38

467 47 85
                                    

"Neye ihtiyacın var?"

İkinci randevumuzda beraber yemek yapmaya karar vermiştik. Ama Cass mutfağı muhteşem kokularla donatırken ben sadece ona malzemeleri veriyordum.

"Fırını kontrol edebilirsin."

Dediğini yapıp fırının kapağını açtım. Bu fırın bu güne kadar yüzlerce güzel yemek görmüştü, ama hiçbirinin yapımı bana ait değildi. Cass'in de Sam kadar hünerli olduğunu görünce bu adamla ilgili her gün yeni bir şey öğrenmenin keyfini çıkarıyordum.

Sam pek et insanı değildi. Ama Cass benim isteğim üzerine oldukça yağlı bir eti yapmayı kabul etmişti.

Fırını çok biliyormuş gibi açmıştım,  ancak bir etin hangi koşullarda tam anlamıyla piştiği hakkında bir fikrim yoktu. Sadece muhteşem kokusunu almıştım, anladığım tek şey de buydu.

Cass arkamdan bana sarıldı. Dikkatle baktığım fırının içini görebilmek için başını omzumla boynumun arasına yerleştirdi.

"Bence pişmiş görünüyor."

Yorumumu %50 seçeneğini tutturmak için yapmıştım. Yoksa söylediğim gibi, yemeklerden anladığım yoktu.

"Öyle mi dersiniz şefim? Sanki fırınlayalı 3 dakika falan oldu."

"Ne kadar süre geçmeliydi ki?"

Kollarını arkadan belime doladı.

"40-45 dakika arası."

Yemek hakkında bilgim buydu. Sam yemek yaparken mutfağa bile girmezdim, o sebeple bir yemek fırında ne kadar süre kalmalıydı bilmiyordum. Üstelik fırına koymadan önce ocakta da pişirdiğini düşününce fırında 5 dakika kalır diye düşünmüştüm.

Boynuma dudağını bastırdı. Tatlı bir öpücük bırakıp bedenini benimkinden ayırdı ve hazırladığı salatalara dönüp bir kez daha baktı. Eksik olmasını istemiyordu.

"Biliyorum, birlikte yapacağız dedik ama her şeyi sana yaptırdım."

Bakışlarını bana çevirdi.

"Sen olmasaydın bu kadar kısa sürede fırınlayamazdık."

Bu doğru sayılmazdı. Malzeme taşımak dışında yardımım bulunmadığı gibi her aşamada gereksiz sorular sorarak onun hızını da düşürmüştüm.

"Sam yakında evlenip gittiği zaman aç kalacağımı düşünüyordum. Neyse ki sana sahibim."

Kalbini tutup geriye sendeledj.

"Bu bir evlenme teklifi mi?"

Ona göz devirdim.

"Hangi yemeği ne zaman istersen sana yaparım. Bunun için evli olmamıza gerek yok."

Bunu yapacağını biliyordum. Ama yine de az önce söylediğim cümleye hayatımın her anında katılacaktım.

'neyse ki sana sahibim'

İyi ki ona sahiptim.

"Yemeğimiz olana kadar.. bir şeyler yapalım mı?"

Mutfak masasına oturduğum zaman o da sandalyesini benimkinin dibine çekip oraya oturdu. Tek bacağını benimkinin üzerine attı. Refleksle elimi bacağına attım.

"Anlattığın masala devam edebilirsin!"

Kafamı hızla iki yana doğru salladım.

"Masallar ve hikayeler yalnızca uyumakta olan insanlara anlatılır. Elbette bir bebek değilsen."

BROTHERS | DESTIELWhere stories live. Discover now