Dilini sökerim 2

1.5K 76 4
                                    

UZUNCA BİR ARADAN SONRA MERHABAAAAA UMARIM BEĞENİRSİNİZ İYİ OKUMALAR VOTE VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN




Gözlerimi açtığımda büyük bir gürültü ile karşılaştım. Özgür ve Okan birbirlerine bağırıyor Aslı başımda ayılmam için konuşuyordu Onur öfkeden kızarmıştı en sonunda patlamış olmalı ki bildiğin kükremişti

"O sesinizi kesin artık !" Gür sesi iyice ayılmamı sağlamıştı doğrulmaya çalıştığımda Aslı omzumdan destekleyip yardım etmişti

"Ne böğürüyorsunuz başımda bakın burdan kovulursam ve bu siz iki andavalın yüzünden olursa mahvederim sizi " diye cırladığımda hepsi bir yüzünü buruşturmuştu

"Hayır kafasını vurdu diye bu gevezeliği diyeceğim ama hep böyle bu " diyen Onur'a karşı orta parmak çıkarma isteğimi zorda olsa bastırıp göz devirmekle yetindim

"İyi misin güzelim ? " Okan merakla üzerime doğru eğilmişti bu hareketi Özgür'ü çileden çıkarmış boğa gibi burnundan solumasını sağlamıştı

"Ulan senin o dilini sökerim gözlerine sokarım birdaha ne güzelim dersin ne güzel görürsün " öldürücü bakışlarımı tehdit savuran Özgür'e gönderdim

"Sen o sesini kesip geldiğin yere dönsene " dediğimde gözlerinde bariz kırgınlık vardı bu hali içimi acıtsada kalbimi susturup devam ettim

"Bak bir iş buldum hayatımı bir şekilde toparlamaya çalışıyorum senden uzak duruyorum tıpkı istediğin gibi daha fazla uzatmaya gerek var mı ?" Uzun bir süre gözlerime baktı cevap vermek yerine kırılgan bir tebessüm belirdi dudaklarında sessizce arkasını dönüp kafeden ayrıldı bu durum karşısında zafer kazanmış gibi sırıtan Okan'a dönüp

"Sen neden gülüyorsun hayır sapık mısın deli misin ne ayaksın çocuk adam sende ikile içimdeki azmanla tanışmak istemezsin " sırıtması anında solup ufak bi öfke parıltısı parlamıştı gözlerinde sessizce çıkıp gitmekle yetindi o da bu konuşma esnasında hala kalkmadığımı fark edip oturduğum yerden kalktım üzerimi düzeltip kendimi işime vermeye çalıştım tabi ne kadar verebilirsem aklım Özgür'ün kırgın bakışlarındaydı

——————————
Özgür'ün o gidişinin üzerinden 3 gün geçmişti sakin bir üç gün geçirip şimdi önümdeki adama sade kahvenin nasıl olacağını anlatıyordum mala anlatır gibi

"Ama beyefendi sade kahve böyle olur ne şekerli ne şekersiz tam olarak ne istiyorsunuz anlamadım ". Karşımdaki andavala sade kahve getirmiştim isteği üzerine şimdi ise kahvenin acı olduğundan şikayetlenip duruyordu

"Şekerli sade istiyordum ben "

"Beyefendi tamam ben size şekerli sade kahve getiriyorum " sabır çekerek önündeki kahveyi alıp mutfağa geçtim şekerli bir kahve daha yapıp müşteriye götürdüm kahveyi ikram edip tam dönecektim ki sesi durmamı sağladı

"Ama bu da çok şekerli olmuş " tam ağzımı açıp konuşacaktım ki tanıdık bir ses araya girmişti

"Siktir git pezevenk içtiğin kahveye sıçarım senin " Okan adama çemkirirken adam olduğu yere sinmiş

"Ama müşteriyim ben " diye veryansın ediyordu Okan'a delici bakışlarımdan atıp

"Henüz rica ediyorken susmalısın Okan" dedim tehditkar bir biçimde

"Ooo kedicik pençelerin hep dışarıda "

"Az sonra yüzünde olacak " yüksek bir kahkaha attı ellerini ceplerine sokarak buyur dercesine kafa salladı

"Asi kız ha ? "

"Mal adam ha ?" Kınayan bakışlar atıp

"Aşk olsun kedicik mal ne demek ?"

