7.Bölüm : Çay Saati

4.3K 537 136
                                    

Nefes al.

Ver.

Tekrar al.

Saatin sesi.

Çay kaşığı sesi.

Tekrar nefeslerini say.

Ben Misty Soleil romanda ölme sebebimin daha gerçekleşmemesinin verdiği yetkiye dayanarak ani bir karar verdim.

Ani kararların o kadar güzel olmadığını şu an anlıyordum.

Dün minik kuşum Brie ile yaptığımız - evet lakaplarına bir yenisini ekledim- yatma zamanımıza kadar süren uzun ve eğlenceli sohbetler sırasında dikkatimi çeken bir şey olmuştu.

O da kardeşine 0-6 yaş muamelesi yapmak dışında başka bir şey bilmeyen yavru sosyopat Renat idi.

Minik kuşumun cümleleri beynimde dönerken sinirlenmemeye çalıştım.

"Şehir merkezine kurulan pazar yerini gezmeyi çok severim, annemin sağlığı bozulmadan önce her hafta giderdik."

"Arazimiz içerisinde ki gölün orada çok güzel çiçekler var ,annem pikniğe götürürdü bizi."

"Kasaba da maskeli şenlikler oluyor , annem benle abimi gitmemiz için evden kovardı resmen çok eğlenceliydi."

Yas ile birlikte birlikte eğlence bir süre yok olabilirdi onunla sıkıntım olamazdı insanlar bir zahmet acılarını yaşasın , ama annelerinin kaybı abi- kardeşin bu kadar az görüşmesinin bahanesi olamazdı.

Tüm gece düşündükten sonra romanda ki sahneleri de tekrar gözümün önüne getirerek bir karara vardım.

Destekleyici rol olan takıntılı kardeş , korumak dışında başka nasıl davranabileceğini bilmiyordu.

Geleceğe o kadar odaklıydı ki şu anını yaşayamıyordu.

Daha on yedi yaşında olan Renat'ın da aslında yalnız olduğuna emin oldum.

Ben ve vicdanım bunun peşini bırakamazdık. Sabah ilk işim mutfağa girip kurabiye yapmaya girişmek olmuştu ,hatta orda olmama tüm mutfak halkıyla şaşıran Briella'ya da bir önlük giydirip önüne hamuru koymuştum.

Geçmiş dünya bilgisi ... seviliyorsun.

Sonuç olarak kendimi Renat'ın çalışma odasına atmıştım. Kapıyı açıp beni gördüğünde olan ifadesi ise çok hoştu , o kadar hoştu ki bir hamamböceği olduğumu emin oldum.

"Leydi Lounberg , ziyaretinizin sebebini öğrenebilir miyim ?" sessizliği bozan Renat'a gülümsedim.

"Sizi ziyaret etmem için illa bir sebep mi lazım genç edendi ? Hoş sohbet etme isteğimle de gelmiş olabilirim."

Yalandan kim öldü bilmem ama kontenjan boşsa o ben olabilirim.

Söylediğim şeyin inanılmazlığından, minimum mimikle maksimum verimi almaya çalışan Renat'ın bile gözü seğirdi.

"Eminim ki leydimiz buraya kadar sadece çayına ,beni izleyerek kurabiye batırmaya gelmemiştir, çekingen olmanıza gerek yok." sesi alaycıydı.

Sinirden yanağımın içini ısırıp gülümsedim. Açık açık alay ettiğini bilmeme rağmen söyledikleri beni düşündürdü.

Renat'ı karşıma oturtup tüm gün çay ve kurabiye eşliğinde uzandığımı hayal ettim... fena olmazdı sanki. Düşünce beni kıkırdattı.

"Ah genç efendi geldiğim andan beri çok düşünceliydiniz , lakin sizi tamamen yalancı çıkaramam buraya aklımda olan bir konu için geldim." o, tam biliyordum bakışı atıyordu ki gözlerinin içine bakıp kendimden emin bir sesle devam ettim. " Ama kendime de haksızlık edemem kurabiye ve çay gerçekten sizinle sohbet etmek istememin samimi göstergesidir , genç efendinin aile misafirlerini kırmayacağını düşündüm." ağzıma yaklaştırdığım çay fincanına üflerken ona baktım " Yoksa yanıldım mı ?"

Kötülük Yaşamak İstiyorWhere stories live. Discover now