Derin bir nefes alıp konuşmasına devam etti.
Jungkook: Sorun değildi. Gerekirse mektup yollarım dedim ve yaptım da. Ya da ben öyle sandım. Çünkü mektupların hiçbiri sana ulaşmadı değil mi?
Kafamı hayır anlamında iki yana salladım. Bana gelen herhangi bir mektup yoktu.
Jungkook: Ulaşmadı tabi. Babamın adamları yüzünden. Ah Jin, hepsi bir oyunmuş. Bizi ayırmak için yaptıkları bir oyun. Dedemler yurt dışında yaşıyorlar. Orada iş yerleri de var. Bazı sıkıntılar olduğunu söylediler. Ben inanmıştım Jin. Fakat onlara güvenmemem gerekirdi. Amaçları tamamen bizi ayırmakmış. Oradayken yazdığım mektupların sana ulaştığını sandım ve hep senden bir cevap bekledim. Tabii nasıl cevap verebilirdin ki?
Ben şaşkınca ona bakıyordum. Hala olanlara inanamıyordum. Şaka gibi.. Bunların hepsi bize yapılmış bir komploymuş. İyi de neden bize bunu yapıyorla- Ah doğru ya! Jungkook'un babası tam bir paragöz ve aynı zamanda da tam bir şerefsizdi.
Jungkook:Sen benim mektuplarıma cevap vermiyordun ve ben de sana ilk başta haber veremediğim için bana kızgın olduğunu düşünmüştüm. Bir yandan da seni delicesine merak ediyordum. Mektupta numaranı felan da istedim fakat yine cevap alamadığım için hiçbir şekilde seninle konuşamadım. Seni o kadar çok merak ediyordum ki Jin, bir yandan da özlüyordum. Bir arkadaşım bana senin evinin olduğu yerlerde birkaç adamın geldiğini ve posta kutusundan bir zarf alıp gittiğini söyledi.
Durup yeniden nefeslendi. Soluksuz bir şekilde bana herşeyi anlatırken ben sadece pür dikkat onu dinliyordum.
Jungkook: Arkadaşım dediğim az önce görüştüğüm kişiydi. Onunla iletişim halindeydim. O sürekli takip içerisindeydi ve buradaki haberleri bana veriyordu. Zaten olanları öğrenir öğrenmez buraya döndüm-
Jin: Peki arkadaşından bana neden ulaşmadın?
Evet imkanı varken ulaşabilirdi. Arkadaşıyla haber yollayabilirdi bana.
Jungkook: Ulaşmaya çalışmış fakat bana evde kapıyı açan uzun saçlı bir kadın olduğunu söyledi. Ona seni sorduğunda bir arkadaşında kaldığını söylemiş. Kim olduğunu sorunca da Taehyung olduğunu söylemiş. Fakat ben evini bilmediğim için birşey yapamadım. O da sormamış, bir daha gittiğinde de kapıyı açan olmamış. Bir daha gitmiş ve birçok kez daha gitmiş Jin, fakat her seferinde kapıyı açan kimse olmamış. Sana ulaşamadım Jin. Seni kaybettim sandım. Kafayı yedim. En sonunda buraya geldim ve seni bulmaya çalışacaktım ki sen geldin.
Ağlıyordum. Evet şu an gerçekten de ağlıyordum. Bize çok büyük bir haksızlık yapılmıştı. Ben aylarca onsuzluktan mahvolmuşken o geri gelmişti. Biz birbirimizi herşeye rağmen bulmuş ve yeniden kavuşmuştuk.
Jin:Seni çok özledim Jungkook.
Hıçkırıklarımın arasından konuştuğumda bir yandan da tüm gücümle ona sarılmıştım. Anında elleri belimi bulmuş ve tüm özlemiyle sarılışıma karşılık vermişti. O kadar özlemişiz ki birbirimizi hiç birbirimizi bırakasamız gelmiyordu. Bu sarılma daha çok sürerdi fakat telefonum çalmıştı.
En güzel anılarımı mahvetmeye bayılan Taehyung yine tam zamanında aramıştı. Hızla telefonu yanıtladım.
Jin:Taetae, kapat telefonu geliyoruz baş belası
Tae:Geliyoruz derken? Hem iki saattir neredesin sen gerizekalı? Aklımız çıktı burada ya. Dışarıda da yoksun. Bana bak neredeysen söyle sinir etme beni.
Göz ucuyla Jungkook'a bakıp cevapladım.
Jin: Neler neler oldu bir bilsen
Tae:Ne oldu?
Jin: Sonra anlatırım. Şimdi beni rahat bırak!
Tae:Ama-
Telefonu suratına kapatmıştım. Bu anın bölünmesini istemiyordum. Benim için çok önemli ve güzel bir gündü bugün. Jungkook gelmişti ve şu an benden mutlusu yoktu. Yeniden birlikteydik.
Dönüp o çok özlediğim yüze baktım. O kadar çok özlemiştim ki anlatamam. Güzel gözleri üstümde dolaşırken kapşonlusunu çıkarttı. Gözlerim anında saçlarına çıkarken eski kahveliklerin kaybolduğunu gördüm. Saçlarını boyatmış! Sarışın bir Kook olmuş ama acayip yakışmış ona.
Jungkook: Nasıl olmuş.
Jin:Harika olmuş, çok güzel olmuş Jungkook.
Gülümsedi. Bu gülümsemeyi bile ne kadar özlemişim.
Jungkook:Sevgilim...
Uzun zaman olmuştu bana böyle seslenmeyeli.
Jin:Efendim?
Jungkook: Beni öpsene...
Birşey diyeceğim,
Bitti.
Böyle bitireceğimi tahmin etmiyordum ama böyle sonuçlandı. Finalde her bir cümle için bir şeyler hissettirmeye çalıştım ve umarım başarabilmişimdir.
Umarım bu kitapta bol bol eğlenmişsinizdir. Şahsen ben yazarken çok güldüğüm zamanlar oldu. Sizi de eğlendirmek amaçlı bazı yerlerde çok boş da yaptım sanırım:]
Bu kitabı silip silmemek arasında o kadar çok gidip geldim ki anlatamam. Fakat sonuna kadar gitmeye karar verdim. Bazen yazdığım şeylere hiç anlam veremedim. Bazen yazdığım şeyleri çok sıkıcı buldum. Yazdığım şeyleri pek beğenmiyorum açıkçası ve bu benim yazdığım/bitirdiğim ilk kitaptı. Sizin beğenmeniz için elimden gelenin fazlasını yapmaya da çalıştım.
Evet söyleyeceklerim bu kadardı...
Vedaları sevmem ama vedalaşma zamanı geldi. Kendinize iyi bakın sizleri çok seviyorum. Son sözüm sağlığınıza dikkat etmeniz♡
Jinkook'u çokça sevin. Çünkü onlar sevilmeyi hak ediyor<3
(I Purple You💜💜)
YOU ARE READING
•Hisset• +Jinkook ✔
FanfictionSadece kalbinin sesini dinle... O kalp sadece benim için atıyor Hissediyorum... (Arkidaşlar bu benim ilk kitabım olduğundan fazla kusurlu fazla absürt olabilir ya da ne bileyim saçma.. Ona göre okuyun, pişman olabilirsiniz diye kısa bir uyarı!) /Ta...
•15• 'Final'
Start from the beginning
