five - we won't have rainbow

288 55 157
                                    

we won't have rainbow

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

we won't have rainbow

Dalga sesleri ve rüzgar sıyırıp geçerken geceyi, gökteki hilal ışığını suya yansıtıyor, doğayı daha da aydınlatıyordu.

Rüzgârın hafif uğultusu ürpertiler bırakıyordu insan ruhunda.

Geminin içindeki gaz lambalarından bazıları rüzgar yüzünden sönse de hala direnenler gemiyi aydınlatmaya yetiyordu.

Geçen seferkinin aksine alt kata inmek yerine atıştıran yağmur damlalarının altında oturuyordu Haruto. Dalgaların kıyıya çarpış seslerinden anlamıştı yaklaştıklarını.

Dönüşte hissettikleri belirsizdi. Bir amaç uğruna gitmişti ancak şimdi ne düşünmesi gerektiğini, ne yapması gerektiğini bilemiyordu.

Bu belirsizliğin içinde derin bir nefes verip arkasına yaslandı. Başını geriye doğru atıp gözlerini kapattığında her şeyin bir rüyadan ibaret olmasından korkuyordu.

Soğuk rüzgar tenini sıyırıp geçerken gemideki anlık bir sarsıntı ardından kaptanın sesine kulak kesildi.

"Prensim, geldik."
Ayağa kalkıp gemiden indikten sonra onu bekleyen at arabasına bindi hiç vakit kaybetmeden.

Eve gittiğinde hiç kimseyle karşılaşmamayı umuyordu. Atın çamurlu yoldaki ayak sesleri ve toprak kokusu eşlik ediyordu onun bu ruh haline.

Yine gözlerini kapattı ve arkasına yaslandı.

İçinden bir ses, artık ne kadar yağmur yağarsa yağsın, ne kadar güneş çıkarsa çıksın, gökkuşağının olmayacağını söylüyordu.

***

Türk Sarayı:

Genç adam odadan çıkalı yarım saati geçmişti. Gaz lambasını söndürmüştü Ayana. Uyanık olduğu anlaşılmasın diye nefes alırken bile sessiz olmaya özen gösteriyordu.

Perdenin ucunu hafifçe kaldırarak yana doğru itti. Biraz ses çıkmıştı ama sorun etmedi.

Önce kapının önünde nöbet tutan askerlere baktı. Bir süre hiçbir şey düşünmeden onları izledi.

Kafasını kaldırıp gökyüzüne baktığında ayın kıvrılmış duruşuna burukça gülümsedi. Olabildiğince kafasını dağıtmak için yıldızlara baktı.

Gece siyahtan laciverte dönerken ay uzaklaşmaya başlamıştı. Uykusu olmamasına rağmen yanan gözlerini sıkıca kapattı ve oturmaya devam etti.

Yorgun hissediyordu. Hiçbir şey yapamadığı halde yorgundu.

Koltuktan kalkıp yatağına doğru yürüdü ve yorganı kaldırıp içine kıvrıldı.

Eğer buradan giderse, arka bahçedeki sevmediği otları bile özleyecekti.
Abisinin ısrarcı tavrı Ayana'yı biraz incitmiş olmalıydı ki düşünmek dahi istemiyordu.

chalice ❧ harutoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin