17.BÖLÜM

439 200 86
                                    

Umut yaşamamızın en büyük nedeni sever umut ederiz özler umut ederiz hayatın her zorluğunda her mutlu anında umut ederiz ,umudumuz olmasa yaşamanın ne anlamı kalır? 

Demir'de bir umutla koşarcasına Umuduna sevdiğine aşkına gidiyordu. Esra ofisinde gidecekleri. Diyarbakır da ki market inşaatının  dosyalarını  inceliyordu. Birden ofisine dalan Demir ile    şaşkınlıkla gözleri büyüdü. Ne diyeceğini şaşırdı. O kaza olduktan sonra hasta yatağında ona dokunmuş hatta öpüp kokusunu içine çekmişti. Ve o günden sonra da yüzleşmek  için karşı karşıya gelmiş  onda da kırmıştı ve hep kaçmış ondan uzak durmuştu. 

Ama şimdi kaçtığı saklandığı adam karşısında duruyordu gülen gözlerle bakıyordu.  Esra onu karşısında görünce tek düşündüğü koşup sarılmak  öpmek kokusunu içine çekmek istiyordu. Ama yapamadı. Yumruklarını sıkıp gözlerini kapayıp açtı , içinden.

 'Niye geldin be adam içimi daha ne kadar yakacaksın. Nasıl özledim seni adam, Allah'ım sen  dayanma gücü ver bana'

Kendini toplayıp kendine hayran bakan adama.

"Bu ne demek oluyor? Demir böyle destursuz dalmakta ne oluyor?"

Demir özlemle  baktı sevdasına nasılda özlemişti. Şimdi sarılsa öpse kokusunu içine çekecek o kokuda sevdiği kadının sevgisinde boğulmak istiyordu.

Demir kendine gelip karşısında kendine konuşan kadına bakıp cebindeki boşanmanın bittiğinin kanıtı olan kağıdı  çıkarıp elini kaldırıp.

"Esra'm bak bitti ben Özgür bir adamım artık aramızda engel kalmadı. Bu gün...!!''

Daha sözleri bitmeden Esra Demir'in lafını ağzına tıkadı.

"Sence benim derdim senin boşanman mı hım sen beni böyle mi tanıdın"

Daha fazla konuşmak istemeyen.Esra
"lütfen git Demir."

Demir bir adım yaklaştı ne diyecekti nasıl ikna edecekti.  Allah insanların kaderini neler yazıyordu.  Bir şeyler çıkardı. Bir şeyle ekledi ve bu iki insan yine bir araya geldi. Demir içinden bağırıyordu.

 'İnan kadın bana inan Allah aşkına seviyorum seni pişmanım gör artık tut elimi.'

Demir derin bir nefes aldı içine, konuşmalıydı sevdiği kadına sevgisini pişmanlığını anlatmalıydı. 

''Esra'm seni nasıl ikna edeceğimi bilmiyorum. Ama anla ne olur Allah bizi yine bir araya getirdi. Ben kötüyüm biliyorum seni üzdüm kırdım Allah aşkına beni sevdiğin günlerin hatırına bana son kes inan bana bize bir şans ver kurban olduğum seni seviyorum.''

Esra acı bir tebessümle bakıp içinden 'seni affetsem senin için döktüğüm göz yaşına yazık seni affetsem kırılan kalbime yazık seni affetsem kırgınlıkla göz yaşıyla geçen yıllarıma yazık.'  Esra derin bir nefes aldı. Çünkü buna ihtiyacı vardı. 

''Bir kere bile yüzüme bakmadın ben senin için ölmeye razıyken sen gururumu hiçe sayıp üzülür mü? kırılır mı? demeden bana bir şans vermeden gittin. Fidan'la evlendin şimdi ne hikmettir birden beni sevdiğini söylüyorsun sana inanmamı güvenmemi  istiyorsun yıkılan bir yuvanın üstüne yuva kurmak istiyorsun ne hakla bunu benden istiyorsun.''

Esra ağlamamak için yanan gözlerini kapatıp açtı.  Gitsin istiyordu iradesinin son kırıntılarının tükenmeye başlamıştı özlemi daha ağır basıyordu. Demir'e sarılmamak için kendiyle mücadele ediyordu.

Demir duyduklarıyla dehşete kapılmış kırgın bakıyordu. Ama bunların hepsi Demir'in suçuydu Demir bunları hakkettiğini biliyordu ama güvenmiyorum sözünü hakketmiyordu. Birbirlerini  tanıyamamışlar mıydı? Esra ile Demir birbirini  bu kadar yabancılaşmışlar mıydı? kendine bakan ağlamamak için direnen   kadına bakıp sarılmak istiyordu. Derin bir nefes alıp yere baktı yumruklarını sıkıp kafasını sağa kırıp sevdiğinin gözlerinin içine bakıp güven o kadar sözün içinde anladığı  takıldığı söz beyninde dönüp duruyordu.

GözyaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin