'〖29〗'

5.9K 425 39
                                    

_

­|Jeon Jeongguk|

"Jeongguk, zıplamayı keser misin lütfen? Ya banktan düşeceksin ya da kucağıma çıkacaksın."

Yoongi hyungumun yandan homurdanmasını duyduğumda saniyelik dediği gibi zıplamamı kesmiş, ama sonra geri devam etmiştim. Sabah saatlerindeydik ve okuldaydık. Ben ise sabırsız bir şekilde bakta oturuyor, asla yerinde duramıyordum, sürekli zıplıyordum heyecanlıydım çünkü, bugün Taehyung'u görebileceğim diye.

"Ben bile heyecanlanmaya başladım resmen. Jeongguk enerjini bana da bulaştırıyorsun, inanamıyorum."

"Elimde değil ki hyunglarım. Ben.. ÇOK HEYECANLIYIM!" Bir anda sessiz bir çığlık atıp yerimde daha da çok tepinmeye başladığımda Yoongi hyung bana olumsuz bakışlarını atarken bende bana ayak uyduran Jimin hyunfumla heyecanlanıyordum.

"Hyung biz bir soğuk şeyler mi alsak?" İçimdeki ateşi başka türlü söndürecek yöntem bulamayınca Jimin hyunguma böyle bir teklifte bulunmuştum.

Yerinde duramamak ve bir insanı bu denli heyecanlı bir şekilde beklemek bence her insanın yaşaması gereken bir duyguydu.

"Hadi gidelim." Ayağa kalkıp okulun yemekhanesine ilerlemeye başladığımızda içimde süreki kendimle bu heyecanımı tartışırken aslında ne ara avuç içlerimin terlediğini bile bilemiyordum, sadece refleks olarak okul pantolunuma sildiğimde fark ederek.

"Alsa sana soğuk su, bana çilekli süt."

"Yah Hyung! Neden bana da çilekli süt almıyorsun ki?"

"Bana ne. Ben içeceğim."

"Aman hyung." Derin bir nefes verip şişedeki soğuk suyu içecekken aynı zamanda yürümeye de başlamıştık. Gözlerim biraz ileride bakta birbirlerinin kafalarını kopartmaya çalışarak şakalaşan hyunglarımda oyalanırken bir anda burnuma dolan menekşe kokusuyla dudaklarımın arasına hapsettiğim şişenin ağzı yavaşça kayarken suyun birazı çenemden gömleğimin üzerine doğu dökülmüş, hissettiğim soğuklukla hızlı davranıp şişeyi kendimden uzaklaştırıvermiştim.

"İyi ki elinde kesici alet yoktu."

Jimin hyungumun yanımdan gelen keyifli mırıltısını duyduğumda kocaman olmuş gözlerimi birkaç kez kırpıştırmış, ıslak olan ağızımı bileğime silmiştim.

"Ups.. sana doğru geliyor. Yoongi'nin Jimin'i kaçaaarr.." Jimin hyunf melodik bir şekilde söylediği cümle ile yanımdan ayrıldığında boğazımı temizlemiş, ciddi anlamda bana doğru gelen ve o muhteşem saçlarına verdiği hafif dalga ile, aynı zamanda yüzündeki o hafif, pekte belirgin olmayan gülümsemesi ile yaklaşırken nefesimi tutmuş, nefeslerim o sadece beş dört adım uzaklığımda iken bile hızlanmaya başlamışken yapacağımız konuşmayı sorunsuz atlatmak için dilekler dilemeye başlamıştım çoktan.

"Merhaba."

Sesi de kulağıma ulaştığında anda ellerimi, sağ elimdeki şişeyle birlikte arkaya bağladığımda gözlerim tam gözlerine değemezken mırıldanmıştım. "Merhaba Taehyung."

"Saçların, yakından daha da güzeller. Cidden, çok yakışmış sana."

Açık kahverengi tonunda olan güzel ve parlak gözleri saçlarımda dolanırken gülümsedim aynı zamanda istemsizce alt dudağımı da ısırırken. "Teşekkür ederim. Senin de saçların.. çok güzeller."

Sanki yüzlerce kilometre koşmuşum gibi nefesim bu cümleyi kururken hızlanırken kalbim, nefeslerimden daha da hızlı, ellerim ise kalbime yardım ve yataklık yaparken aynı hızla titremeye devam ediyordu. Ve nedense şuanda yüzümde oluşan yüz ifademin farkındayım ve bir şekilde bununla arkadaşlarımın dalga geçtiğini tahmin edebiliyordum.

Impossible Omega × TaeKook✔Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα