3.Bölüm: Şaşkınlık

129 49 244
                                    

Merhaba güzel ve yakışıklı okuyucularım;
3.Bölümü de an itibari ile atmış bulunmaktayım. Umarım bölüm hoşunuza gider :)

Bol bol yorumlar yaparsanız çok sevinir, bende keyifle okurum. Şimdiden yorumlarınız ve oylarınız için teşekkürler (:

O zaman sizi bölüm ile baş başa bırakmak istiyorum :)

Keyifli okumalar :)

Keyifli okumalar :)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

3.Bölüm: Şaşkınlık

"Sessizliğin esir aldığı bu gönlümün en güzel ses verenisin."

☀️☀️☀️

Havanın bu kadar kapalı ve yağışlı olmasının üzerime vermiş olduğu huzur ile uyandım. Yağmur başlı başına benim için huzur kaynağıydı.

Telefonumu elime alıp tumblr uygulamasına girdim. Uzun zamandır bir şeyler yazmadığımı fark ettim. Bu uygulamayı birebir duygularımı içime atmak yerine buraya dökmek için kullanıyordum. Kimse gerçek ismimi bilmiyordu. Ve mesaj kutuma günde ona yakın yazdıkların çok güzel ve bize birçok şey katıyor. Sakın yazmaktan vazgeçme gibi mesajlar geliyordu. Ve her bir mesaj benim için çok önemliydi. En azından yazdıklarım ile başkalarının içindeki sessini yazıp onlara iyi geldiğini bilmek bana da iyi geliyordu.

Ve kendimi yalnız hissetiğim bu hayatta iyi hissettirecek şeyler yapmaya ihtiyacım vardı.

Tek benim değil eğer siz de yalnız hissediyorsanız kendinizi tek hissetirmeyecek şeyler bulun. Bir kitap, bir hayvan, bir yıldız...

"Sessizliğin esir aldığı bu gönlümün en güzel ses verenisin."

Bu cümleyi Ali Asaf'a ithafen yazmıştım. Ona söyleyemediğim her şeyi buraya yazıyordum. Hani dedim ya size içime atmak istemediğim şeyleri yazıyorum bu da onlardan bir tanesi. Ona söyleyemediğim bu cümleleri ellerimi klavyede usulca gezdirerek haykırıyordum.

Yataktan kalkıp banyoya geçtim. Elimi yüzümü yıkayıp rutin işlerimi hallettikten sonra odama geçip üzerime uzun bol sweath tişört , siyah diz üstü tayt ve kedili ponduflarımı giyip mutfağa yöneldim. Bu pandufları annem almıştı bana.

Kansızım ve ayaklarım gereğinden fazla üşüyor. Çorap giymeyi sevmeyen biriyim bunu anlayan annem ise işten eve dönerken almıştı. Bunları neden hatırladığımı bilmiyordum ama o gün anneme sıkıca sarıldım. Aldığı panduflar yüzünden cebindeki son parayı da harcamıştı. Ve  geldiği güzergahtan otobüs geçmiyordu. O zamanlar kış ayındaydık baya soğuk geçmişti ve hava yağmurlu olmasına rağmen o kadar yolu yürüyerek gelmişti.

Pandufları başka bir gün alabilirdi fakat annem daha fazla ayağım üşümesin diye o gün almıştı. Çok basit olaymış gibiydi ama annemin benim için yaptığı her fedakârlık içimdeki ağlama dürtüsünü çıkarıyordu. Ama kırgınlığım en çokta babamaydı. Annemin elinden tutsaydı aile olmayı başarabilseydi şu an daha mutlu bir hayat sürebilirdik. Annem bu kadar yıpranmazdı en azından.

Güneş'e FısıldaWhere stories live. Discover now