love is gone' 9

843 111 194
                                    

———

Midoriya Izuku'

"Bir insan unuttuğu kimse ile tanışabilir."

Son zamanlarda zihnimin içerisinde, edebi bir romandan çıkma bu sözcük, rahatsız edici bi' seviyede keşkelere sarılmamı sağlamıştı.

Hiç hayatın iplerinin elinizden kaydığı ve büyük bir yumrunun boğazınıza oturduğunu hissettiğiniz oldu mu? O yumrunun gittikçe büyüdüğünü, yuttuğunuzu sandığınız anda yeni bir yumrunun oluşmaya başladığını ve nefesinizi kestiğini hissettiğiniz hiç oldu mu?

Şu son birkaç ayda ben, öylesine sık hissetmiştim ki bunu, bırakın nefesimin kesildiğini, ölümle burun buruna geldiğimi dahi hissetmiştim.

Her şeyin en başına dönecek olursak eğer, oldukça güzel bir ilişkiye sahiptim. Hani o çoğu insanın hayalinde olan, pembe dizilerdeki güzel ilişkiler olurdu ya? işte onlardan.

Her yeri buram buram limon çiçeği kokan biricik sevgilimin yanında ben öylesine huzur doluydum ki, bunu kelimelere dökmek, cümlelerle anlam kazandırmaya çalışmak, olmaz, olamazdı.

Lösemiyi yendiğimde, tam olarak 17 yaşındaydım ve Katsuki ile tanıştığımda ise 18'imin ortalarındaydım.

Kötü bir çocukluk geçirmemiştim hatta, oldukça iyi bir çocukluk geçirmiştim lakin bilirsiniz işte, lösemi olduğun öğrenildiğinde, vücudum morarmaya ve burun kanamalarım artmaya başladığında, istemsizce kendimi çevremden uzak tutmuş, zamanla herkesten soyutlanmıştım.

14 yaşında, daha hastayken bile her aynaya baktığımda, saçlarımın yerinde olmadığı gerçeği, her gece damla damla göz yaşlarımın, yastığıma damlamasına neden olurdu, kendimi sürekli başkalarıyla karşılaştırır, günün sonunda çirkin olduğum kânısına varırdım.

Onca ilaç tedavisi ve 5 kök hücre naklinin ardından, doktorlar dahi benden umudu kesmişken, en sonunda yaşıtım olan kuzenim tarafından, 5 yılın sonunda, bu hastalıktan kurtulabilmiştim.

Hastalığımdan kurtulduktan tamı tamına 1 yıl sonra, sarhoş halde girdiğim kütüphane salonunda karşılaştığım sarı saçlı çocuğa, şaka gibi gelebilirdi lakin ben, o çakır keyif halimle vurulmuştum.

Öyle ki, sabah olduğunda dahi her şeyi unuturken, unutmadığım tek şey o limon çiçeği kokusuydu.

O gün, aldığım ani kararla kütüphaneye gidip, 6 saat kadar kütüphane kapısında onu bekledikten sonra, tam ümidimi yitirmişken, onu görmemle birlikte ne yapacağımı bilemez olmuş ardından ise bir şekilde onunla konuşmaya ve görüşmeye başlanmıştım.

5 yıl, tamı tamına 5 yıl boyunca Katsuki ile birlikte dolu dolu zaman geçirmiştik lakin şimdi o 5 yılımı geçirdiğim sevgilim, yanımda yoktu.

Hayır onu suçlamıyordum, onun yerinde olsaydım şayet ben de onun verdiği tepkileri verirdim fakat benim hiçbir suçum yoktu ve en ağırı da bunu, parmak uçlarına hayatımı bıraktığım kişiye bunu söyleyemiyor oluşumdu.

Bir nevi yaşamama yardımcı olan kuzenim, bundan aylar önce aldatılmış, ona yardımcı olabilmem için bana gelmişti. Başta reddettiğim bu girişimi, sonunda kabul etmek zorunda kaldığımda, kendi ölüm fermanımı dolaylı olarak yayınlamıştım.

Love ıs gone| KatsudekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin