All About Us | taejinkook

#17: How Could You

Seokjin omeganın kendine benzediğini düşünmüştü, Jeongguk omeganın fotoğrafını önüne koyunca.

"Çok garip," diye fısıldadı Seokjin, yüzü incelerken. "Bana benziyor."

"Sen ona benziyorsun," diye mırıldandı Taehyung, beline sarılıp da kendine çektiği omeganın boynuna öpücük bırakırken. Hikayenin devamını merak etmişti çünkü Seokjin gibi o da ilk defa duyuyordu. "Devam et, Jeongguk."

Jeongguk öğrendiği hikayeyi anlatmaya devam etti.

Jeon ve Min'in evliliği sadece birkaç yıl sürmüştü; daha çocuk bile yapmamışlardı çünkü erkek omega hamile kalamıyordu. Erkek omegaların hamile kalma oranı çok düşüktü ve yapılamayan bebek Jeon Ailesi'ni sinir etmeye başlamıştı, gün gelip de Min'in ağlamasını ve kendini suçlamasını sağlayacak kadar... Kendi bedenini suçlayan omega ağlıyor, krizler geçiriyor, bebeğin olmadığı her saniye kendine yükleniyordu.

Jeon onu sakinleştirmeye çalışmıştı ama bu Min'i kurtarmaya yetmemişti; büyük ailede gördüğü psikolojik baskı omegayı o kadar çaresiz bırakmıştı ki gün gelip de Kim Byungho omegaya reddedemeyeceği bir teklif yaptığında aklı karışık omega kabul etmişti. Byungho bir evlat istemiyordu; bir çocuk istemiyordu, sadece omegaya aşıktı ve onu istiyordu.

Böylece Kim Byungho, Jeon'lara ait olan omegayı onlardan çalmıştı. Birkaç ay birlikte yaşayan ikilinin mutluluğu intiharla sonuçlanmıştı. Kim Byungho ile kaçan omega kendi ihanetini taşıyamamış, intihar etmişti.

"Bu kadar mı?" diye fısıldadı Seokjin, dolu gözleriyle Jeongguk'a bakarken. "Sonu bu mu? Omega intihar mı etti?"

Jeongguk yutkundu. "Evet, hyung, olay bu. O zamanlarda bazı kavramların ne kadar önemli olduğunu biliyorsun –omeganın senin büyükbabanla kaçışının ardından ailesine kadar laf edilmişti. Dedemler de bunların yayılmasına olanak sağlamıştı ve tüm her şey omeganın kulağına gidince... Kendini öldürürse ailesinin adına atılan lafların temizleneceğini düşünmüştü. O gün Minler bir omega kaybetti; senin büyükbaban aşık olduğu erkeği ve benimki de... Onu terk eden eşini."

Seokjin yutkundu, istemese de gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. "Onun için zor olmuş olmalı. Psikolojisini anlıyorum." Jeongguk ona bakarken Seokjin usulca açıkladı. "Sana bir çocuk veremeyeceğim diye o kadar gergindim ki," diye fısıldadı hışırtılı sesiyle. "Jeon Ailesi'nin bizden bir torun istediğini biliyordum ve ben... Hamilelik sürecim de zorluydu çünkü bebeğe bir şey olacak diye telaşlanmaktan kendimi alamıyordum."

"Hepsi geçmişte kaldı," diye mırıldandı Jeongguk, öne uzanıp da omegasının parmaklarını öperken. "Bak, bir tane kızımız oldu işte."

Taehyung da omeganın omzunu öptü karşılık olarak. Uzandıkları yatak ilk anlarda Seokjin için gerginlik dolu olmuştu çünkü Taehyung'un üç gün sonra Soora'yla nişanı vardı ve Jeonggukla Seokjin'in arası da alfanın buna izin verdiğini öğrendiğinden beri iyi değildi. Bu yüzden yatağa geçtiğinde iki alfanın yanına uzanmasını beklememiş, yalnız uyuyacağını düşünmüştü ama düşünceler bedenlerin yaydığı alfa kokularıyla dağılmıştı.

Taehyung ve Jeongguk bugün hileye başvurmuşlardı –omegayı sakinleştirmesi için hormonlarını kullanmışlardı. Taehyung omegayı yönetmekte ve etkilemekte Jeongguk'a oranla daha tecrübeliydi ama Jeongguk da Taehyung'dan öğrenerek Seokjin'i kokusuyla nasıl yatıştırıp uysallaştırabileceğini öğrenmişti.

Seokjin'in ertesi sabah sinirleneceğini bilseler bile şu an kollarında tamamen mızmız ve uysal halde onları dinleyen omegayı özlemişlerdi.

"Büyükbabam sonra büyükannemizi bulmuş," dedi Taehyung. "Sonra senin baban doğmuş ve sonra da benim babam..."

"Benim büyükbabam da omeganın ölümünün ardından biriyle evlenmiş," dedi Jeongguk. "Olan Min Ailesi'ne olmuş –bir omegayı kaybetmişler ve o günden beri de iki aileyle araları iyi değil. Tabii, zaman ve nesil her şeyi unutturuyor. Ama yine de Kim ve Jeonlar, bizim evliliğimiz olana kadar barışmamış. Şimdi bir arada olmaları bizim sayemizde."