yirmi altı/düz yazı

1.1K 157 43
                                    

changbin, seungmin'in doğum günü

"doğum gününde bile somurtacak mısın gerçekten?" azarlar gibi konuşmuştu hyunjin. seungmin, kafasında parti şapkasıyla gergin bakışlarını ona doğrultmuştu. bu hali yavru köpeklere benziyordu.

pastayı keseli yaklaşık bir saat olmasına rağmen herkes sessizdi, sıkılmıştım. bizimkiler dışında üç kişi vardı. biri önceden geleceğini öğrendiğim jisung, diğer ikisi chris ve jeongin isminde iki kişi. chris'in avustralya'dan arkadaşı olduğunu anlamıştım ama jeongin neyin nesiydi bilmiyordum.

yanımda sabahtan beri kucağındaki kediyi seven minho'yu dürtükleyip kafamla dışarıyı işaret etmiştim. "gelmiyorum, git sen."

sıkıcı ortamı arkamda bırakıp kapıyı açmış ve kendimi kapının önüne atmıştım. ellerimi birleştirip nefesimle ısıtıyordum. uğultu şeklindeki ses ve soğuk havada yaptığım dumanlar huzurlu hissettiriyordu.

"asla adım atmayacaksın değil mi?" bir anda duyduğum ses beni ürkütmüştü. ne zaman geldiğini sorgulamadan gülümseyip cevap verdim, "ne konuda?"

göğsünde birleştiği kolları ve aptal sırıtışıyla 'cidden mi' der gibi yüzüme bakıyordu. "salağa yatma, adın gibi biliyorsun senden hoşlandığımı."

açık oynuyor olması garipti, alışık olduğum felix gibi değildi fakat hoşuma gitmişti.

yaslandığım merdiven korkuluğunda kendimi yere doğru bırakmış ve basamağa oturmuştum, yanıma oturmasını bekler gibi bakıyordum ve o da oturmuştu.

tamam şu an ne diyeceğimi gerçekten bilmiyordum, bu lafın üzerine 'benden hoşlanıyor musun?' dersem, salak olduğumu düşünebilirdi. zihnimi kelimeler doldururken arkamızdaki kapının açılması ile konuşmama gerek kalmamıştı, anımızın amına koyulmuştu çünkü.

kitaplardaki gibi en büyülü anı bozan ve üç gün bu anı anlatamama nedenim olan jisung, hiçbir şey yapmamış ve her şey çok normalmiş gibi gelmiş ve sigarasını yakmıştı. dudaklarından süzülen duman doğrudan üstümüze geliyordu. felix'in bu bakışları jisung'un değil benim üzerimde olsaydı arkama bakmadan kaçardım, dövecek gibiydi.

jisung'un dikkatini sonunda felix'in bakışları çekmiş olacak ki "ne bakıyorsun amına koyayım?" demişti.

bu hareketi felix'i sinirlendirmiş olacak ki bir hışımla kalkmıştı, gidecekken bileğinden yakaladım ve kendime döndürdüm. bu kadar yakınken gitmesine izin veremezdim.

"seni seviyorum." konuşmasına izin vermeden, dudaklarımı dudaklarına bastırdım. onlar, içimdekini kelimelerden daha iyi açıklardı. geçenkinin aksine tek bir saniyeyi unutmamış olacaktı, gerçi geçenki diye bir şeyden haberi yoktu. soğuk havanın bizi üşümesine engel olmak ister gibi hareket ediyordum. akışına bırakmıştım.

"hava buz gibi içeri ge-" duyduğum ses, anında itilmem ve yere yapışmam, felix'in çığlığı, ve ne olduğuna anlam verememiş gibi bakan jisung.

"içeri geçelim diyecektim, niye ittin çocuğu salak." jisung elini kalkmam için uzatmıştı, beynim bunu anlamlandıramayacak kadar donuktu. "tutsana, kalk yerden."

"ha?" yüzüne anlamsız bakışlarımı yollamaya devam ederken bir şeyler yapmam gerektiğini hissedip, elini tutup kalkmıştım, götümün acımasıyla yüzümü ekşittim. "pardon ben, ben korktum bi an öyle ittim yani refleksti şey of acıdı mı? bakayım bir."

bir şey olmadığını belirtmek için ağzımı açacakken kahkaha sesleri duymaya başlamıştım, çattığım kaşlarımla etrafa bakarken kapıda gülmemek için kendini sıkmaktan iki büklüm kalmış hyunjin ve minho'yu görmemle kan beynime sıçramıştı. sanırım felix'in koşarak içeri kaçmasının nedeni de buydu.

---------
SLM
CAN'T CONTROL MY BODY DANCE DANCE DANCE
yazarken icimde kendi kendime ettigim kavgalari gorseniz bana acirsiniz mlsf
okudugunuzz icinn ve yorumlarr icinn tskkurrr😻❤️😘

focus | changlixNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