"Mal değneği olacaktı haklısın "

"Aaa yeter şu yakışıklı esprili mükemmel şahsiyete nasıl hakaret edebiliyorsun hayır Allahtan da mı korkmuyorsun ?"

"Allah ne alaka şimdi?"

"Yahu yaradan demez mi ben böyle mükemmel bi kul yaratmışım sen gelmişsin mal diyorsun çarpılacaksın " boş yapışına gözlerimi devirip kızlara baktım sonra duvardaki saate ilişti gözüm çıkış saatim gelmişti apar topar arkamdaki mal değneğini umursamayarak üzerimdeki önlüğü çıkarıp astım kızlara hoşçakalın deyip kafeden çıktım tabiki avellerin kralı da benimle beraber çıktı

"Kedicik beklesene kız "

"Yürü git başımdan "

"Arabam var neden yürüyüm az mantık mantık " evet çıldırıp üzerine atlamama çok az kalmıştı

"O zaman arabanı al ve.." lafımı bitirmeden araya girip

"Oooo yatıyım birde şey yap kedicik ayıp oluyor yahu "

"Senin için fesat için arabanı al ve ufaktan uza yoksa burnunu eline vereceğim diyecektim "

"Oh iyi iyi korktum bi an " sahte bir rahatlama takındı yüzüne otobüs durağına yürürken karşıdan gelen Onur'u görünce istemsizce gözüm yanında Özgür'ü aradı ama yanında kimse yoktu yanımda yürüyen Okan'ı görünce ister istemez kaşları çatılmış gözlerimin içine bakmıştı ona gözlerimi devirip yürümeye devam etmiştim

"Ne işi var bu dallamanın senin yanında?" Onur Okan'ı işaret ederek öfkeyle sordu

"Birincisi sanane ikinci harbi sen bi kaybolup gitsene artık yanımdan bak vereceğim burnunu eline " ilk başta sanane deyişime sevinen Okan'ın cümle devamında yüzü buruşmuştu bu haline keyifle sırıttım Onur da sırıtıp eliyle arkasını gösterdi

"Gel bırakıyım hem konuşmuş da oluruz "deyince hiç itiraz etmeden başımı salladım bu halime ikisinde şaşırmıştı

"Gidelim Aslan parçası" kıro gibi konuşarak iyice tilt olmasını sağlamıştım keyifle sırıtarak gösterdiği arabaya doğru yürüdüm arabanın yanına geldiğimizde sessizce arabaya bindim ve evi tarif ettim

"Hayırdır senin ne işin vardı Burda ?" Dedim merakla

"Özgür bana siktir git dedi " çocuk gibi öfkeyle söylemişti bunu tam cevap verecekken telefonu çaldı bi saniye deyip telefonu açtı Özgür'ün sesi büyün arabaya dolmuştu

"Git derken ciddi değildim " dedi gülerek Onur dehşete düşmüş bir ifadeyle

"Ha siktir derken ciddiydin yani ?" Bu cümlesine kendimi tutamayıp kahkahayı basmıştım Özgür'ün sesi bir titreyip

"Yosunum yanında ve sen aptal aptal konuşuyorsun o dilini sökerim senin puşt "

"Sesin hoparlörde kanka " Onur'un piç gülüşüyle Özgür'ün hassiktir deyip telefonu kapatması bir olmuştu bu adamın her hali bende farklı bir etki bırakırken yanımda olup bütün kırgınlığa rağmen sarılasım gelmiş bu düşünceyle gözlerim dolmuştu Onur bu değişimi farkedip üzerime gelmemeyi tercih etmişti sessizce beni evime bırakıp girmişti bende evime girip her zaman yaptığım gibi sessizce yatağıma girip kendimi uykuya bıraktım

UMUTSUZOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz