizletiyordu hep. O da itiraz etmeden yapıyordu, ben yardım etmek istediğimdeyse reddediyordu

Patronun, bunları ilişkimiz bilindiği için yaptığını düşünüyordum ama öyle olsaydı bana da yapardı aynısını diye düşünüyorum. Neyse orasını kurcalamamak lazım, garip bir kadın zaten. Gereksiz yere bile işten atıyordu çalışanları. Böyle insanları sevmezdim, sırf kendi istediği için insanları zor duruma düşürmesine ne gerek var ki?

Düşüncelerimden sıyrıldım ve ses duyup oturma odasının kapısına baktım. Mingi kapıya yaslanmış bana bakıyordu.

"Ne kadardır orada duruyorsun sen?" dememle yanıma gelip oturdu ve yanağımı öptü.

"Bilmem. 5 dakika... Belki de 10."

"Günaydın." o da bana günaydın dedi ve burnunu tişörtümün açık bırakmış olduğu boynuma sürttü. Mingi bunu huzurlu hissettiğinde yapardı. Ne zaman huzursuz hissederse de saçlarımla oynardı. Garip gelebilir bunlar size ama uzun zamandır yaptığı için alışmıştım, ilk başlarda ne kadar garip gelse de bana da.

Kafasını boynumdan kaldırdığında dudağıma küçük bir öpücük kondurdu sonra da yine burnunu boynuma sürtüp gitti. Tekrar geldiğimde elinde küçük bir mektup vardı.

"Aç bakalım." itiraz etmeden bana uzattığı mektubu alıp açtım ve okumaya başladım.

"Yunho, damadım uzun zamandır sana bir şeyler söylemek istiyordum ben de mektupla yazmaya karar verdim. Sakın eski kafalı olduğunu düşünme. Numaranı aldım Mingi'den ama utanacağını söylediği için yazıp aramadım. Sana demek istediğim şu ki: teşekkür ederim. Sayende oğlum çok mutlu, onu asla bu kadar mutlu görmemiştim. Onu lütfen bırakma, o sensiz yapamaz artık. Onun hayatı sensin, senin de hayatın o'dur. Çünkü senin yaşadığın şeyleri biliyorum ve böyle düşünüyorum. Birbirinizi asla bırakmayın olur mu? Son olarak da senden istediğim bir şey var, beni annen olarak görmen. Biz artık senin de aileniz, tek Mingi'nin değil. Görüşürüz oğlum, damadım."

Mektubu okumayı bitirdiğimde ağlamaya başlamıştım. Aile sevgisini doruklarıma kadar hissetmiştim o an. Başta Mingi ve sonra onun ailesi sayesinde hissetmiştim bunu. Onlara minnetarım.

Mingi bana sarıldı, "Ağlama. Annem seni sevdiği ve mutlu olman için yazmış bunu, ağladığını ona söylersem buraya kadar gelip seni döver."

Söylediği şeyle güldüm ve gözyaşlarımı yardımıyla sildim. "Ona mesaj atacağım, teşekkür edeceğim."

~~🌼~~

Bugünkü planımı gerçekleştirmek için hazırlanmış ve dışarı çıkmıştık. Gerçekten büyük bir planım vardı ve gerçekleştirmek için can atıyordum diyebiliriz. Heyecanlıydım, hiçbir şeyin mahvolmamasını umuyordum sadece.

Planladığım gibi geziyorduk sokaklarda. Elle tutuşuyor ve konuşuyorduk, her şey çok güzeldi ama sanki eksik bir şeyler var gibiydi. Ne olduğunu anlayabilmiş değildim ama bir şeyler eksik geliyordu işte.

Biraz daha gezdikten sonra bir parka ulaşmış ve oradaki diğer insanlar gibi biz de çimenlerin üstüne oturmuştuk.

"Mingi-" ona seslenip döndüğüm an telefonumun çalmasıyla konuşmam kesilmişti. Arayan kişiye baktığımda Yeosang'dı. Yeosang çoğu zaman beni arar ve hal hatır sorardı ama şu an olması... Çok iyi zamanlama canım arkadaşım.

"Efendim."

"Yunho..." Yeosang ağlamaklı sesiyle konuştuğunda panikleştim. "Yeosang?" dedim sakin olmaya çalışarak. "Ne oldu iyi misin?" bir ses gelmemişti. "Beni duyuyor musun? Yeosang!"

"Evet." Sonunda bir cevap vermişti kısık çıkan sesiyle. "Ne oldu? " diye sordum hemen.

"B-buraya gelebilir misin? Sen ve Mingi. Lütfen."

"Tamam geliyoruz hemen. Ağlama ve bizi bekle."

Telefon kapandığında Mingi sonuna kadar açık gözlerle bana bakıyordu. "Fransa'ya gitmemiz gerek." dediğimde açık olan sonuna kadar açık olan gözlerini daha çok açabilecekmiş gibi iyice büyütmeye çalıştı. Fransa evet, bu biraz uzun hikaye de neyse...

~~🍃~~

"Ayy çok heyecanlıyım!" diye bağırdı Wooyoung Yeosang iki saatte kendini zorlayıp ağlatarak yaptığı gözyaşlarını silerken.

"Bunu yaptığıma inanmıyorum. Sizin kafanıza uydum böyle bir işe girdim bu yüzden kötü bir şey olursa suçlu ben değil sizsiniz."

"Merak etme her şey çok iyi olacak dedi." dedi Jongho Yeosang'a morel vererek. Yeosang gerçekten bu işe bulaştığı için hem garip hem de iyi hissediyordu çünkü sonuçta arkadaşları için iyi bir şey yapacaklardı.

"Bütün her şey hazır değil mi?" diye sordu Hongjoong Seonghwa'ya. Cevap veremedi çünkü kendisi de bilmiyordu. Bir süre daha durduktan sonra çekinerek "evet" dedi.

San bir anda ayaklandı ve konuşmaya başladı. "Her şey arkadaşlarımızın iyiliği için! Onlar mutlu olsun diye! Siz böyle duruyorsunuz ayıp ama! Biz gidelim onların yanına!" Kapıya doğru adımlandığında Wooyoung onu tişörtümünün arkasından çekip koltuğa attı. "Haşin erkeğim." dedi San ve Wooyoung'a göz kırptı. Wooyoung da ona aynı şekilde karşılık verdi. Bu çocuklar gerçekten akıllanmaz.

Seonghwa onlara gözlerini devirerek bakıp konuştu. "Bırakın şu flört işini. En az iki saate kadar her şeyi hazırlamamız lazım çabuk."

Bakalım ne olacak acaba babababammm!

Yungi taginde 6 olmuştu fic ama öyle düştü ki 210'lara düştü. 6'da 210'a... Hiçbir şey bu kadar düşmedi asla🤡

Birazcık daha bir şey eklemeye karar vermezsem bir sonraki bölüm büyük ihtimal final olacak. Bitince bu kitabı özlicem🤧😭

Sonraki bölümde görüşmek üzere😽💞

SELFISH | yungiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin