'〖10〗'

7.9K 649 234
                                    

Medya: The Neighbourhood - Daddy Issues

_

|Jeon Jeongguk|

Sınavlar şu zamanda en güzel kafa dağıtma şeklim olmuştu resmen. Aklım çok doluydu. Onlarca soru ve ihtimaller vardı aklımda. Ve ben bunları sadece ders çalışarak susturabilmeyi başarmıştım. Bir konu üzerinde yoğunlaşıyor, ilgimi çekmesini pek uzun sürmüyor, aklım tamamen ona odaklanırken diğer sorunlarımı unutuyordum.

Bugünkü biyoloji sınavına gerek Jimin hyung ile görüntülü konuşarak çalışmak, gerek akşamında ve sabahında yaptığım tekrarlar sonucunda bu sınavda gayet başarılı olacağıma inanıyordum.

Lise hayatı zordu. Ama Seokjin hyunga göre üniversite hayatı daha zordu. Hepmizinin hayatı kendisine göre zordu. Hayatın kendisi çok zor değil miydi zaten? Hangi dönemin ne önemi vardı ki.

Koluma astığım çantamla birlikte odamdan çıktığımda babamı mutfakta görmüş, elime zorla sıkıştırdığı sandavinç ile kapının önündeki siyah conversleri de giydikten sonra okul gömleğimi düzeltip okula ilerlemeye başladım aynı zamanda elimdeki sandavinçi yerken.

Özellikle Namjoon hyungun sokağından geçmemeye dikkat ederken, kızgınlık döneminde olduğu için feromonlarının bütün sokağı kapladığına emindim. Okula yaklaştığımda ellerimi birbirine sürterek silkelediğimde ağzımdaki lokmayı çiğneyerek okulun kapısından içeri girmiştim.

Gözlerim Yoongi hyung ve Jimin hyungu bulduğunda hızla onlara doğru ilerledim. O ikisi aynı sınıfta oldukları için asla ayrılmazlardı. Bende onlardan alt sınıf olmama rağmen hemencecik kaynaşmış ve çok yakın arakadaşlar olup birlikte gezmiştik hep.

Onlara yaklaştıkta Yoongi hyungun sinirini görmüştüm. Kaşlarım çatılırken yanlarına varır varmaz sormuştum. "N'oldu?" Bakışları bana dönünce Jimin hyung gergince gülümsemiş Yoongi hyung ise sinirini hızla boşlatmaya başlamıştı dişlerini sıkarak.

"Şu sokuk basketbol takımı yok mu? Sabahtan beri bizimle uğraşıyorlar. Hayır yani, az kaldı kopartacağım kafalarını."

Kafamı okulun yarısını kaplayan basketbol sahasına çevirdiğimde takımı görmüş ve sinirli bir nefes alıp vermiştim. O takım hep beraber takılır çoğunlukla alfa ve betalardan oluşurdu. Aynı zamanda ise çoğunlukla omegaları rahatsız ederlerdi. Mesela geçenlerde Jimin hyungumu rahatsız etmişlerdi.

Görünen o ki, şimdi de Taehyung'u rahatsız ediyorlardı.

Kim Taehyung, çok fazla arkadaşı olmayan, genellikle tek başına takılan akıllarda kazılı omega bilgilerini alt üst eden biriydi. Her ne kadar diğerlerinin benim alfa olmamla ilgili şüpheleri olsa da aynı şekilde Taehyung içinde omega olmadığı şüpheleri vardı.

Ama kokusu, kokusu onu ele veriyordu.

Kim Taehyung çok farklı kokuyordu.

O, resmen bütün çiçeklerin kokusunu taşıyordu teninde. Bazen vanilya çiçeği kokusu alıyordum ondan. Bazende her sabah uyandığımda bir bardak içmeyi aklıma kazıdığım yasemin çayı gibi kokuyordu. Arada papatya kokusu geliyor, gülle ayırt edemezken sonra bir anda karanfil kokmaya başlıyordu.

Çiçek kokusu ferahlatırken, ondakinin bende apayrı bir etkisi vardı.

Asıl sorun ise bütün kokuların onda apayrı durmasıydı.

Ondan fazlasıyla etkileniyordum, hiçbir zaman diğer omegaların kokularından etkilenmediğim, daha önce duyumsamadığım kadar. Arada dalıp gitmeme, kendimi yaralamama, bazen güzelliğinden ağlamama, sonrada sırılsıklam aşık olmama neden oluyordu onun bu kokuları.

Impossible Omega × TaeKook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin