"Sükut-u vaveylalarla hapsolmuş yüreğimin
lal olan her bir zerresinde sen ah diyorsun
ben can çekişiyorum..."
Bütün hakları bana aittir izinsiz alınması, tek bir kelimesinin bile çalınması vesaire durumlarda yasal işlem b...
Asrın karanlığına aldırma, yolunu aydınlatacak ışık senin içinde saklı ...
****
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Yaklaşık yarım saatlik yolculuğun ardından nihayetinde gelebilmiştik adliye binasının önüne . Savaş arabayı park ettikten sonra oyalanmadan hemen içeriye doğru yola koyulduk
Savaş önde ben arkada ilerlerken üzerine giydiği siyah takım elbisenin içinde şüphesiz yaratıcının nadir eserlerinden biri gibi duruyordu.
Üst katta bulunan duruşma salonun kapısında beklerken gözlerim istemsizce Savaşa kaydı sert yüz ifadesi dağınık saçları ve çatılmış kaşlarıyla bile bu kadar yakışıklı olması Tanrının ona bahşettiği bir mucize olmalıydı bilakis aksi hali akıl kârı değildi.
Mavinin en koyu tonu siyaha çalan gözleri beni bulurken kalp ritimlerimin değişmesi gereğinden hızlı atması normal miydi?
Ne zamandır onu izlediğimi fark etmiş olacak ki hemen dudaklarına alaylı bir tebessüm geçirdi . tanrım beni sapık olarak görüyordu şu anda kesin. Hemen kafamı başka yöne çevirdim ah ne kadar utanç verici bir durumda kalmıştım böyle.
Gözlerini benden alamıyorsun .
Şimdi gel de Savaşın dilinden kurtul.Az sonra mubaşirin bize seslenmesiyle içeri geçitik tanık olarak.
Eksiksiz bütün olayları anlatıyorsun o güne dair anlaştık mı? Kafamı olumlu anlamda salladım .
🪐
Mahkemeden çıkmadan önce Ejderin Savaşa olan tehditleri havada uçuşuyordu. Tanrı aşkına adliye binasında bile bu kadar rahat tehdit ettiğine göre adaletten korkmuyordu aksine adaleti kendi yarattığını düşünüyordu.
Yarım saattir arabada Savaş'ı beklerken bir yandan da Ejder'in Savaş'a beynimin en ücra köşelerinde kazınan ve durmadan yankılanan tehdit cümlesi bi an bile olsun aklımdan çıkmak bilmiyordu.
Bakış açıma giren Savaş hararetli bir şekilde telefon görüşmesi yapıyordu.
Ancak bir kaç saniye sonra çatık olan kaşlarını mümkün olabilecekmiş gibi daha da çatılırken gözleri beni buldu.
O an tepkimin ne kadar saçma olduğunu kavrasamda düşünmem pek mümkün olmadığı için kafamı hemen başka yöne çevirip onu izlediğimi anlamasın diye birşeylere uğraşmaya çalıştım taki kafamın torpidoya çarpmasıyla son bulana kadar .
Afferin Farah daha ne kadar rezil olucaksın . Kafamı tutup duruşumu dikleştirdiğimde yaklaşık bir kaç saniye sonra Savaş kapıyı açıp arabaya bindi.
Göz ucuyla ona baktığımda yüzü az önceki sertliğini hâlâ koruyordu. Neye bu kadar sinirlenmişti bu adam böyle ,deli gibi merak ediyordum .
