"Zamanı geldiğinde her şeyi öğreneceksin."
"Ve işte o gün geldiğinde anlayacaksın: Asıl endişelenmen gereken kişinin ta kendin olduğunu."

Son sözlerini de söyledikten sonra, bakışlarım onun üzerinde iken kemanı tuttum. Beni tüm bu bilinmezlikler ile bırakıp arkasını döndü. Usulca kapıya ilerlediğinde, büzülmüş dudağıma değen ıslaklıklar ile beraber sağ elimi kaldırıp onu işaret ettim. Kapıya çoktan vardığında, onun duyamayacağı yükseklikte: "Gitme. Zhan lütfen... Lütfen gitme." Diye yalvardım. İçimde oluşan boşluk kalbimi sıkıştırırken, kapının gürültü ile kapanmasını tüm vücudumda hissettim.

Sevdiğim adamın elimden kayıp gidişini izlemenin ardından uzattığım elimi kapıyarak geri çektim. Bedenimde tuttuğum kemanı iki kolum ile sararken, duvarın önüne çöktüm. Kafamı önce duvara dayadım. Bir süre sonra gözlerim dolduğunda, başımı yere eğdim. Damlalar kemanın üst kısmını ıslatmaya başladığında gözlerimi güçlükle kapattım.

~

Cebimdeki telefonun titremesi durmadan devam ederken gözlerimi ovuşturarak açtım. Uyuduğum bu duvarın dibinde boynum ağrımıştı. Sızlanarak elimi o kısıma götürüp sıkıştırdım. Bir yandan da susmak bilmeyen telefonumu açmak için yeltendim. Yerimden kalkmadan, arayan numarayı açtım.

"Hey dostum? İyi misin?"
"Dünden beri yüzlerce kez aradım ama açmadın."

"Yang?"
"Ah.. bir şeyim yok. Sadece uyuyakalmışım."

Uykulu ses tonum bu tezi doğrulamıştı. Her ne kadar tüm olay uyuyakalmamdan ibaret olmasada...

"Sevindim." Dedi.
Ardından devam etti.
"Dün gece aynı vakitte 2 trajedik ölüm daha meydana geldi."
"Ölümlerin ardı sırası kesilmediği için bir dedektife danışma kararı aldık."

Dikkat ile onu dinlemeye çalışıyordum.

"Dedektif aynı anda iki kurbanının aynı sebeple ölmesinin zor olduğunu ve muhtemelen bir grup hâlinde yapıldığını söyledi."

"Ve benimde aklıma onlar geldi."

Onlardan diye kimden bahsettiğini ikimizde anlamıştık.

"Üzgünüm Yibo."
"Birazdan söyleyeceklerimi duymak zorunda kaldığın içinde öyle.. çok üzgünüm."
"Dedektifden bu gün gelen bilgilere göre-"

Yüksek tonda birbirine giren seslerin arkadan gelmesi ile aniden konuşmasını durdurdu. Bir müddet sonra da tekrar devam etti.

"Şimdi kapatmam gerek. Sana tekrar döneceğim. Görüşürüz." Diyerek benim cevap vermemi beklemeden kapattı.

Şaşkınlıkla telefonu kulağımdan ayırıp, elimde tutarak zemine uzattım. Kafamı kaldırıp, tavana bakarken şu anda anlatmamasının benim için daha iyi olduğunu düşündüm.

Yorgun bedenime ağır geleceğini bildiğimden istemiyorum. Artık hiçbir şey duymak istemiyorum. Öğrendiğim her bilgi beni bu denli mahvederken yenilerini artık merak etmiyorum.

"Siktir!" Üstemdeki keman halen dururken, kafamı duvara sertçe vurdum.

"İstemiyorum!" dedim. Gözlerimi kapatırken ise devam ettim: "Uyanmak istemiyorum."

...

♡~

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

♡~

Finale git gide daha çok yaklaştık heyecanlı mısınız bakalım?

Açıkcası her şeyi olduda bittiye getirmek istemiyorum ama zaten yeterince kafanız karıştı. Bir an önce hem yibonun hem sizin olayları öğrenmeniz daha iyi olacaktır.

Sonunu nasıl bitireceğime karar verdim. İsteğim hepinizi derinden etkileyen bir son olması. Bunun için uğraşacağım. Ve en yakın zamanda, bölümleri uzun tutup (2,3 bölüm sonra gibi düşünüyorum) finali vereceğim.

Diğer bölümde görüşürüz~
Merak ile bekleyiiin

Violinist | YizhanWhere stories live. Discover now