love is gone' 3

1K 122 114
                                    

———

Bilirsiniz, sıradan insanlar aldatıldıklarını bildiği zaman buna katlanmaz veya aldatıldıklarını hissettikleri zaman, işin aslını öğrenmek uğruna bu olayı kurcalar ve her daim olduğu gibi işin sonunda, doğrular öğrenilince olanlar doğru ise sevdikleri insandan ayrılırlardı çünkü yazılı olmasa dahi bir kural vardı;

Aldatmanın affı olmaz, olamazdı.

Ben sıradan bir insan olduğumu düşünmüyordum. Yanlış anlamayın, her gün evimin çatısına kayan yıldızlar düşmüyordu, gelecekten geldiğini söyleyen birisiyle hiç konuşmamıştım ve gözlerimden gözyaşı yerine filmlerdeki sıradışı insanlar gibi siyah bi' sıvı veyahut kan da akmıyordu.

Lakin, evimin çatısına kayan yıldızlar düşmese ve filmlerdeki gibi özel yeteneklerim olmasa da, sıradan insanların yaptığını yapıp toplum tarafından kabul görülen davranışları sergilemiyordum.

En azından, saç tellerine yıldızları dahi sığdıramadığım biricik sevgilimin beni aldattığı düşüncesini aklımdan geçirdiğim zaman, olması gerektiği gibi bir davranış sergilememiştim.

Olması gerektiği gibi ona bu olanların ne olduğunu soramamış, aklımdaki sorulara yanıt bulamamış, öylece kendimi sonu görülmeyen bir uçurumun kenarında yaşamaya mahkum ederek, sevdiğim adamın yanında geçirdiğim her bir saniyeyi kendime zehir etmiştim.

Izuku ile tanışma hikayemiz, Izuku'nun beni aldattığını düşündüğüm hikayede olduğu gibi sıradan değildi ve ben o zamanlar, kendimi monotonlukla sıradanlığa adayan birisi olarak sıradışı gördüğüm bu adamdan etkilenmekten kendimi alıkoyamamıştım.

Çok iyi hatırlıyordum, lisemin son senesiydi ve ben deli gibi hayalini kurduğum moda tasarım fakültesine girmek için çok çalışıyordum. Arkadaşlarımdan, ilişkilerimden, hobilerimden ve birçok eylemden kendimi soyutlayarak, geleceğim için her okul çıkışı kütüphaneye gidiyor ve neredeyse kütüphanenin kapanış saati gelene kadar oturduğum yerden kalkmıyordum.

Yine ders çalışmak için gittiğim kütüphanede, akşam neredeyse kimse kalmazken ve çalışanların da yarısından fazlası eve gittiği bir saat arasında, kütüphanenin kapısı açılmış ve içeriye sarhoş birisi girmişti. Pekala, kütüphaneye sarhoş bir adamın girmesi her gün haberlerde gördüğümüz bir şey olmadığı gibi, o sarhoş çocuğun kütüphaneye girmesinin yetmeyip yerleri kusmuklarla kaplaması da gündelik yaşamımızda pek gördüğümüz bir şey değildi.

Ne olduğunu ve nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde, o gece Izuku benim üstüme kalırken ben, yalnızca o kusmuğun temizlenmesine yardım etmiş ardından ise başıma bela almamak için Izuku ile göz temasına dahi girmeyerek oradan kaçmıştım.

Fakat, o olaydan sonraki gün kütüphane kapısının önünde siyah parlak bir motorun önünde beyaz vücudunu saran siyah kapüşonlusu, onun üzerine giydiği açık mavi bol ceketi, altına giydiği siyah pantolonunun beline bağladığı mavi kareli gömleği, boynuna asılı kulaklıkları ve ayağına giydiği siyah vanslarıyla, dün heryere kusan bir aptalın beni  bu denli etkilemesini beklemiyordum.

O an, kütüphanenin önünde motoruna yaslı Izuku ile göz göze geldiğimde, zümrütlü irislerinin parlaması ve bana en içten gülümsemesini sunup, seslenmesiyle midemde fillerin tepindiğini hissettiğimde, bir daha onunla olan ilişkimi kesememiştim.

Love ıs gone| KatsudekuWhere stories live. Discover now