52. Bölüm: Kül ve İzmarit

Start from the beginning
                                    

Annem ise hem ortamı neşelendiren kişi olmaya hem de Kaan ile konuşmak için "Hoşgeldin oğlum." dediğinde Kaan'ın mahçup tavrını fark ettim.

Kuru bir öksürüğün adından "Sizler de hoşgeldiniz efendim." diye karşılık veren Kaan rahat oturuyor olsa da huzursuz bir hali var gibiydi.

Gerçi ben de ondan farksız sayılmazdım. Ben oturmayı bile beceremiyor kalabalık ortamda şaşkınlıktan neredeyse Handan'ın üstüne oturuyordum.

Özüm odadan çıktıktan sonra babam Kaan'a baktı.

Allah'ım neden nefesim kesiliyor? Ödüm koptuğu içindir belki.

Babamın bakışlarını fark eden Kaan daha ciddi bir tavırla duruşunu dikleştirdiğinde annemin bana bakışlarını hissettim. Ona döndüğümde bana benim gibi bakıyordu. İfadesiz...

Çok fazla şeyi bir arada hissediyordum. Yansıtabildiğim tek duyguysa hiçlikti.

Boğazını temizleyip "Kardelen bana söylememeyi tercih ettiği için... Biz de başkalarından duyuyoruz olanları." diye söze girdi babam.

Bana bakmıyordu ama ben bana kötü bir şekilde bakıyormuş gibi hissettim. Gerçi şu an bana baksaydı kötü bir şekilde değil hayal kırıklığıyla bakardı sanırım.

Kaan lafın bana değdiğini anladığı gibi "Sağlığınız için endişeleniyordu." diyerek araya girdi.

Babam ellerini dizine vurup sıvazladı. "Yine de alınmadım değil. Hem sonra..." Özüm'ün elindeki çaylara kısa bir bakış atıp devam etti "Pek beklemiyordum bizden saklamasını."

Handan sehpaları çıkarırken ben yerim genişlemesine rağmen kendimi daha darda hissediyordum. "Haklısın baba. Saklamamalıydım."

Sözlerim pek tesir etmeyecekti muhtemelen. Niye etsin ki? Ondan gizli yaşadığım şeyleri öğrenmişti.

Gerçi nasıl olduğunu hala bilmiyordum.

Özüm elindeki bardaklardan birini babamın önüne bıraktığında "Sağol kızım." diyerek teşekkür etti babam.

Özüm kafasını sallayarak diğer bardağı da Kaan'ın önüne bıraktığın o da kuru bir öksürüğün ardından "Eyvallah." diyerek teşekkür etti.

En azından on saniyeliğine de olsa çay, konuyu dağıtmayı başarabilmişti.

Salonu tekrar bir sessizlik esir aldığında bu sefer babam "Kaan değil mi adın delikanlı?" diyerek o sessizlikten kurtardı bizi.

Elinde bardağı içmek için kaldıran Kaan hemen onu indirip "Evet." dedikten sonra bir yudum aldı çayından.

Babam da çayından bir yudum alıp sordu "Buralısın öyle mi?"

"Öyle."

Biraz daha sakin bir tavır vardı üzerinde. Babam zaten abim gibi geri kafalı olmadığından bağırıp çağıracak bir tip değildi. Sadece her şeyin ondan gizli olmasına kızmıştı o kadar.

Özüm çayları dağıttıktan sonra tepsiyi bırakmak için mutfağa geçtiğinde Handan beni koluyla dürtüp babamları işaret edip sinsice güldü. Gözlerimi kısıp ona uyarıcı nitelikte bir bakış attığımda babamın sesiyle duruşumu düzelttim.

√61+2x≠-4y [MAZRUB]Where stories live. Discover now