-1

2.3K 109 37
                                    

Basit bir insanken kaç farklı tür birşey olabilirsin?  Birşey dedim çünkü kendime verecek bir isim bulamıyorum. Çokça şeyin meleziyim ben. Ben Isabel Mikaelson...

MS 500 ;

"Hadi Rebekah yakala beni."

"Çok hızlı koşuyorsun Isabel"

"REBEKAH!" Amcamın sesi ile irkilerek durdum.

Rebekah korkarak amcamın yanına gittiğinde bende kısa bir mesafeden onları izliyordum. Mikael herzamanki gibi artık genç kız olduğumuzu ve çocukça haraketler yapmamız gerektiğini söylüyordu.

Ben 16 Rebekah 15 yaşında. Babalarımız kardeş ama benim babam öldü. Bende annemle birlikte yaşıyorum. Rebekah dışında 4 tane daha kuzenim var. Elijah, Kol, Finn ve Klaus.

Finn aramızda en büyük olan. Elijah benden üç, Klaus ise iki  yaş büyük. Kol ve Rebekah benden bir  yaş küçükler.

Klaus haricinde hepsi ile aram çok iyi. Klaus ile aramızda çok değişik bir çekim var. Tam olarak ne olduğunu anlayamıyorum. Bana diğerlerine göre soğuk davranıyor, sanırım gerçekten kuzen olmadığımız için.   

Klaus'un babası Mikael değil. Esther Halam başka bir adamla birlikte olmuş. Teknik olarak aramızda bir bağ yok ama hepimiz kardeş gibi büyütüldük.

KLAUS'TAN ;

Ağacın dibine oturmuş, kız kardeşimle koşuşturan Isabel'i çiziyordum. Çok masumdu. O benim kara meleğimdi. Bana abi demesi, zoruma gidiyordu çünkü onu çocukluğumuzdan  beri seviyordum. O benim ilk aşkımdı. Ve daha nice ilklerimiz olacaktı. 

Onu bazen deli gibi arzuluyordum ama yaşı küçük olduğu için biraz daha beklemem lazımdı. Onu kendime, saklıyordum.

Düşüncelerimden Mikael'ın sesi ile çıktım. Yine Rebekah ve Isabel'e bağırıyordu. Çocuk olmadıklarını, neredeyse evlenme yaşlarının geldiğini böyle davranmamaları gerektiğini falan söylüyordu. Rebekah kimse ile evlenemez. Isabel'i de kendimden başkasına yâr etmem.

Yazardan Devam ;

Küçük kız buraya doğru gelen çocuğu görünce yine heyecanlanmıştı. Onu ne zaman görse böyle oluyordu. Ama çocuk onu umursamıyordu. Bu kızı delirttiği için sürekli oğlana ters düşüyorlardı. Yine o günlerden biriydi.

"Ben soğuk falan değilim Isabel sadece sen çok çocuksusun."

"Görende sanar kendisi bin yaşında, benden sadece iki yaş büyüksün Klaus!"

"Isabel seninle uğraşamıcam, git ve Rebekah ile oyna."

Bu söz genç kızı oldukça kırmıştı. Ona hiç yokmuş gibi davranmasına dayanamıyordu. Onun o mavi gözlerine son kez baktı ve sinirle çadıra girdi. Rebekah herzamanki gibi sarı saçlarına mine çiçeği takıyordu.

Isabel Rebekah'ın saçlarını çok seviyordu. Onun o uzun altın sarısı saçlarını örmek onun için zevkti.

"Yardım edeyim mi?"

Genç kız gülümseyerek oturduğu yerden kayarak genç kıza yer açtı.

Isabel kıkırdayarak yanına oturunca, dedikodu vakti başlamıştı.

1 HAFTA SONRA ;

ISABEL'DEN

Klaus'un yaptığı salaklık yüzünden gece gözüme uyku girmemişti. Bunu nasıl yapmıştı? Annem duysa ne derdi? Düşüncelerimle boğuşarak bir sağ bir sola gitmeye devam ettim. Arkamı döndüğümde beni izleyen bir çift mavi gözü görünce korkudan çığlık attım.

"Klaus!"

"Sakin ol Isabel, benim."

"B-burda ne işin var?"

Klaus o muhteşem gülümsemelerinden birini atarak konuştu.

"Konuşmamız gereken şeyler var Isabel"

Genç kız utançla genç adamın gözlerine baktı.

1 Gün öncesinde ;

Genç kız dereye yıkanmaya gideceğini annesine söyledikten sonra gerekli malzemleri alarak, çadırdan çıktı.

Klaus yine klasik olarak ormanda dolanıyor ve boya yapmak için çiçek topluyordu. O sırada bir çatırtı duymasıyla kafasını çevirdi. Isabel'i görünce biraz sasırmış olsada sonra elindekileri görünce dereye yıkanmaya gittiğini anladı.

Aklına gelen muzip fikirle  kızı takip etmeye başladı.

Isabel nehirin oraya gelince elindekileri bıraktı ve Klaus'un onu izlediğinden habersiz, üstünü çıkarmaya başladı. Sadece iç çamaşırı ile kalınca dereye girdi.

Klaus gözünü bir an olsun Isabel'den çekmiyor. Kızın vücudunun her bir yanını ezberliyordu.

KLAUS'TAN

Mest olmuş bir şekilde Isabel'i izlerken, Isabel'in ismimi çığlık atmasıyla kendime geldim.

"KLAUS BURDA NE İŞİN VAR"

Evet şimdi cevap ver bakalım. Seni izliyordum diyemeyeceğime göre bir yalan uydurmalıydım.

"Ormanda dolanıyordum, ses duyunca gelip bir bakayım dedim. Biliyorsun etrafta kurtlar dolanıyor. "

Ağızında birşeyler geveledikten sonra;

"Iyi tamam dön arkanı, giyineceğim.

"Gidiyordum zaten" dedim ve arkama bakmadan uzaklaştım.

KUZEN AŞK-I  - KLAUS MİKAELSONWhere stories live. Discover now