Eslem' in Ağzından:

"Söylüyor musun söylemiyor musun?" Serdar nefes nefese kalırken kanlı dişleriyle gülümsedi ve yorgun gözlerini bana çevirdi.

"Konuşacak olsaydım çoktan konuşurdum. Beni tanımıyormuşsun gibi konuşma Kanarya-" Yakasından tutup kendime çekerken cümlesi yarıda kesildi.

"Bana Kanarya deme sakın! Ben Kanarya falan değilim. Ayrıca seni tanımıyorum. Eski sen olduğunu mu düşünüyorsun? Karşımda eski senden eser yok." deyip resmen iterken yakasını bıraktım.

"Eski ben olsaydım, o adamı bırakıp bana geri döner miydin?" Yüzümde bir sırıtma olurken

"Hala 18 yaşında olsaydım ve sen benim sevgilim olsaydın bile, Meriç'i tanıdıktan sonra seni bırakıp ona giderdim Serdar. Meriç ve sen asla aynı kulvarda olamazsınız." Serdar bu dediğime öfkelenirken

"Öldür o zaman artık beni. Daha hala neden yaşatıyorsun söylesene!" Tırnaklarımda ki bakışlarımı Serdar'a çevirdim ve merakla gözlerine baktım.

"Sen hala seni sevdiğim için mi öldürmediğimi düşünüyordun?" Serdar hayal kırıklığına uğrar bir şekilde bakınca bir anda kahkaha atmaya başladım.

"Güldürme beni Serdar. Senden alacağım bilgiler var. Yoksa inan şu dakika kafana sıkardım."

"Sık o zaman. Benden bilgi falan alamayacaksın." Kolumda ki saat titrerken koluma baktım. Meriç'ten mesaj vardı.

Serdar' ın anlatmadıklarını biz bulduk. Gerek kalmadı Ejder ;)

Yazmıştı. Yüzümde bir sırıtma olurken belimde ki silahımı çıkarıp tetiği çektim ve Serdar'a doğrulttum. Serdar'ın gözlerinde ki korkuyu görmüştüm.

"Bu ölüm sana basit gelir gibi geliyor bana ama neyse." deyip bir anda ciddileştim.

"Yıllar boyunca senin yüzünden acı çektim. Cehennemde görüşürüz." deyip alnından vurdum. Kafası geriye doğru gidip ardından önüne düştü. Cesedine bakıp

"Alın temizleyin bunu." dedim ve silahımı belime koyarak odadan çıktım. Meriç bilgisayarların olduğu odadaydı. Kapıda ki adam ıslak bir bez uzattı ve elimi silmeye başladım. Ellerim kandan temizlenince bezi adama verdim ve odaya girdim.

"Kimle alakalıymış?" Meriç'in yüzünde hiç hoşuma gitmeyen bir sırıtma vardı.

"Sana Aslan' ın, Zenci'nin, Serdar'ın ve Bulut'un bağlantı içinde olduklarını söylesem ne derdin?" Öfkeyle kıkırdarken telefonumu çıkardım. Ve bir arama yaptım. Telefonu kulağıma götürüp Meriç'in gözlerinin içine baktım. Arama cevaplanırken

"Saat 22.00. Herkes gelecek." deyip kapattım. Meriç' in yüzünde ki sırıtma daha çok büyürken düşünceler içine daldım.

°°°

"Teyze geleceğim tabii ki. Hasta değilim ayrıca artık. Konu kapanmıştır."

"Tamam, hazırlanın o zaman. Hazır olan çıksın."

"Okay." dedi ve kapattı Yalın. Herkese bulunan bilgiden bahsetmiştik. Ve hazırlanmak için eve gelmiştik. Selvi yine çocukların başındaydı. Çocuklar yemeğe gidiyoruz diye biliyorlardı. Meriç hazır bir şekilde indi. Silahıyla ilgileniyordu. Ulaş'ta hazırdı. Bende hazırdım.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Tehlike Çetesi 3 Where stories live. Discover now