BÖLÜM-12

4.1K 147 5
                                    

Ben ölmeyi hiç düşünmemiştim çünkü düşüncesi bile beni germeye yetiyordu. Ben babamı kaybetmiştim arkasında bıraktığı bizler çok acı çekmiştik. O günü her hatırladığımda nefes almak zorlaşıyordu benim için.

Ben odamda kitap okuyordum taha ise annenle mutfaktaydı kapı çalmıştı. Umursamadım ve kitabıma tekrardan yöneldim. Beş dakika sonra annemin ömer diye feryadını duymaya başladım. Hızla aşağıya indim annem kapının önüne oturmuş hıçkırarak ağlıyordu. Kardeşim annemin yanına çökmüş oda ağlamakta anneme eşlik ediyordu. Kalbim sıkışır gibi oldu babama birşeyler olduğunu anladım ama öldüğü fikri hiç yakışmıyordu o koca adama.

Anneme sıkıca sarıldım " neoldu" dedim kısık bir sesle annem cevap veremeyecek kadar çok ağlıyordu . Kardeşime sarıldım ve oda çok ağlamaya başlamıştı. Kapının önünde kimse yoktu. Kötü haberi veren kimse çoktan gitmiş olmalıydı. Anneme dönüp tekrardan soruyu yönelttim annem gözlerimin içine hüzünlü bir şekilde baktı " ba-baban ö- ölmüş" dedi.

O anda dünyam karardı gözyaşlarım izinsiz akmaya başlamıştı. Yere çöktüm ve bağırmaya başladım" nasıl nasıl" annem gelip bana sarıldı kardeşim " baba" diye ağlamaya başlamıştı. Canım yanıyordu daha önce hiç bu şekilde bir acı yaşamamıştım. O günümüz sadece ağlayarak geçmişti. Babamın arkadaşı olarak bildiğim ahmet abi bize gelmişti ve yarın babamın defnedileceğini söylemişti.

Ona nasıl oldu diye sorduğumda kaza diyordu ama nasıl bir kaza kimse söylemiyordu. Ertesi gün olduğunda babamı gömüceğimiz mezarlığa varmıştık etrafta hep takım elbiseli adamlar vardı. Babamın üstüne toprak attıklarında bağırmaya başlamıştım. " Yapmayın durun neolur " takım elbiseli adamlardan iki tanesi beni sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Gözüm hiç birşey görmüyordu sadece babamın üstüne toprak attıklarını görebiliyordum. Kardeşim " baba " diye hıçkırarak ağlıyordu. Onun sesi kulaklarıma doluyordu. "Böyle bi acı olmamalı insan bu acıyla yaşayamaz" diye söyleniyodum. Ama gün geçtikce alışıyormuşsun.

Daha sonraları anneme babamın nasıl öldüğünü sorduğumda trafik kazası diyordu ama hiç inandırıcı değildi. Birşeyler gizleniyordu ama neyapsamda ortaya bir türlü çıkmıyordu. Zaten babamın ölümünden iki gün sonra çok hızlı bir şekilde izmire yerleşmiştik. Hayatım normale girmişti ama bugüne bakarsak tepe taklak olmuştum.

Silah sesini duyduğumda kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Ama ses uzaktan geliyordu belliki her kim sıktıysa benden uzakta olmalıydı. Elimi ağzıma kapadım ve ses çıkarmamaya çalıştım. Çünkü beni bulmak için sesime ihtiyaçları vardı bu yüzden silah sıkıp beni korkutmaya çalışıyor olabilirlerdi. Bir ağacın arkasına geçtim ve beklemeye başladım hiç kimse gelip gitmiyordu bir iki el daha silah sesi gelip kesilmişti. Yaklaşık bir saattir aynı yerde duruyordum. Yavaşca kalktım ve ses çıkarmamaya dikkat ettim. Yürümeye başladım baya bir yol gitmiştim hava aydınlanıyordu ve kimseden ses çıkmıyordu. Kurtulmuş olabilirdim az ilerde bir araba yolu gördüm heycanla oraya doğru koşmaya başladım. Mecalim kalmamıştı ama yol içime bir umut olmuştu. Yola çıktım sağıma soluma baktığımda hiç araba yoktu ve ben hangi yöne gideceğimi bilmiyordum. Yavaş adımlarla ayağımı asfalta sürerek yürümeye başladım.

Susamıştım ve acıkmıştım yürümek için gücüm kalmamaya başlamıştı. Yürümeye başladığımdan belli tek bir araba bile geçmemişti. Umudum tükeniyordu bu yolda açlıktan ölebilirdim. Dizlerimin üstüne çöktüm ve ağlamaya başladım içim çıkana kadar ağladım. Çok yakından bir araba sesi duymamla kafamı kaldırdım evet bir araba geliyordu kalan gücümle ayağı kalktım ve yolun ortasında durup ellerimi kaldırdım. Üstü başı toprak saçı dağınık ağlamaktan gözleri şişmiş bir insanı kim arabasına alırdıki umarım bu gelen arabadaki kişi alırdı. Beyaz araba önümde durdu camına doğru zar zor adımlar atarak camı açmasını işaret ettim. İçinde otuzlu yaşlarda bir adam vardı bana şaşkınlıkla bakıyordu.

KANLI ELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin