- 7

1.2K 96 20
                                    

Selam 💫

Vote (oy) vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar.

Boş bir sokakta seni aramak dedikleri bu olsa gerek. Tek bir ses, tek bir adım sesi yok. Ben hala senden bir parça bulmaya çalışıyorum, her gittiğim şehirde. Seni sevebildiğim kadar sevmek istiyorum. En sonuna kadar sevmek, iliklerime kadar sevmek, damarlarımdaki kanın akışını hissedercesine sevmek istiyorum. Seni sevmekten başka hiçbir işle boğuşmak istemiyorum. Aklımda, ruhumda, bedenimde sadece senin düşüncen yer alsın istiyorum. Sadece sen olsun, senin olmak istiyorum. Sana ait olan her şeyi kendimde istiyorum. 

Isabel'den

Şarkı bitti ve ayrıldık. Ben gergince gözlerimi kaçırdım ve Angelina ya da Charles'i görmek için can atıyordum.

O sırada Angelina'yı arkası dönük sarışın bir kız ile konuştuğunu gördüm. Kimle konuştuğunu önemsemeden ve düşünmeden hızla yanına gittim. 

Angelina benim geldiğimi görünce gülümsedi.

"Isabel, bize katıl lütfen"

Gülümsedim ve adımlarımı hızlandırdım. Yanına gittiğimde az önce Angelina'nın konuştuğu kadın bana döndü.

Ben şaşırmış ve bir o kadar mutlu olmuş bir şekilde ona bakarken, Angelina konuştu.

"Isabel bu Rebekah Mikaelson. Kralın baloyu ithaf ettiği Leydi."

Zoraki gülümsedim.

"Bende İsabelle Lightwood"

Rebekah kaşlarını kaldırdı.

"Lightwood"

Gözlerine bir şey belli etmemesi gerektiğini söyler şekilde baktım. Anlamış olacak ki bana ayak uydurdu.

"Hiç duymamıştım isminizi"

"Genelde Liz ya da Isabel olarak anılırım. O yüzden duymamış olabilirsiniz"

Rebekah kafasını salladı.

O sırada süsü oldukça abartmış iki kadın geldi.

"Kraliçe Angelina"

Referans yaptıktan sonra konuşmaya başladılar. Konuşurken bakışları bana döndü.

Angelina tanıtmak ihtiyacı duymuş olacakki

"İsabelle Lightwood, benim en yakın arkadaşım olur."

Kadınlar çarpık bir şekilde güldüler.

"Namını duyduk canım"

"Kral Charles'in kalbini kaptırdığı kadın. Efsunlu diyorlar senin için"

Hızla Rebekah'a döndüm. Kaşlarını çatmış bizi dinliyordu. Umarım Niklaus'a söylemez.

Angelina ve kadınlar gülerlerken bende etrafa bakıyordum. Daha doğrusu onu arıyordum.

Rebekah gülerek yanıma yaklaştı ve fısıldadı.

"Abimi mi  arıyorsun Bell"

"Hayır sadece canım sıkılmıştı, ortalığa öyle göz gezdireyim dedim."

Inanmazcasına bana baktı.

"Arka bahçede seni bekliyor" dedi ve izin isteyerek masadan ayrıldı.

Gidip gitmemek arasında kalmıştım. Gidemezdim. Burada kendime yeni bir hayat kurmuştum. Ve bunu mahvetmek istemiyordum. Rebekah'ı görünce eski anlar tekrar gözümün önüne gelmiş ve gözlerim dolmuştu.

KUZEN AŞK-I  - KLAUS MİKAELSONWhere stories live. Discover now