7. Bölüm: Bitmeyen Şarkılar ve Yollar

Start from the beginning
                                    

"Ya, bak sen? Sevindim." dedim mutluluğunu paylaşarak. Tabi ki de çalışmamalıydı.

"Bende abi, artık hafta içi bir bakkalda çalışıyorum"

Kurduğu cümle karşısında şaşkın bir şekilde onu incelerken o masumca devam etti

"Artık ellerim daha az üşüyecek abi. Bakkal Hasan amcanın sinirli olmadığı zaman sobanın başında ellerimi ısıtabilirim. Artık işler daha kolaylaştı sadece daha erken kalkmam lazım. Bir de hiç yorulmamam, çünkü siparişleri yetiştirebilmem lazım."

O belki de nasıl ağır bir yükü 'kolaylaşmış' diye algılayıp sevinirken ben karşımdaki küçük Kaan'a baktım.

Benim gibi çocukluğunu parklarda oynayarak değil çalışarak geçiren minik Kaan'a. Ahmet'e...

Yutkunup konuyu değiştirdim.

"Sen okula gidiyorsun değil mi Ahmet?" soruma karşılık gözlerinin içi parlayarak yanıt verdi.

"Evet abi."

"Okulu seviyor musun?"

"Çok seviyorum abi."

"Hep çok sev olur mu?"

"Olur abi"

Hiçbir tepki vermeden bu diyaloğumuz başlayan yağmurla son buldu. Yağan yağmurla beraber onun üstüne baktım. Bu sefer daha kalın giyimmişti lakin bu eski kıyafetler bu soğukta onun ısınması için yeterli olmazdı.

Tabi bu onun umrunda değildi. O beterin beterine alışmış bir çocuk olduğu için en ufak şeyde mutlu olabilecek kapasiteye sahipti.

"Gel bakalım seninle bir dolaşalım" dedim elinden tutup. İtiraz etmeden uzattığım eli tuttu ve bana eşlik etti. Yağmur bir ara dinip bir ara kendini gösterirken o soruları ile aklındaki soru işaretlerini gideriyordu.

Baya yol katettikten sonra vardığımız yeri görüp şaşırdı.

"Aaa burası neresi abi? Sen de burada mı çalışıyorsun?" dedi mağazadan içeri girerken.

"Hayır aslanım. Gel bakalım"

Erkek çocuk giyim reyonuna gittik. Onun için aklıma yatan bir kaç kıyafeti seçtim o mağrur bakışlarla etrafı süzerken.

"Bunlar çok güzel değil mi?" dedim elimdekileri incelemesi için eline verirken.

"Evet abi." dedi heyecanla.

"Bir dene bakalım" utançla kafasını eğdi. Bu hareketimden memnun olmadığını "Ama..." diyerek belli etse de ufak ikazımla beni kırmadı.

"Hadi paşam, dene bakalım."

O kabine girdiği sırada bende karşı tarafta ki kız çocuk reyonuna baktım. Kumru için bir şeyler seçebilirim diye düşündüm.

Parlak görünüme sahip bir bot ile yine saçma sapan isimli parlak bir mont aldım. Çok farklı isimleri vardı bunların lakin benim için bir önemi yoktu. Parlak deyip geçiyordum.

Bir müddet sonra kabinden çıkan Ahmet ile göz göze geldiğimde onun kızaran yanaklarını sıkıp "Ooo, çok yakışıklı olmuşsunuz beyefendi" diyerek daha da sevindirdim onu.

√61+2x≠-4y [MAZRUB]Where stories live. Discover now