BÖLÜM-11

4.5K 149 11
                                    

İnsan çaresiz kalınca neyapar tüm imkanlarınız elinizden alınsa ve sizi bir yere hapsetseler ne yapılabilir ki hiç birşey. Ben tamda o imkansızlığın ortasındayım çıkış yollarım kapatılmış bir şekilde yapa yalnızdım. Aklımda tonlarca soru beni darlıyor ve ben tek birine bile bir cevap bulamıyordum. Aklımdaki sorular sanki kafamın üstünde tonlarca ağırlık varmış gibi başımın ağrımasına sebep oluyordu.

Beni bu düştüğüm deli çukurdan kim kurtara  bilirdi. Etrafımda üç katil vardı ve bu üç katilden ikisi bana şiddet uyguluyordu. Birde karşımda öldürdükleri insanları düşünmek beni iyice dibe çekiyordu. Yetmezmiş gibi birde bu katillerin düşmanı olan şerefsiz poyraz bana tecavüz etmeye kalkıştı. Daha nekadar dayana bilirimki ? .

Baranın bana kullandığı kelime zihnimin içinde dönüp dolaşıyordu.

" Benden merhamet bekleme ben onu seneler önce öldürdüm ada vural"

Bir insanın içindeki merhamet nasıl olurda yok olabilir . Ne yaşadılarda bu hale geldiler zihnimdeki soruları bir kenara bıraktım. Baran banyodan çıkıp aşağıya inmişti. Bende kaldığım odama gidip mürdüm bir tişört iç çamaşırı ve açık kot pantolonu alıp banyoya gittim. Üstüm başım toprak içindeydi temizlenmem gerekiyordu. Kapıyı kitleyip suyu açtım küvetin içine oturdum güzel bir duş aldım. Biraz olsun rahatlamama yardımcı olmuştu. Giyinip banyodan çıktım saçlarımı kurutma gereği duymadım.

Odaya gittim ve yere çöktüm sorularıma cevap verecek bir kişi vardı bu evde baran. Çağan onlara ihanet etmeyeceğini bana ap açık belirtmişti bu yüzden ona soramazdım. Akay zaten beni öldürmek için fırsat kolluyordu oda olmazdı. Ama baranı nasıl konuşturacağım kafamda plan yapmaya çalıştım ama hiç biri mantıklı değildi. O yüzden doğaçlama yapmam gerekiyordu. Ayağı kalktım ve aşağı indim baran yoktu odasında olabiliceğini düşünüp tekrar yukarı çıktım. Kapısının önünde durdum derin nefes alıp verdim. Eyer ters birşey söylersem beni dövebilirdi o yüzden sakin kalmalıydım.

Tüm cesaretimi topladım ve kapıyı çaldım içerden cevap gelmeyince kapıyı açtım. Baran yatakta oturuyordu kaşlarını çattı ve bana baktı.

" Girebilir miyim" dedim kafasını aşağı yukarı salladı. Ondan uzağa yatağın ucuna oturdum gözlerini üzerime dikmişti ve bu beni dahada tedirgin ediyordu.

" İsminin anlamını biliyormusun " dedim şaşırmışcasına yüzüme baktı sonra gülmeye başladı.

" Elbette Farsça da yağmur mevsimi demek ama birde yüce ve ulu demek tam beni anlatıyor dimi ismimle nekadar uyumluyum dimi " dedi nekadarda egolu bir insandı .

" Sana bir kaç soru sormak istiyorum" dedim alaycı bi şekilde yüzüme baktı

" Beni sorguya çekme gibi bir planın varsa o küçük beynini parçalara ayırırım" dedi. Bu sözüyle korktum. Gerçekten yapardı tüylerim ürperdi ama sorumu yöneltmeye karar verdim.

" Beni daha önceden  tanıyor musun yoksa kaçırdığın günmü gördün"

" Ben seni ilk 15 yaşında gördüm ada " dedi cevap verdiğine şaşırdım ama şaşırmam gereken daha büyük bir olay vardı bundan 10 sene öncesinden bahsediyordu. Ama bu nasıl olabilir.

" Neden ozaman kaçırmadında şimdi kaçırdın peki"

" Herşeyin bir zamanı var doğrusu seni bulmak beni biraz zorlasada izmirde olduğunu sonunda öğrendim" dedi. Şuan şoktaydım  baran bana cevap veriyordu. Hemen bir soru daha yönelttim.

" Babamla nealakan var" bunu dememle yumruğunu sıktığını farkettim. Yüzü yine o korkutucu ifadeye büründü. Babam barana neyapmış olabilirde baran bukadar nefret dolu oluyor anlam veremiyordum.

KANLI ELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin