dokuz - part2/düz yazı

1.8K 252 47
                                    

cumartesi, felix | part2

evin önünde indikten sonra bahçeye doğru ilerlemeye başlamıştım, büyüktü. baya büyüktü. kapıda güvenlik olduğunu fark etmemiştim ve arkamdan seslendiğinde ürktüm.

"efendim, kimdiniz?"

"be-" sesimi normal kullanmamalıydım. hafifçe öksürüp sesimi incelttim ve tekrar lafa girdim. "ben felix. changbin'in kız arkadaşıyım." zaten yeterince gergindim ve sesim beni zorluyordu, kontrol edince anlaşılmazdı ama kontrol etmek de zordu. gerginliğim anlaşılmasın diye hafifçe gülümsemiştim.

"çok pardon. gidebilirsiniz." o da bana gülümsemişti.

çiçekli yoldan ilerleyip kapıya ulaştığımda zili çaldım, açan changbinden başkası değildi.

gülümsemiştim, bakışları üzerimde gezerken ben içeriye bakmaya başlamıştım. hem gergin hem utangaçtım.

"gelsene." içeriyi gösterip rahatlatmak ister gibi samimice gülümsemişti. "changbin düşüp bayılacağım şimdi şuraya, aşırı gerildim." gülümsemesini büyütmüştü o arada ceketimi hizmetliye uzatmıştım ve içeriye geçmiştik.

hoş geldin faslı gayet normaldi, sesimi de kullanabilmiştim. bir gariplik yoktu, şimdilik. babasıyla hiç muhabbetim olmadı desem sırıtmazdı. annesi sürekli konuşmuştu, cevap vermekten dilim damağım kurumuştu. changbin de durumu fark etmiş olmalı ki arada bi telefondan kafasını kaldırıp lafa atlıyordu.

sonunda masaya geçmiştik. "ee annenler nasıl felix? hiç bahsetmedin." changbin'in derin bi of çektiğini duyar gibi olmuştum. ağzımdaki lokmayı bitirip karşımdaki kadına cevap vermeye hazırlanmıştım.

"annem gayet iyi, seul'deki şirketimizin başında. babamla ise çok görüşmüyorum, kendisi avustralya'da kalıyor efendim." cevabımı duyunca konuşmasına devam etmeye başlamıştı.

ortamdaki herkesin bıktığını hissetmiştim, ben de dahil. changbin gecenin başından beri beni rahat hissettirmek için uğraşıyordu. en sonunda onun odasına çıkma fikrini sunduğunda kabul etmiş ve odaya girer girmez kendimi yatağa bırakmıştım. o da yanıma oturup yatak başlığına yaslanmıştı.

"changbin, nasıldı? nasıldım yani, sevdiler mi beni? anlaşılmış mıdır? of."

"sakin ol felix dur yavaş konuş. öncelikle eminim ki seni çok sevdiler, annemin sevmediği kimseyle muhabbeti olmaz. seni gördüğü andan beri susmadı." hafifçe kıkırdamıştım. gözleri bir yere dalmışken konuşmuştu. "seni buna mecbur bırakmak istemezdim, üzgünüm."

"mecbur kalmadım. şunu söyleyip durma, ben her yerde gergin olurum. aile gibi ciddi bi konu daha da gerdi sadece. ben yardım etmeyi kendim istedim."

birbirimize bakıp gülümsemiştik, uzun sessizliği bölen o olmuştu. "çok güzel olmuşsun." bunu beklemiyordum. "gerçekten mi? teşekkür ederim."

biraz daha konuştuktan sonra zaman geçmişti, her şey daha basitti, eğlenmiştim. şaka değil. changbin ve babası çok eğlenceli bi ikiliydi, annesinden bıksam da tatlı biriydi.

saat geç olduğu için şoförleri beni evime bırakmıştı. eve girer girmez duş alıp uzanmıştım, gergindim ama mutluydum.  changbin iyi biriydi, onunla aramızdaki 'şey' hoşuma gidiyordu. bağımızı kesip kesmeyeceğini bilmiyordum fakat çok arkadaşım yoktu. minho'ya çoktan ısınmıştım, hyunjin'i de seviyordum.

kafamdaki düşünceleri bölen şey telefonumun bildirim sesi olmuştu.

"changbin
bugün için teşekkürler. iyi geceler ❤️"

-------

AYY NASI OLMUS BILMIYOM BAYA UGRASTIM GUZELLESTIRMEK ICIN
bunlar birbirinden hoslanmaya basladi sanki👏🏻🥺
bu bolumleri boyle yaziyorum ama ilerde cok daha eglenceli olur diye umuyorum yani
NEYSE OKUDUGUNUZZ ICINN TESEKKURLERR <333

focus | changlixWhere stories live. Discover now