12

501 63 18
                                    

Cas: bıraktığın parayı gördüm

Cas: bunu neden yaptın?

Dean: aramızda açık bir hesap kalsın istemedim

Cas: dean, ben bir şey işçisi değilim

Cas: ne yaptıysam sen istediğin için yaptım

Dean: bıraktığım para yetersiz kaldıysa bilmeme izin ver

Dean: iyi akşamlar:)

Öfkeyle yaptığım şeyden sonra maskülenliğimi biraz olsun kurtarabildiğimi umuyordum. O duygusuz piç bundan da etkilenmeyecekti. Ama ona, kendini para karşılığı ilişkiye giren biri gibi hissettirmek benim içimi rahatlatmıştı.

Parayı gördüğüne göre evdeydi. Barın kapısına çıkıp Sam'i aradım. Dün gece hakkında bir şüpheleri olup olmadığını test etmeliydim.

"Hey, Dean. Nerelerdesin?"

"Takılıyorum. Siz neler yapıyorsunuz?"

"İnanamazsın ama yeni uyandık sayılır. Dün gece hakkında hatırımda hiçbir şey kalmamış, evden gece mi çıktın?"

Yutkundum. Gece Cass ile yaptıklarımız gözümde canlanınca kaşlarımı çattım.

"Evet, evet öyle yaptım."

Telefonda arkadan gelen sesten sonra kaşlarım daha da çatıldı.

"Bir sorun mu var?"

Sam kıkırdadı.

"Sanırım Cass gece çıkamamış. Şimdi, odada büyük bir patlama yaşıyor."

Nefesim kesilmişti.

"Eve bir kadın mı getirdi?"

"Aslında.. iki tane."

Kalbimi yokladım. Neden saçma sapan hissiyatlar içindeydim? Ona bıraktığım parayı iki sürtüğe verip gününü gün edecekti.

"Galiba yatağı kırdı. İnanılmaz enerjik bir adam."

'bir de bana sor' diye geçirdim içimden. Bana söylediği onca laftan sonra, hâlâ yaptıklarımıza hata gözüyle bakamıyordum. Sabahında birlikte uyandığımız yatakta iki kadın ile birlikteydi, bu öfkeden kudurmama sebep olmuştu.

Hiçbir şey umrunda değildi. Şuanda ne yaşıyor olduğum onun umrunda değildi. Bu adamın tam bir o.. çocuğu olduğunu tanıştığımız gün anlamıştım. Ona nasıl kandığımı bilmiyordum. Ama hâlâ hatırladıkça kalbim bir hoş oluyordu.

Çünkü ilk seferindi, Dean. Bir erkekle ilk kez bu kadar yakın temasa geçtin.

Bir gay olmadığını açıkça belirtmişti. Ama onun ilk seferi olmadığı açıktı. Üstümde o kadar ustaca hareket ediyordu ki, bulunduğum durumdan rahatsız olmak yerine kendimi ona bırakmıştım.

"Dostum, orada mısın?"

Sam'in sesiyle birlikte kafamı iki yana salladım.

"Evet, evet. Baksana... Bu akşam bir planınız var mı?"

Bunu sormuştum, çünkü asıl kaybedenin ben olmadığımı birilerine kanıtlamam gerekecekti. Cass, bana yaptıklarına pişman olacaktı.

"Birlikte bir şeyler yapmayı teklif edecektik."

"Harika. Konum atacağım bara gelir misiniz? Özgür irade takımının dağıttığı başka bir gece yaşayalım."

Sam, telefonun ardından Jess'e teklifi anlatırken ben de buraya geldiğim gün tanıştığım, dün gece yalıya gitmeden önceki 1 haftamı birlikte geçirdiğim sarışına göz kırptım. 1 hafta boyunca aynı otel odasını paylaşmıştık, bana Barcelona'yı gezdirmişti. Çok iyi ve ateşli bir rehberdi.

"Tamamdır, Cass işlerini halledebilirse birkaç saate orada olacağız."

"Birini davet etmemin sakıncası olur mu?"

Cassie bana doğru ilerlerken Sam'in gülüş sesini duydum.

"Elbette davet edebilirsin. Barcelona'yı boş geçmen zaten beni şaşırtırdı."

Telefonu kapatıp kızın belini kavradım.

"Bu akşam bir planın var mı, bebeğim?"

BROTHERS | DESTIELWhere stories live. Discover now